Ambition traduction Turc
1,859 traduction parallèle
Ambition.
İstenen de bu zaten.
Thomas thinks that in his retirement he will get the reputation of a humble man without ambition or vanity.
Thomas, emekliliğinde hırs ve kibirden yoksun mütevazı bir adamın şöhretini kazanacağını düşünüyor.
Not when it gets in the way of ambition.
Hayır, gelir! Hırsın önüne geçerse zarar gelir.
Not many idiots have that much ambition. so whatever you took has probably cleared your system now.
Çok fazla aptalda bu kadar ihtiras yoktur. Hastaneye yattığından beri semptomların kayboldu yani ne aldıysan muhtemelen şimdiye kadar vücudundan çıkmış olmalı.
Don't let your ambition control you.
Hırsının seni kontrol etmesine izin verme.
Talent and ambition ran in Layla Wells's family.
Yetenek ve hırs Layla Wells'in ailesinde var.
She had goals, she had dreams, she had ambition.
Amaçları, hayalleri, hırsı vardı.
A child with much ambition.
Çok hırslı bir çocuk.
- And it's a life long ambition.
- Ölmeden önce yapılacaklar listemde.
It's my life's ambition to join the knights of Camelot.
Camelot Şövalyeleri'ne katılmak en büyük hayalimdi.
Your ambition is weak.
Tutkuların zayıf.
You also don't have a shred of ambition!
Herhangi bir arzun bile yok.
My life ling ambition was to have my face buried in your ass.
Benim tüm yaşam tutkum, suratımın senin kıçına gömülmesiydi.
Your noble ambition finds harmonious echoes in my heart.
Soylu hevesin ahenkli yankısını kalbimde bulur.
What does youth mean without an ambition?
Tutkular olmasa gençlik neye yarar?
It shows the ambition there was here, to create a Jewish state.
Burasi bir Yahudi devleti yaratma hirsini gösteriyor.
I'm not Wheeler, happy in some brainless job, no goals, no ambition.
Ben Wheeler gibi boş, amaçsız, hırssız bir işte mutlu olamıyorum.
Water and ambition have one thing in common - they are ever-swelling.
Su ve tutkunun ortak bir yönü var... İkisi de sürekli dolup taşar!
With experience A burning ambition to make it
# Tecrübeyle, ateşli bir tutkuyla #
Tell me, when was it that people stopped thinking of ambition as a sin and started thinking of it as a virtue?
Söyle bana, ne zamandan beri insanlar hırsı günah olarak değil de bir erdem olarak görmeye başladı?
And that you would put a matter of this importance before family ambition.
Ve bu konunun öneminin,... aile hırslarının önünde geldiğini biliyorsun.
Juro also regarded himself a great magician, and there was no stopping his ambition.
Juro da kendini büyük bir büyücü olarak görüyordu. Ve ilerleme hırsı hiç bitmiyordu.
– Mike, you have zero ambition.
- Tanrım. - Mike, sende hiç tutku yok.
Pour myself a cup of ambition
Kendime bir fincan hırs koyuyorum
Not for ambition nor bread
Ne ihtiras ne de para için
Music and ambition.
Müzik ve tutku.
You're my dream and my ambition.
Sen, benim rüyamsın, amacımsın.
But one king had a ruthless ambition to make himself emperor by the sword.
Fakat bir kral, kılıç gücüyle imparator olma hırsıyla nam salmıştı.
He had no ambition.
Tutkulu değildi.
See, until recently, my belief in a higher power was limited to worshipping the Holy Trinity of : Armani accessories, and my personal favorite, ambition.
Bu yakınlara kadar yüce bir güç olduğuna dair inanışım Armani, aksesuarlar ve kişisel favorim hırsın kutsal teslisiyle sınırlıydı.
Do you have any ambition at all?
Senin ciddi hiç hırsın yok mu?
How's that for an ambition?
Nasıl bir tutku bu?
No ambition!
Hiç tutkulu değil demek ki!
You said I have no ambition.
Tutkulu değilsin dedin.
You said I have no ambition at all.
Hiç tutkulu değilsin dedin.
Anyway, I have no ambition.
Neyse, zaten tutkulu biri değilim.
Quandary is, one doesn't generally get the chance to wield political power without the ambition to actively seek it.
İçinde bulunduğumuz ikilem ise politik gücü bilfiil ele geçirme hırsına sahip olmayan biri genelde hükmetme şansını elde etmez.
That same ambition often compromises the unselfish motives that begat the quest.
Bu hırs çoğunlukla hedefin özverili sebeplerine gölge düşmesine neden olur.
One could argue that Laura Roslin is a study in repressed ambition.
Laura Roslin'ın bastırılmış hırslara sahip olduğu ileri sürülebilir.
German science is putting itself at the right hand of German military ambition.
Alman bilimi, ülke ordusunun ihtirasının yanı başında yer alıyor.
Whatever you might think about German military ambition, it has nothing to do with German science.
Alman ordusunun ihtirası üzerine düşünceleriniz ne olursa olsun Alman bilimi adına yapılabilecek bir şey yok.
Your ambition.
İhtirasın...
That's my biggest ambition
Tek isteğim bu.
Ruled by ambition
Hırsının esiri olmuş.
It's my life's ambition to punish you.
Hayatımı seni cezalandırmak için harcadım.
'To annihilate crime should be your life's ambition.'
Suçu yok etmek hayatının amacı olmalı.
Ambition can be a valuable quality here in Washington as well as in life, but unchecked, it can be unhealthy, if not dangerous.
Hayatta olduğu gibi burada Washington'da da hırs çok değerlidir, fakat kontrol edilmezse hem sağlıksız hem de zararlı olabilir.
She was ill-mannered, no ambition at all.
Hastalıklı bir tarzı vardı, çok basitti.
What's your primary ambition?
Öncelikli tutkun nedir?
Now, it is clear to us that Mark Whitacre driven by his own boundless ambition to take over ADM has attempted to frame his superiors in a price-fixing conspiracy of his own invention.
Şimdi eminiz ki, Mark Whitacre sınır tanımayan ADM'yi ele geçirme hırsı yüzünden üstlerine, kendi karıştığı bir sabit fiyatlandırma komplosu ile tuzak kurmuştur.
Two years ago, something terrible happened,... and we lost the greatest DJ pirate radio has ever known to America,... ambition, and alcoholic poisoning.
İki yıl önce korkunç bir şey oldu. Amerika'nın en büyük korsan radyo DJ'ini kaybettik. Ölüm sebebi, hırs ve alkol zehirlenmesi.