English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ A ] / Arrest me

Arrest me traduction Turc

2,026 traduction parallèle
You're not here to arrest me either.
Sen de beni tutuklamak için gelmedin.
Okay, fine, arrest me.
Peki, tamam. Tutukla beni.
You can't arrest me here.
Beni burada tutuklayamazsın.
You can't arrest me...
Beni tutuklayamazsınız...
Says, "You can arrest me anytime, Eddie."
"Beni her zaman tutuklayabilirsin, Eddie" yazıyor.
Will you arrest me in the post office?
Bir postanede tutuklayacak mısınız beni?
You can arrest me if you want, but it might not go as smooth as you hope it would.
İstersen beni tutuklayabilirsin. Ama sandığın kadar kolay olmaz.
Arrest me.
Tutukla.
Arrest me, but don't fucking drop me.
Beni tutukla, ama düşmeme izin verme.
Look, if you're gonna arrest me, then-then do it.
Dinle, eğer beni tutuklayacaksan... tutukla.
So why didn't you arrest me?
Peki neden beni tutuklamadın?
I'll call my friends to come and arrest me.
Arkadaşlarımı arayıp, beni tutuklamalarını söyleyeceğim.
What are you going to do, arrest me?
Ne yapacaksın, beni tutuklayacak mısın?
You can arrest me all you want, But right now we have to get into the cockpit.
Beni dinle, bu iş bittiğinde istersen beni tutuklayabilirsin.
You gonna arrest me?
Beni tutuklayacak mısın?
You're not gonna arrest me?
- Beni tutuklamayacak mısın?
Are you here to arrest me?
Tutuklamaya mı geldin?
So either arrest me...
Ya beni tutukla ya -
No, you want to arrest me and send me to prison.
Beni yakalayıp hapse tıkmak istiyorsun.
Next time I'm hitting on a guy you like, come clean with me before I go out with him so you don't have to arrest me to break up the date.
Bir daha hoşlandığın adama takıldığımda onunla çıkmadan önce bana açıkça anlat her şeyi. Böylece buluşmayı bozmak için beni tutuklaman gerekmez.
Arrest me?
Tutuklayacak mısın?
You can either arrest me, or you get the hell out of my shop.
Ya beni tutukla ya da dükkânımdan defol!
Arrest me.
Tutukla beni.
George Crabtree, you arrest me right now!
- Beni derhâl tutukla George Crabtree.
On whose authority would anyone arrest me?
Kimin yetkisiyle beni tutuklatacaksın?
If they spot me, they'll arrest me. Or worse.
Beni burada yakalarlarsa hapse atarlar yada daha kötüsü.
Please, don't arrest me!
Lütfen beni tutuklamayın.
You're here to arrest me.
Beni tutuklamak için geldiniz.
You gonna arrest me, Mr. officer?
Beni tutuklayacak mısın, Memur Bey?
You're telling me you can't arrest her With a briefcase full of money?
Yani kadını ağzına kadar para dolu çanta ile görüp tutuklayamayacağını mı söylüyorsun?
You are leaving with me if I have to arrest you and put you in handcuffs.
Seni tutuklayıp, kelepçelemem gerekse de, benimle geliyorsun.
You want me to arrest him or get his autograph?
Onu tutuklamamı ya da imzasını almamı mı istiyorsunuz?
Listen to me... you are leaving with me if I have to arrest you and put you in handcuffs.
Pekâlâ, beni dinle- - Seni tutuklamam ve kelepçelemem gerekse de, benimle geliyorsun.
If anyone is going to arrest Feng Choy, it will be me.
Feng Choy'u bir tek ben tutuklayabilirim.
Thank you for helping me with these arrest reports.
Tutuklama raporlarında yardım ettiğin için teşekkür ederim.
Sue me. I'd rather arrest you.
Dava edin beni.
Arrest me?
Seni tutukladıktan sonra belki ederim. Tutuklamak mı?
Next thing, I got two cops whaling'on me. - Were you resisting arrest?
Bir anda polisler üzerime çullandı.
They didn't arrest me until after they kicked my ass.
- Tutuklamaya mı?
If Alice Morgan threatened me, why don't you just arrest her?
Şayet Alice Morgan beni tehdit ettiyse neden onu tutuklamıyorsun?
Aren't you going to arrest him? I want him to lead me to the rest of the animals.
Diğer hayvanların yanına götürmesini istiyorum.
Arrest me?
- Beni tutuklayacak mısın?
Sir, I'm very close to solving this case, and if you interfere with me any more, I will arrest you.
Bayım, davayı çözmeye çok yaklaştım. Bana engel olmaya devam ederseniz, sizi tutuklarım.
We can arrest Marc Torres in 10 minutes if everyone will just calm down and let me do my job.
Herkes 10 dakika sakin olup, işimi yapmama izin verirse, Marc Torres'i tutuklayabilirim.
I had been following Random. I knew that his arrest would give me the leverage I needed to force him to share the map.
Tutuklanmasının haritayı benimle paylaşması için elime bir koz vereceğini biliyordum.
Sir, forgive me for the disturbance, I was just making an arrest.
- Rahatsız ettiğim için üzgünüm. Birini tutukluyordum.
And unless you want me asking my office To make you redo all those arrest reports In blue ink instead of black,
Ayrıca, eğer tutuklama raporlarının siyah mürekkep yerine mavi ile tekrar yazılmasını ofisime bildirmemek için çeneni kapatmada yarar var.
Oh, arrest me, officer.
- Pekala.
You want me to make the arrest, too?
İstersen adamları da ben tutuklayayım.
Or do you want me to arrest you out here?
Yoksa sizi burada tutuklamamı mı istersiniz?
It gives me great pleasure to say that you are under arrest.
Tutuklu olduğunu söylemek bana büyük mutluluk veriyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]