Artist traduction Turc
8,120 traduction parallèle
You know that new artist I've been watching?
Takip ettiğim şu yeni sanatçıyı biliyorsun.
This artist, Ray Jamieson he made all of his darkest and most disturbing pieces when he was living here.
Ray Jamieson adlı sanatçı tarafından. Burada yaşarken en karanlık ve rahatsız edici çalışmalarını yaptı.
I overheard your mom's friend telling your mom about this crazy artist killer who used to live here.
Annenin arkadaşının anlattıklarını duydum. Burada yaşayan çılgın katil sanatçı hakkında olanları.
What if that crazy story is true and that artist's ghost is still out there?
Ya o çılgın hikâye gerçekse ve o sanatçının hayaleti hâlâ buradaysa?
I was a mediocre artist.
Vasat bir ressamdım.
I'm the artist here, clear?
- Buradaki as solist benim, tamam mı?
Your wife's an amazing artist.
Karın inanılmaz bir sanatçı.
An architect and an artist.
Mimar ve sanatçı.
Who was like this master tattoo artist.
Böyle dövme sanatçılarının ustası bir adamdı.
She's a really awesome artist.
Gerçekten harika bir sanatçıdır.
I'm a tattoo artist.
Dövmeciyim.
I need your artist eye.
Sanatçı gözün lazım bana.
Josh is an artist. Oh, my God.
John da bir artist, tanrım.
He's a tattoo artist.
Dövme sanatçısı.
You know, you're this... cool, sexy tattoo artist guy.
Yani, sen şu... havalı, seksi dövme sanatçısı adamsın.
Well, there's this new young artist premiering at my gallery, and I need to show up to be supportive.
Galerimde ön gösterim yapan genç bir sanatçı var. Ben de ona destekçi olmak için orada bulunmalıyım.
You're an artist too?
Sen de mi sanatçısın?
Oh, my God. That's the artist?
Tanrım, sanatçı mı şu?
- Wait, the artist?
- Bekle, sanatçı olan mı?
- Yes, the artist.
- Evet, artist olanmış.
She's dating a tattoo artist.
Dövmeci bir erkekle çıkıyor.
Name any great artist.
Bakıyorum, devam et. Jonathan Franzen.
Last night we called our artist.. .. to make a sketch of his partner.
Dün gece, ortağının resmini çizsin diye ressamımızı çağırdık.
I always assumed you were an artist.
Hep senin sanatçı olduğunu farz ettim.
My wife, she is the artist.
Sanatçı olan eşim.
That is a very great artist, Shostakovitch.
Shostakovich büyük bir sanatçı.
I'm sure you can never forget being an artist. Nor a monk.
Sanatçı ya da rahip olmanın unutulabileceğinden emin değilim.
Well, from one starving artist to another, I should probably tip her.
İkimiz de açlıktan kırıldığımız için ona bahşiş versem iyi olacak sanırım.
Passionate artist, dressed in black all the time.
Siyah her zaman giymiş tutkulu bir sanatçı.
The French art critic, Andre gide, famously stated that art is a collaboration between god and the artist and the less the artist does, the better.
Fransız sanat eleştirmeni, andre gide, Ünlü sanat arasında bir işbirliği olduğunu belirtti. Tanrı ve sanatçı ve sanatçı yapar daha az iyi.
It has no title and the artist refused to sign it, not wishing to influence its interpretation.
Tahribatın hiçbir başlık vardır ve sanatçı bunu imzalamayı reddetti, Yorumunu etkilemek isteyen değil.
I doubt the artist could even reproduce it if you asked him.
I sanatçı bile yeniden şüpheliyim. Ona sordum.
"... first recording artist signed to the Black Swan label. ". "
"... sizi dinleyeceğimiz bir görüşmeye davetlisiniz. "
Damn these crackers in here.
Buradaki artist kılıklıların da canı cehenneme.
Cracker Hell.
Artist Gibi Kızın Cehennemi.
If Vechten is the nigger expert, then I'm damn sure the cracker authority.
Eğer Vechten zenci uzmanıysa, ben kesinlikle artist kızların yetkilisiyim.
- Comic Artist ]
- Çizgi Roman Sanatçısı ]
Indeed, these past fifteen years he had been an assistant artist to different masters...
Kendisi on beş yıldır farklı ustalar için asistanlık yapıyordu...
Well, Michael was a geneticist, but over the centuries, he was also an artist, a cartographer and an astronomer.
Michael genetikçiydi. Ama yüzyıllar içerisinde sanatçı, haritacı ve... -... gök bilimci de oldu.
The artist painter person.
Sanatçı ressam kişilik.
For the writers at Cahiers, soon to become the filmmakers of the Nouvelle Vague, Hitchcock's greatness as an artist was self-evident.
Yakında, Yeni Dalga sinemacıları olarak anılacak Cahiers yazarlarına göre bir sanatçı olarak Hitchcock'un büyüklüğü su götürmezdi.
Being an individual artist meant self-exposure, pouring all of yourself into your movie, all of your fears and obsessions and fetishes, just like Hitchcock did.
Özgün bir sanatçı olmak kendini ifşa etmek, her şeyini filmine akıtmak demekti. Bütün korkularını, saplantılarını ve fetişlerini. Tıpkı Hitchcock'un yaptığı gibi.
Hitchcock had freed Truffaut as an artist, and Truffaut wanted to reciprocate by freeing Hitchcock from his reputation as a light entertainer.
Hitchcock Truffaut'yu bir sanatçı olarak özgürlüğüne kavuşturmuştu. Truffaut da bunun karşılığında, Hitchcock'u hafife alınan yönetmen.. ... olmaktan kurtarmak istedi.
HYYCHCOCK : Quite obviously, I'm, uh... ( WOMAN SPEAKING FRENCH ) I suppose like any artist who paints or writes,
Açıkça görülüyor ki, yazan ya da çizen her sanatçı gibi ben de belirli bir alanla sınırlanmış durumdayım, sanırım.
Was he an artist or an entertainer?
Bir sanatçı mıydı, yoksa bir şovmen miydi?
Could anyone really claim to be an artist, working within the factory conditions of Hollywood?
Hollywood fabrikasında çalışan herhangi biri gerçekten de sanatçı olduğunu iddia edebilir miydi?
not the television star, not the Master of Suspense, but Alfred Hitchcock the artist, who wrote with the camera.
Alfred Hitchcock'u bize, bir televizyon yıldızı ya da gerilim ürünün ustası olarak değil, kamerayla yazarı bir sanatçı olarak tanıttığı kitabının güncellenen son baskısı.
We need a sketch artist ASAP.
Çok acil bir çizer gerek.
Amy was the artist, and Max was into movies and special effects.
Amy oyuncuydu, Max'te filmlere ve özel efektlere düşkündü.
The lesbian artist?
Lezbiyen sanatçı olan mı?
Liza, he's an artist. He doesn't think about time.
Zamanı düşünecek hali yok.