Barbados traduction Turc
216 traduction parallèle
And you're a Barbados freeman who served as stoker... - aboard the Southern Cross?
Güneyin Buharlısında kömürcü olarak çalışan, Barbados'un özgür adamlarından birisin.
How you'd have loved the North Cape and the fjords and the midnight sun, to sail across the reef at Barbados, where the blue water turns to green, to the Falklands where a southerly gale rips the whole sea white!
Kuzey kutbunu ne kadar sevebilirdin. Ya fiyortları ve gece yarısı güneşini. Mavi suların yeşile döndüğü Barbados'sun kayalıklarından, güneyli fırtınaların denizleri beyaza çevirdiği Falkland adalarına yelken açmak ne kadar hoşuna gidebilirdi.
Mother's coming back tomorrow from Barbados.
Yarın annem Barbados'tan geliyor.
I'll go to St. Kitts and Barbados and Grenada - the whole archipelago.
St. Kitts, Barbados ve Grenada'ya gideceğim. Tüm adalara.
He wants to see you there, in Barbados.
Senle orada, Barbados adalarında görüşmek istiyor.
I hear the weather is gorgeous in Barbados.
Barbados'da muhteşem bir hava varmış.
Now, that case of yours goes to Barbados tonight, with you or without you.
O el çantası senle ya da sensiz Barbados'a gidecektir.
Now, the Major would like it if you'd bring it yourself, but you can't be alive in Barbados and dead in New York at the same time.
Sen götürürsen Binbaşı memnun olurdu ama ayni anda Barbados'ta hayatta olup, New York'ta ölü olamazsın.
But if you're too dead to go, I'll be in Barbados tonight.
Ama sen gidemeyecek gibi öldüysen, bu gece ben Barbados'ta olacağım.
Labrador, Barbados, Trinidad, Salvador,
Labrador, Barbados, Trinidad, Salvador,
" Sir, I am only a simple woman from the Barbados Islands.
"Bayım, ben Barbados Adaları'nda yaşayan basit bir kadınım."
I have learned that she is your daughter... that she was abandoned by an officer... whom she followed to Halifax and then here, to Barbados.
"Öğrendim ki, sizin kızınızmış..." "... Halifax'a, sonra da buraya, Barbados'a kadar peşinde dolaştığı... "
I'm hoping you'll take Willie on the 16th cos Connie and I want to go to Barbados.
Hafta sonu Willie'yle birlikte olacağını umarım. Çünkü Connie ve ben Barbados'a gidiyoruz.
So. That's two weeks. Barbados.
İki kişi, iki hafta.
- Tomorrow, in Barbados.
- Yarın, Barbados'da.
I can't fly to Barbados this confused.
Aklım karışıkken seninle Barbados'a uçamam.
- Let's go to Barbados.
- Haydi Barbados'a gidelim.
I'd like to change the reservations for Mr and Mrs Sumner Sloane, flight 481 to Barbados.
Bay ve Bayan Sumner Sloane için olan rezervasyon'u değişecektim... Barbados'a olan 481 numaralı uçuş.
I'm gonna call you every day from Barbados until you take this job.
Sen bu işi alana kadar seni her gün Barbados'tan arayacağım.
Our sources in Barbados confirm it.
Barbados'taki kaynaklarımız doğruladı.
It's you, me and Mike in Barbados.
Sen ben Mike Barbados'dayız.
I suppose this incredible package deal to Barbados is out.
İnanılmaz Barbados turu da yalan oldu o halde.
- Charlie- - Tell him I'm connecting to Barbados, arriving 1 : 30 a.m.
01 : 30'da Barbados'da olacağımı söyle, ulaşabileceğim bir numara bıraksın.
Now, I'm staying at my parents'house and the housekeeper is in Barbados.
Ailemin evinde kalıyorum ve hizmetçi bir aylığına Barbados'a gitti.
I miss you all terribly, but it will be so lovely to see you when you return from Barbados.
Sizi çok özledim ama Barbados'tan döndüğünüz zaman sizi görmek harika olacak.
The planet I inhabit is full of fast cars, restaurants, holidays in Barbados and fine wines.
Benim yaşadığım gezegende hızlı arabalar restoranlar, Barbados'ta tatiller ve iyi şaraplar var.
Why don't you come with me down to Barbados?
Neden benimle birlikte Barbados'a gelmiyorsun?
The Unicorn, a valiant ship of Charles I... has left Barbados... in the West lndies... to set sail for home.
Unicorn cesur 1. Charles'ın Barbadostan alan... batı hint adalarından... eve yelken açmak için.
- Ahhh, Barbados.
- Ahhh, Barbados.
- Barbados?
- Barbados mu?
And have you messing up the weather from here to Barbados?
Sen de buradan Barbados'a kadar havayı mahvedersin.
And she makes me do that singing her damn Barbados songs, tempting me!
Bunu bana o yapıyor lanet Barbados şarkılarıyla aklımı çeliyor.
I give you pretty dress to wear and I put you way up high in the air and you going flying back home to Barbados. "
Güzel elbiseler vereyim ve gökyüzüne yükseltip Barbados'a, evine uçurayım. " Dedi.
It's bound for the Barbados.
Barbados'a gidiyor.
- He's in Barbados.
- Barbados da.
- He's in Barbados.
- Barbados'daymış.
- The sanitation commissioner in Barbados?
- Sağlık koruma memuru Barbados'da mıymış?
- What's Lieberman doin'in Barbados?
Lieberman Barbados'da ne yapıyormuş?
- Fax him a copy in Barbados. - All right.
- Ona Barbados'a bir kopyasını fakslayacaksınız.
He's in Barbados.
O Barbados'ta.
My mum told me on the plane on our way back from Barbados.
Annem, Barbados'tan eve dönerken uçakta söylemişti.
The entire Sullivan household went to Barbados two days ago.
Sullivan'ların hepsi iki gün önce Barbados'a gitti.
You'd been in Barbados for two days.
İki gündür Barbados'daymışsınız.
They haven't been driven since they went to Barbados.
Barbados'a gittiklerinden beri kullanmamışlar.
If Christine had not taken ill she would be with you in Barbados even now.
Christine hastalanmasaydı şimdi beraber Barbados'da olacaktınız.
Did Walter Sullivan say why Christy didn't go to Barbados?
W. Sullivan, Christy'nin Barbados'a neden gitmediğini söyledi mi?
Where he put his arm around you and said if Christy hadn't been sick, she'd have been in Barbados with you?
Sana sarılıp, Christy hastalanmasaydı, seninle Barbados'a gelirdi, dediğini?
If Christine had not taken ill she would be with you in Barbados even now.
Christine hastalanmasaydı seninle Barbados'da olacaktı, şimdi bile.
Let's go to Barbados.
Haydi, Barbados'a gidelim.
"We here by announce that the 16th Hussars... stationed in Halifax... will be moving on February 15, 1864... to the Barbados Islands."
"Halifax'ta konuşlanmış olan, Onaltıncı Süvari Birliği..." "... 15 Şubat 1864'de... " "...
And have you messing up the weather from here to Barbados? I don't think so.
Ata binmeyi, uçmaya her zaman tercih ederim!