Ani traduction Turc
5,078 traduction parallèle
This was totally just sprung on us.
Bu çok ani oldu.
According to most archaeologists, both Nazca and Tiahuanaco were suddenly abandoned at about the same time approximately 1,000 years ago.
Önde gelen arkeologlara göre, hem Nazca hem de Tiahuanaco, yaklaşık 1.000 yıl önce, aynı zamanda, ani bir şekilde terk edildi.
Lashing out.
- Ani çıkışlar yapıyor. Çok saçma.
Jolene was taken from us so suddenly.
Jolene'in aramızdan ayrılışı çok ani oldu.
Be not afraid of sudden fear, neither of the desolation of the wicked when it cometh. "
Ani korkudan ürkmeyin. Günahkârın ıssızlığından da ürkmeyin. "
Because you won't leave a family on a whim.
Çünkü aileni ani bir istekle terk etmezsin.
By the way can I know the reason for this sudden meeting?
Bu arada, acaba bu ani görüşmemizin nedenini öğrenebilir miyim?
You get a stitch in your side when you run.
Koşarken bir tarafında ani sancı olabilir.
That was abrupt.
Bu ani oldu.
Since your untimely departure from Northern Lights, I understand that you're in need of a cause.
Kuzey Işıkları'ndan ani ayrılışınızdan beri bir mazeret arayışında olmanızı anlıyorum.
Forgive me if I find this sudden generosity rings about as true as one of your campaign promises.
Bu ani cömertliğini kampanya sözlerinden biri kadar gerçek bulduğum için kusuruma bakma.
Now I understand the reason for this shotgun wedding.
Bu ani düğünün sebebini şimdi anlıyorum.
No sudden moves.
- Ani hareket yapma.
He called for a snap election.
Ani seçim istedi.
All of a sudden the short-circuit makes it start to feel involved
Hepsi ani bir kısa devre kontrolsüzce hareket etmeye başlar
What? And to some, sudden.
Bazılarımız içinse ani.
From the looks of these skid marks, whoever was driving sure stopped in a hurry.
Patinaj izlerine bakılırsa, sürücü her kimse ani fren yapmış.
I still deserve to know.
" İleriyi aydınlatır, Işığın ani parlaklığında...
She doesn't like sudden, unexpected noises.
Ani, beklenmeyen sesleri sevmiyor.
Anything sharp or sudden will wake her up, so just kind of...
Herhangi ani bir ses onu uyandıracak, o yüzden biraz...
'Cause unmotivated bursts of anger are kind of my thing.
Çünkü ani öfke patlamaları yaşayan kişi genelde benim.
Sudden affection is not good for health, Arumai
Ani bağlılık, sağlıya iyi değil Arumai
Somebody was going in reverse, braked hard here, and then sped off before she bled out.
Birisi ters viteste gidiyormuş. Burada ani fren yapmış. Kan yayılmadan önce hızlıca gitmiş.
He went into spontaneous remission.
O da kanserinde ani bir gerileme yaşamıştı.
The schemers are scheming, coming up with a coup de main, better known as a pre-emptive strike.
Plancılar plan yapıyor, ani bir hücuma karar veriyorlar. Önleyici saldırı yani.
Ryan, before you make a rash decision, there's something you need to know about that woman.
Ryan, ani bir karara varmadan önce sana o kadınla ilgili bir şey söyleyeyim.
I'm not Hermione, I can't create instant paralysis with that.
Ben Hermione değilim. Onunla ani felç oluşturamam.
Dizzy spells?
- Ani baş dönmesi?
There is no plausible way to explain a sudden change in that procedure.
Bu süreçteki ani bir değişikliği akla uygun bir şekilde açıklamanın bir yolu yok.
That's kind of sudden.
Bu biraz ani oldu.
Well, I've got an issue with impulse control, Martin.
Ani hareket kontrolüyle sorunlarım var Martin.
- That's a little random.
- Biraz ani oldu.
So I had these very immediate and intense relationships with people all the way around, and carried stories from one to another.
Böylelikle gezdiğim her yerde insanlarla ani ve içten bir ilişki geliştirdim ve bir çok hikayeyi taşıdım.
He's got third-degree burns, likely from a flash fire.
Üçüncü derece yanıkları var. Muhtemelen ani, yüksek alevlerden.
So you can see why I'm a bit curious about his sudden incarceration.
Yani bu ani hapis işi nedeniyle meraklı olduğumu anlayabilirsin.
It's not like this all of a sudden.
Ani bir karar vermedim. Bunu uzun zamandır düşünüyordum.
- Why is it so crazy that we'd use gas if our soldiers were in immediate danger?
- Askerler ani bir tehlike altında kaldı diye gaz kullanmamızın neresi şaşırtıcı?
We've seen what sudden shake-ups can lead to over the water, haven't we, Darcy?
Ani bir sallamanın suyun yönünü değiştirebileceğini görmüştük değil mi, Darcy?
Eye witnesses claim the bridge collapsed in a sudden explosion.
Görgü şahitlerinin iddiasına göre köprü ani bir patlamayla çöktü.
As you all know, an explosion at Mapo Bridge occurred.
Hepinizin bildiği gibi Mapo Köprüsü'nde ani bir patlama meydana geldi.
I appreciate this sudden show of care and concern, Deena.
Bu ani özen ve kaygı gösterin için sana müteşekkirim, Deena.
Couple of sudden movements.
Bir kaç ani hareket.
There is no explanation for this abrupt departure.
Hiçbir açıklama yok Bu ani kalkış için.
I'm sorry, I know it's kinda sudden, it just can't be helped.
Özür dilerim, Biliyorum biraz ani oldu. Elimde değil.
The proposal was real sudden.
Düğün hazırlığı çok ani oldu.
Easy now, let's not make any snap decisions.
Sakin ol, ani bir karar verme.
Make any sudden moves and you will be.
Ani bir hareket yap ve...
Even with all of Walt's sudden political radioactivity the election's gonna be close.
Walt'ın bu ani siyasal radyasyonuna rağmen bile.. .. seçim sonucu birbirine yakın olacaktır.
When you have to make a cold approach and you have to make it fast, you don't get any points for being polite.
Ani bir yaklaşma ile başlayacaksınız ve bu hızlı olması gerekiyorsa, bütün kibarlığınızı bir kenara bırakmalısınız.
Sudden monsoon.
Ani musonmuş.
Wilson, don't turn around.
Ani hareket etmeyin.