And only then traduction Turc
2,063 traduction parallèle
If this is only about winning for you guys... then I owe you all an apology... because I've failed you... and we should just all go home because it means we've already lost.
Sizin için en önemlisi kazanmaksa çocuklar o zaman sizlere bir özür borçluyum, çünkü ben başaramamışım. O zaman hepimiz eve dönmeliyiz çünkü zaten kaybettik bile.
The shooter fired here and then here. Victim only had one bullet wound.
Katil önce buradan sonra buradan ateş etmiş.
And then when you have a little pressure, only some people are great.
Ve sen biraz baskı yaptığında sadece bazı insanlar harikadır.
It was a great joy and a great disappointment because only then did I take in the fact that my brother was dead.
Muhteşem bir mutluluk ve aynı zamanda hayal kırıklığı... çünkü sonrasından idrak ettiğim sadece, kardeşimin ölü olduğuydu.
But we also know that if we hold on to our anger and resentment... then it is only ourselves who are being punished.
Ama şunu da biliyoruz ki, öfkemize ve kinimize tutunursak asıl cezalandırılan kendimiz oluruz.
So my only option is just to flake completely And then make up a story tomorrow.
Bu yüzden tek seçeneğim partiye gitmeyip yarın bir hikaye uydurmaktı.
If you are only going down one block and then wait.
Bir blok ileride.
Then all the original material. And this is only open staircase the whole environment.
Buradaki her malzeme orijinal ve bu merdiven komşu evler arasında kullanılabilir durumda olan tek merdiven.
You know, I was only with Mark for one night, and then I was hung up on him for six years.
Mark ile sadece bir gece beraber oldum ve sonraki 6 yıl boyunca ona takılıp kaldım.
I don't... I mean, I don't know if I am but if we go there, then it could mess things up and we might lose this. And this is the only good thing I've got going for me right now.
Unuttum mu bilmiyorum ama eğer bunu yaparsak aramız bozulabilir ve bunu kaybedebiliriz ve şu an hayatımdaki tek güzel şey bu.
As I grew up going to college and was exposed to more, only then did I realize how much I was cheated as a child in my education.
Üniversiteye gitme yaşına geldiğimde ve gözüm açıldıkça, işte o zaman bir çoçuk olarak eğitimde ne kadar aldatıldığımı fark ettim.
And if he's the man I'm pretty sure he is, then he's gotta be thinking of only one thing.
Ve de sandığım ve de emin olduğum kişiyse sadece tek bir şeyi düşünüyor olması gerekir :
We are, like, the only two people in the class that haven't been to one yet, and then all of a sudden, carly got invited, and now this is our chance!
Sınıftan yalnızca iki kişi çağrıldı. Şimdiye dek hiç kimse çağrılmamıştı. Hiç beklenmedik bir anda Carly'i davet ettiler.
And even then, I only do it when there's no other choice.
Kaldı ki ancak başka seçeneğim kalmadığında öldürdüm.
And then you passed out, only to come to with no memory.
Sonra kendinden geçip hiçbir şey hatırlamaz şekilde kalktın.
Only now that timeframe's getting shorter. Then he comes home to edgewood Where he's home and he feels safe.
Sonra Edgewood'a, evine ve kendini güvende hissettiği yere gidiyor.
My punches were only as strong as my punches, and then things changed.
Yumruklarım sadece kendi yumruklarım kadar güçlüydü ve sonra işler değişti.
And then they only had eyes for him.
Sonra da gözleri oğullarından başkasını görmedi.
Then he met this woman and she had a huge problem, so he tried to help her, and her friend got really angry and he ended up with only one kneecap.
Sonra o kadınla tanıştı ve kadının büyük sorunları vardı o da yardım etmeyi denedi ve kadının arkadaşı gerçekten kızıp dizinden vurularak son buldu.
I can only conclude that you somehow revived my father and then spirited him away.
Bu yüzden, sizin bir şekilde onu hayata döndürüp kaçırdığınız sonucuna vardım.
