Authorized traduction Turc
1,716 traduction parallèle
- You're not authorized to do that.
- Bunu yapmaya yetkin yok.
He authorized me to have the paperwork.
Evrak işlerini halletmem için beni görevlendirdi.
We're authorized for a memorial service.
Anma töreni için resmi görevliyiz.
Who do you think authorized the buyout?
! Sence bütün bunlara kim onay verdi?
Not that I am authorized to release that information...
O bilgiyi vermeye yetkili olduğumu söylediğimden...
They made sure that the books that flowed throughout a society were authorized - were the authorized editions - but also were within the control of the state within the control of the king or the prince.
Bunlar, toplumda dolaşan kitapların izin alınarak yetki ile - basılmasını ve yanı sıra devletin kontrolü altında, kralın ya da prensin kontrolü altında olmasını sağladılar.
In response, the American government authorized massive blue-sky spending on science and technology overseen by a new
Buna karşılık olarak Amerikan hükümeti
I'm authorized to do that.
Bunu yapmaya yetkim var.
I'm not authorized to communicate with you except to tell you I can't communicate with you.
Seninle görüşmeyeceğimi söylemek haricinde seninle görüşmeye yetkim yok.
I've been authorized to offer you anything in the government's power if you help us out.
Bu teklifi yapmak için ben görevlendirildim, eğer yardım etmezsen hükümetin eli kolu bağlanacak.
The file indicates that Ezra Kramer authorized six illegal...
Bu dosyada belirtildiği gibi, Ezra Kramer'ın onayladığı altı yasa dışı...
All I'm authorized to tell you is that he's still under government employment.
Sadece hükümet adına çalıştığını söylemeye yetkim var.
- And who authorized you to tell me this?
- Peki, söyleme yetkisini size kim verdi?
Mr.Doiaru, the Prime-Minister authorized to clear this train.
Bay Doiaru, Başbakan bu trenin buradan ayrılmasına onay verdi.
As I said, we're not authorized to arrest war criminals.
Dediğim gibi, bize savaş suçlularını tutuklama yetkisi verilmedi.
We're not authorized for payments.
Bizim ödeme yapmaya yetkimiz yok.
- Well, President Garvey authorized overtime for one guard outside Houtman Hall.
Başkan Garvey, Houghton Hall'un önüne bir muhafız koydu.
We are not authorized to interfere.
Müdahale etmeye yetkimiz yok.
By the order of Lord Farquaad I am authorized to place you both under arrest and transport you to a designated resettlement facility.
Lord Farquaad'ın emriyle ikinizi de tutuklama ve tahsis edilmiş yeniden düzenleme tesisine naklinize yetkiliyim.
I won't be authorized to be there.
Ben de yetkili olarak burada olmayacaktım.
The autopsy dispensation has been authorized so you can take the body but first you have to identify him.
Cesedin çıkarılması onaylandı, onu alabilirsiniz ama önce kimlik saptaması yapmanız lazım.
- Who authorized this?
- Yetkili kim?
Tell me who authorized it.
Kimin yetkili olduğunu söyle.
Who the fuck authorized this?
Yetkili kim?
You are not the user authorized of this he / she arms. He intends to share their food with you.
- Bu silahı kullanma yetkiniz yok
Under no circumstances... am I authorized to disclose that information.
Hiçbir şart altında o bilgiyi vermeye yetkili değilim.
This operation has not been authorized.
Bu operasyon izinsiz.
- Which I have just authorized.
Ben de buna izin verdim. Ne yaptın?
Only the attack personnel he is authorized to circulate.
Sadece uçuş görevlileri.. .. kabinde dolaşma yetkisine sahiptir. Teşekkürler.
In Washington, at the request of Defense Secretary Cheney President Bush authorized the call-up of as many as 1 million National Guardsmen and other Reservists for up to two years.
