Bedroom apartment traduction Turc
157 traduction parallèle
The big secret was that Miss MacGyver and Miss McKinney were sharing a one-bedroom apartment off campus.
Bayan MacGyver ve Bayan McKinney, kampüs dışında tek yataklı bir daireyi paylaşıyormuş.
I live in a one-bedroom apartment.
Ben, bir yatak odalı bir dairede oturuyorum.
Then you have "Mr Klein died, leaving a wife, two children and a spacious three-bedroom apartment with a wood-burning fireplace."
O zaman şöyle yazılırdı : "Mr. Klein, ardında bir eş iki çocuk ve üç odalı, şömineli geniş bir daire bırakarak vefat etti."
Four-bedroom colonial on five acres, an orchard, a pond and a shed... for less than a one-bedroom apartment in our neighborhood.
Dört yatak odası, 20 dönüm bahçe, gölet ve bir de kulubesi olan ev... Bizim tek yatak odalı dairemizden daha ucuz.
Two bedroom apartment for me and Will.
Will ve benim için iki odalı bir ev.
We lived in the most... wonderful... one-bedroom apartment.
Tek yatak odalı evimizde en iyi... muhteşem... zamanlarımızı yaşadık.
But you were sure as hell sick and tired of living... in a one-bedroom apartment in New York City.
Ama New York'ta tek odalı bir apartmanda.. yaşamaktan bıkıp usandığından emindin.
I personally guarantee, that you'll get the next two bedroom apartment when it becomes available in Rostov.
Kişisel olarak garanti ediyorum... Rostov'da boşalacak ilk iki yatak odalı daireye, Siz yerleşeceksiniz.
Howard W. Campbell, Jr., a great writer and fearless American patriot... now lives in poverty and in loneliness in a one-bedroom apartment... at 61 Bethune Street in New York City.
Howard W. Campbell, Jr., çok iyi bir yazar ve korkusuz bir Amerikan vatanseveri. Şimdi New York şehrinde Bethune sokağı 61 numarada tek odalı dairesinde yoksulluk ve yalnızlık içinde yaşıyor.
- Here's a two-bedroom apartment in EImont.
- Elmont'ta bir apartman dairesi iki yatak odası.
If and only if we can find a buyable two-bedroom apartment.
Sadece ve sadece eğer iki odalı satılık bir apartman dairesi bulabilirsek.
- That means all of our kids are stuffed into a 2-bedroom apartment.
- Bu bütün çocuklarımızın iki daireli bir apartmana sıkıştığı anlamına gelir.
- Actually it's a one bedroom apartment, but, you know, the family that lays together stays together.
- Aslında tek odalı bir daire, ama, bilirsin, beraber yatan aile birbiriyle her zaman beraber kalır.
Whoop! Last month I had a fiance, and a two-bedroom apartment.
Geçen ay bir nişanlım, ve iki odalı bir dairem vardı.
"Spaclous two-bedroom apartment, fully furnished, £ 90 a week."
"Geniş, iki oda bir salon dayalı döşeli apartman dairesi-Haftalık kira 90 pound"
She said that since you get to keep the one-bedroom apartment you should give Rachel the purple chair.
Daire sende kaldığına göre mor sandalyeyi Rachel'a vermeliymişsin.
She didn't say "chair," she said "share." You should share the one-bedroom apartment.
Sandalyeyi Rachel'a ver dememiş. Evi ver demiş. Beraber yaşayacakmışız.
We got a small, one-bedroom apartment right on the beach.
Hemen sahilde küçük, tek odalı bir daireye yerleştik.
'Wanted : Girl to share a two-bedroom apartment on Trowbridge.
"Trowbridge'deki iki odalı daireye bayan ev arkadaşı aranıyor."
DAVID GROSS : It's as if we've stumbled in the dark into a house, which we thought was a two bedroom apartment and now we're discovering is a nineteen-room mansion- - at least.
Durumumuz, sanki zifiri karanlıkta bir binaya tesadüfen girip de, iki odalı bir daire sandığımız yerin, sonradan en az ondokuz odalı büyük bir konak olduğunu keşfetmemiz gibi düşünülebilir.
We're gonna find you a one-bedroom apartment, get you back on your feet, maybe move you in over at Beanie's...
Biz sana bir yatak odalı daire bulacağız, böylece ayaklarının üstünde duracaksın, Beanie de taşınabilir...
You rent a two-bedroom apartment.
İki yatak odalı ev kiralıyorsun.