There, you'll get to experience the Power of Orden for yourselves, and then you'll only have one care in the world :
Orada Tarikat Gücü'nü tadacaksınız. Sonra da dünyada tek bir amacınız olacak :
I resolved then to give up war, Madame, and not only the Huguenot camp.
Yalnızca Protestan karargâhından değil savaştan çekilmeyi aklıma koydum Madam.
And I am certain it is indeed yours, for I need only speak of what breaks my heart, and then it goes out.
O yıldızın size ait olduğundan eminim. Yalnızca kalbimi kıran konulardan bahsetmem gerektiğinde yıldız sönüp gidiyor.
Look, he is saying, if you return to the bank at least 70 per cent of the loan then they will drop the criminal charges and only a civil case will remain.
Bak... eğer bankaya kredinin yüzde 70 geri ödersen... kredi ceza suçlamaları düşürülecek geriye sivil davan kalacak.
But this offer only lasts for about two more minutes, and then I'm showing you off to the bike messenger.
Ama bu teklif sadece 2 dakika daha sürer, ve sonra seni bisikletli kuryeye göstereceğim.
If you're right and that transmitter's powered by your biorhythms, then the only way that I can turn it off is to stop your heart.
Eğer haklıysan verici biyoritminle hareket ediyorsa kalbini durdurunca o da kapanacaktır.
We'll do a fake intervention for Bianca, then it'll make sense that it's only us and Joey.
Bianca için uyduruktan bir müdahale düzenleyeceğiz, böylelikle Joey ve bizim orada oluşumuzun bir bahanesi olur.
Destro is the City Councilman who's telling Trapjaw that he has to file it as an accessory structure, and even then it can only be built at the rear of the lot.
Belediye Başkanı Destro ise Trapjaw'a yeni inşaatı resmiyette dekoratif düzenleme olarak göstermesi gerektiğini, öyle yapsa bile inşaatı ancak arsanın arka tarafında yapmasını söylüyor.
One day, I bring my nephew to work, and he molest my nephew, and my nephew- - he only 14, and he cry, and then, he shoot himself in the face.
Bir gün, erkek yeğenimi işe getirmek.. ... ve patron onu taciz etmek, yeğenim sadece 14 yaşında çocukcağız ağlayarak kafasına sıkıp intihar etmek.
So if I'm the only chemist that he's got then I've got leverage, and leverage keeps me alive.
Elindeki tek kimyager ben olursam bir kozum olur.
So we remove most of the signal that they detect, and then we concentrate only on about one per cent of this map associated with clusters of galaxies.
Dolayısıyla, tespit ettikleri sinyallerin çoğunu çıkarıyor, ve dikkatimizi bu haritanın galaksi kümeleriyle ilintili % 1'lik kısmına yoğunlaştırıyoruz.
Artie, if Claudia's not the breach, and it's obvious that you don't think she is, then that leaves only- - Leena.
Artie, eğer hain Claudia değilse ve belli ki onun olduğunu düşünmüyorsun... -... geriye tek bir seçenek kalıyor. - Leena.
Sweetie, if they don't fit you, You're gonna be the only one not wearing white, And then you're gonna stand out like "where's Waldo?"
Hayatım, pantolon sana olmazsa beyaz giymeyen tek kişi sen olacaksın ve "Gezgin Veli" gibi göze batacaksın.
Accept it, embrace it and then, only then, do you have a chance.
Kabullenin ki, belki o zaman bir şansınız olabilir.
He works incredibly long hours And then he comes home only to have to turn around And go and get his father his candy or his tea
Uzun saatler boyunca çalışıyor sonra da eve gelebildiğinde bu sefer de babası için şeker, çay gazete ya da sigarası için tütün almaya dışarı çıkmak zorunda kalıyor.
Well, I cleaned out my cross-country locker, and then I tried to have everyone sign my jersey, but the only one there was the lady janitor.
Kros dolabımı boşalttım ve kazağımı herkese imzalatmaya çalıştım. Ama sadece hademe imzaladı.
After only meeting me two times And then coming to my family's barbecue.
Sadece iki kere görüşmemizden ve ailemle mangal yaptığımızdan sonra bile.