- Washington'da, Savunma Sekreteri Cheney'in isteğiyle Başkan Bush yaklaşık bir milyon muhafız ve yedek askerin iki yıllığına savaşa çağrılmasına yetki verdi.
Who authorized you to change the locks to my house?
Sana kim izin verdi evdeki kapı kollarını değiştirmeye?
Basically, the government has authorized the seizure... and transfer of anyone they suspect of being involved... in terrorism to secret prisons outside of the U.S.
Hükümet CIA'e, terörizmle uzaktan veya yakından... ilgisi olabileceğinden şüphelenilen herkesi tutuklama ve... Amerika'nın dışındaki gizli hapishanelere transfer etme yetkisini verdi.
However the great council in Washington has authorized me to offer you 50 cents an acre.
Ancak Washington'daki meclis bana, size hektar başına 50 sent teklif etme yetkisini verdi.
You are not authorized to call lockdown.
Sen bu durum için yetkili değilsin.
Who authorized you to be in here?
Buraya girmenize kim izin verdi?
Someone who has worked with the defendant, and who is definitely authorized to speak about Leon Negrescu's... eccentricities.
Davalı ile çalışmış olan ve Leon Negrescu'nun garip davranışlarını anlatmaya kesinlikle yetkili biri...
And at one point I asked John Yoo, "Can the President authorized torture?" And his response was "Yes."
Bir keresinde, John Yoo'ya öyleyse Başkan işkenceye izin veriyor diye sormuştum ve onun cevabı da evet olmuştu.
That was authorized under the utility technique.
Bu, "Abes Teknik" olarak adlandırılmaktadır.
The cumulative effect of simultaneous applications of numerous, authorized techniques had abusive and degrading impact on the detainee.
Eş zamanlı yapılan ve izin verilen sayısız tekniğin eklenerek artan etkisi, kişi üzerinde oldukça kötü bir etki yaratmıştır.
Among the Interrogation Guidelines they gave us, it said that dogs are authorized to be used on detainees. You know, stress positions. Sleep deprivation.
Bize verilen sorgulama kılavuzunun içerisinde köpeklerin mahkumlar üzerinde kullanılabileceği yazıyordu hatta rahatsız pozisyonlara sokma, uykusuz bırakma gibi tekniklerin bile.
Hey, Giddy, I never authorized that.
Giddy, buna asla izin vermemiştim.
Authorized by whom?
Kim görevlendirmiş?
So does President Palmer, he authorized it.
Başkan Palmer da biliyor. Buna yetki verdi.
I'm not authorized to give you that information.
Size bu bilgiyi verecek yetkiye sahip değilim.
And, with hands clenched in horror, Minnie is forced to watch as authorized underlings force their way into her girls'assembly hall, filled with hundreds of good girls.
Ve Minnie, yüzlerce temiz kızla dolu olan toplantı odasına yetkilendirilmiş kişilerin zorla girişini, elleri korkuyla birbirine kenetlenmiş şekilde izlemeye mecbur kaldı.
Unfortunately, they haven't authorized that.
Ne yazık ki, bunun için bize yetki verilmedi.
I have been authorized to offer you double the previous price, if you can guarantee delivery before the end of the month.
Tahıl sevkiyatıyla ilgili olarak... size önceki fiyatın iki katını önerme yetkisini aldım. Tabi bu, sevkiyatı ay bitmeden yapmayı garanti ederseniz geçerli olacak.
Yeah, write, yeah, but diverting controlled substances to a non-authorized distributor, that's a felony.
Tamam, ama ya reçeteyle satılan ilaçları, yetkisi olmayan bir dağıtımcıya yönlendirmeyi? Hiçbir şeyi yönlendirmedim.
Release of nuclear weapons is now authorized.
Nükleer füzelerin ateşlenmesini onaylıyorum.
It is not authorized.
İznin yokmuş.
- That's all I'm authorized to say.
- Daha fazlasını söyleyemem.