Roommate wanted for three-bedroom apartment.
Üç odalı daireme ev arkadaşı aranıyor.
This is a four-bedroom apartment.
Burası dört odalı bir ev.
One-bedroom apartment.
Bir odalı apartman.
A one-bedroom apartment instead of a mansion, and half-Jewish instead of half-Indian.
Malikane yerine tek odalı bir daire, yarı Kızılderili yerine yarı Yahudi.
Yesterday, I was still fantasizing that it could work with you, that a one-bedroom apartment might be cozy.
Dün seninle yürüyebileceğini, tek odalı bir evde yaşayabileceğimi hayal ediyordum.
They've got a tiny one-bedroom apartment.
Evleri çok küçük.
The man who lives downtown in a one-bedroom apartment?
Şehirde tek başına ufak dairede oturan adam mı?
Would you rather go live with Mr. Solis, in a dingy one-bedroom apartment with no air conditioning and no cable, huh?
Bay Solis ile beraber, paslı, tek yatak odalı, havalandırması ve kablo TV'si olmayan bir apartman dairesinde mi yaşamayı isterdin?
You live in a two-bedroom apartment.
2 odalı bir dairede yaşıyorsun.
He has a pension, insurance and a large three bedroom apartment
Emekli aylığı, sigortası ve 3 tane geniş odalı bir katı var.
Our one-bedroom apartment in fishtown.
Fishtown'daki tek odalı evimizi.
It's a three bedroom apartment, not far from the university or the hospital and has really cute floral wallpaper.
- Üç odalı bir daire. Üniversiteye ve hastaneye yakın. Çok güzel çiçekli duvar kağıdı var.
Do you remember when the only thing we ever wanted was that apartment, the two-bedroom apartment upstairs?
Hatırlar mısın, tek istediğimiz üst kattaki iki odalı daireydi.
He'd moved into this small one-bedroom apartment on Kramgasse with his young wife Mileva.
Genç karisi mileva ile Krangasse'de bu tek odali daireye tasindi.
My family, all seven of us Lived in a one bedroom apartment
Ailem, hepimiz tek odalı bir evde yaşıyorduk.
Apartment F, first bedroom to the right.
F dairesi, sağdaki ilk yatak odası lütfen.
So I take Sylvia up to the apartment, and guess who he's stashed in the bedroom.
Ben de Sylvia'yı götürdüm ama tahmin et yatak odasında kim vardı...
One in the apartment just opposite my bedroom window.
Karşı apartmanda, yatak odamın penceresinin karşısında bir tane var.
But I told him we just had this little apartment and... it only had one bedroom... so it was out of the question.
Fakat ben ona tek yatak odası olan çok küçük bir apartmanda yaşadığımızı söyledim. böylece sorun kalmadı.
I got a one-bedroom apartment.
Yıldönümleri, doğum günleri Noel. Tek odalı bir dairem var.
Of course, now he lives in my apartment, my bedroom, my bed.
Tabii ki, şimdi o benim apartmanımda yaşıyor, benim yatak odamda. Benim yatağımda.
- Forgive me, but we reached the top... regional apartment list for forsenics, my wife and two kids, we are qualified for the two bedroom...
Beni bağışlayın ama... Adli Tıp Lojman Listesi'nde ön sıralardaydık. Karım ve iki çocuğumla birlikte,
Bedroom, bathroom, nightmare. You look so pretty. I am so glad you could come and see our apartment.
Gelip evimizi gördüğünüze çok sevindim.
You went into my apartment, my bedroom, and stole a picture of me?
Daireme girip, yatak odamdan fotoğrafımı mı çaldın?
I heard a noise comin from the back of the apartment, from my bedroom.
Arka taraftan sesler duydum, yatak odasından.
See, in my old apartment, to get to the bedroom you had to go through the bathroom.
Unutmuşum, eski dairemde yatak odasına gitmek için, banyodan geçmek gerekiyordu.
We were at my apartment, and we`re in the bedroom together... and we were reminiscing. lt was great, and I wanted so much to kiss her...
Evimde, yatak odamdaydık eski günleri yad ettik.
Yes, Phil's apartment's only a two-bedroom place.
Evet, Phil'in dairesi çok küçük. Sadece iki odalı.
Charming spacious apartment to share, own bedroom, private bath, no pets... bottoms only need apply.
Gösterişli ve geniş daireye ev arkadaşı aranıyor. Odası kendinden banyolu. Ev hayvanı yasaktır.