And then there's little Horace Mooney, who claims to barely remember a thing because he was only five.
Bir de küçük Horace Mooney vardı. Sadece 5 yaşında olduğu için hiçbir şey hatırlamadığını söylüyor.En küçük ve en genç sizdiniz.
And ever since then, I have always only focused on that.
O zamandan beri de, sadece buna odaklandım.
No, if I get the Governor back from Shaw, then I'll be fine, but the plan is only gonna work if you help Morgan and Casey.
Patron'u Shaw'dan geri alırsam iyileşeceğim. Ama plan ancak Morgan'la Casey'ye yardım edersen işe yarar.
Then when Mr McTavish come back into her life she saw it as the perfect opportunity to frame you and I..... was only too willing to assist.
Ben de isteyerek yardımcı oldum.
So, if life can not only survive but even flourish in these conditions, then you've got to feel that it's much more likely that life can also survive and flourish out there in the solar system.
Öyleyse eğer canlılık bu koşullarda hayatta kalıp hatta gelişebiliyorsa çok daha büyük olasılıkla yukarıda güneş sisteminde de hayatta kalıp gelişebileceğini anlıyorsunuz.
But, if you just dig a tiny bit below the surface, then you see that this layer of gypsum is only a few millimetres thick, and then immediately the ground beneath it turns this greeny colour.
Fakat yüzeyin altını birazcık kazarsanız birkaç mm kalınlığındaki bu alçı taşı katmanını görürsünüz ve akabinde toprağın altı bu yeşilimsi renge döner.
And they could have been forming little tiny pockets, maybe only a few microns in diameter, but if he can make a two or three micron diameter ball of liquid water, and he has the ability to move, then that bacterium is now not in a glacier, but he's in an ocean.
sadece birkaç mikron çapında eğer iki ya da üç mikron çapında bir likit su topu yapabilirse ve hareket yeteneği varsa bu bakteri artık bir buzun içinde değil bir okyanusun içindedir.
Well, I... I don't know, but if that is the case, you should know, and if it's not, then we really should find out what happened, but regardless, the only way to find out is to... is to sit and talk.
Ben bilmiyorum, eğer mesele buysa bilmeniz gerekir, eğer değilse de o zaman gerçekten ne olduğunu öğrenmemiz gerekiyor demektir.
Since then, werewolves can only turn on a full moon and vampires are weakened by the sun.
O zamandan beri, kurt adamlar sadece dolunayda, vampirler ise geceleri ortaya çıkabiliyor.
Since then, werewolves can only turn on a full moon And vampires are weakened by the sun.
O andan beri kurt adamlar sadece dolunayda dönüşebiliyor ve güneş vampirleri zayıflatıyor.
Since then, werewolves can only turn on a full moon and vampires are weakened by the sun.
O andan beri kurt adamlar sadece dolunayda dönüşebiliyor ve güneş vampirleri zayıflatıyor.
Since then, werewolves can only turn on a full moon, And vampires are weakened by the sun.
O zamandan beri kurt adamlar sadece dolunayda ve vampirler de sadece gece ortaya çıkabiliyor.
So my solution is that people contact your assistant and then he and only he may call at the house.
Benim çözümüm ise insanlar asistanınla görüşecek ve sadece ve sadece o seni evden arayabilecek.
Then, only six short months later, and here we are, ready to follow where they went.
Altı kısa ay sonrası işte yine buradayız. Onların izinden yürümeye hazırız.
and only you 38
and only 43
only then 35
then 34485
then nearly 94
then don't 282
then you're an idiot 17
then prove it 86
then you're wrong 16
then what 1564
and only 43
only then 35
then 34485
then nearly 94
then don't 282
then you're an idiot 17
then prove it 86
then you're wrong 16
then what 1564
then i'm leaving 17
then you know 40
then it's a date 18
then you 156
then i 166
then do it 228
then leave 77
then i'll wait 16
then it's settled 125
then you're right 18
then you know 40
then it's a date 18
then you 156
then i 166
then do it 228
then leave 77
then i'll wait 16
then it's settled 125
then you're right 18