Bedrooms traduction Turc
926 traduction parallèle
Five bedrooms, two sitting rooms.
Beş yatak odası, iki oturma odası.
The weather being so stifling, I took the two bedrooms this time.
Hava da çok boğucu olduğundan, bu sefer iki yatak odalı bir yer tuttum.
Amelia, are the bedrooms cheery?
Amelia, odalar aydınlık mı?
I want you to get flowers for the bedrooms.
Yatak odaları için, çiçek almanı istiyorum.
- It's the bedrooms that need preparing.
- Evet, ama önce yataklar hazırlanmalı.
Just said, "Get all the best bedrooms ready and more servants from the inn."
Sadece en iyi yatak odalarını hazırlayıp daha fazla hizmetçi tutmamı söyledi.
Eight master bedrooms.
Sekiz tane yatak odası.
There are 8 bedrooms, 8
8 tane yatak odası var.
And here are your bedrooms.
Ve burası da yatak odalarınız.
Two bedrooms. One bathroom. All clear.
İki yatak odası, bir banyo, temiz.
They will closet themselves in their bedrooms and secretly peer at yellow photographs which that woman will resemble.
Yatak odalarına kapanıp, gizlice bu kadına benzeyecek olan - Sararmış fotoğraflara bakacaklar.
That only leads to our bedrooms.
Orası yatak odamıza çıkıyor.
Living room, two bedrooms, terrace?
Oturma odası, iki yatak odası ve bir teras.
My husband and I have separate bedrooms since our daughter died.
Ben ve kocam, kızımız öldüğünden beri ayrı odalarda yatıyoruz.
It's odd a villa this size has only two bedrooms.
Bu zavallı villa. Bu büyüklükte ve sadece iki yatak odası var.
You have three bedrooms down here, the master bedroom is upstairs and here comes the...
Burada üç odanız var, büyük yatak odası yukarıda, ve işte...
Forty bedrooms, dining hall. Honeymoon cottage, really.
Dört yatak odası, yemek salonu, balayı sayfiyesi.
Upstairs are the bedrooms and the office.
Yukarıda yatak odaları ve büro var. Az sonra size gösteririm.
They got separate bedrooms, not even connected.
Ayrı yatak odaları var, birbirine bağlantılı bile değil.
I'll help you with the bedrooms in the morning.
Sabahleyin sana odalarda yardım ederim.
There are two bedrooms on this floor, three upstairs.
Bu katta iki, üst katta üç yatak odası var.
Three bedrooms.
Üç yatak odası var.
Three bedrooms and central heating.
Üç oda, merkezi ısıtma.
Kitchen, bathroom, living-dining room with balcony, and three bedrooms.
Mutfak, tuvalet, balkonlu oturma ve yemek odası. Üç yatak odası.
Let's go up and look at the bedrooms.
Hadi gel yatak odasına bakalım.
Do the bedrooms but don't bother with my bathroom.
Yatak odalarını hazırla ama benim banyomla uğraşma.
The house is big, but bedrooms are just two.
Evet, evet. Burada yatardı. Ev büyük ama yalnızca iki yatak odası var.
Two bedrooms, bay-side view, I was rather content.
İki yatak odası, körfez manzarası. Oldukça memnundum.
Five bedrooms.
Beş yatak odalı.
He could have been lying about the five bedrooms.
Beş yatak odası hakkında yalan söylüyor olmalı.
I admit he's a baron, and the hotel has 500 bedrooms, but you do see the position it places me in.
İtiraf ediyorum, o bir baron ve otelin 500 yatak odası var ama bunun beni soktuğu pozisyonu görüyor musun?
- How many bedrooms?
- Kaç odalı olsun?
Bedrooms.
Yatak odalarına.
- We have separate bedrooms.
- Yatak odalarımız ayrı.
We've got, like, three bedrooms so we can chase each other from room-to-room between, you know...
Üç yatak odamız var böylece birbirimizi odadan odaya kovalayabiliriz, bilirsin...
There's only two bedrooms in my house. That wouldn't be fair to the boys.
Hayatım, bizim yalnızca iki yatak odamız var.
Don't forget to do the bedrooms and clean the bathrooms.
Yatakları toplayıp banyoları temizlemeyi de unutma.
All the bathrooms are a colour, all the bedrooms are a letter.
Her banyo bir renk. Her yatak odası bir harf.
I hate bedrooms.
Yatak odalarından nefret ederim.
There are only two bedrooms in Potkin's apartment, Which should make it very convenient for our younger associates.
Potkin'in dairesinde sadece iki yatak odası var..... ki bu onu genç dostlarımız için çok uygun hale getiriyor.
Well... Stealing from people's bedrooms?
İnsanların yatak odalarını soymak için mi?
Lieutenant, the bedrooms are this way.
Teğmen, yatak odaları bu tarafta.
Search the whole house, the bedrooms, the cellar...
Ve bütün evi arayın, odaları, mahzeni, her yeri, haydi, her yeri, çabuk.
Get their bedrooms good.
Yatak odalarına da...
We could all go there Hell, they've got two bedrooms upstairs they don't use!
Hep birlikte oraya giderdik. Kahretsin, iki yatak odası var üstkattakini kullanmıyorlar. Değil mi, Bill?
I settled for two bedrooms.
İki yatak odası ayarlamıştım.
We need a house with 5 bedrooms...
Evimizin beş tane odası olmalı.
Working in hotel bedrooms, on park and railway station benches in bars and restaurants using the small piece of copper which he carries in his pocket
Otel odalarında çalışır. Parklarda ve tren istasyonu banklarında barlarda ve restoranlarda... Cebinde taşıdığı küçük bir parça bakır kullanır.
There ain't no bedrooms in this joint.
Burada yatacak oda bulamazsınız.
We need at least two more bedrooms. - And with only one living room?
Ve sadece tek bir oturma odası mı var?
A turnstile into the bedrooms?
Öyle ya da böyle, girmek için biri daima ödeme yapar.