Bitching traduction Turc
539 traduction parallèle
Just bitching about the food and the way they treat people.
Sadece yemek ve insanlara nasıl davrandıkları konusunda söylendim.
♪ Not bitching''bout my boobies ♪ ♪ They look super fly in shirts ♪
Memelerimi mükemmelleştirmeyin tişörtlerde süper iyi duruyorlar.
Quit bitching and overhaul the starboard engine.
Dırdırı kesip sancak motorunu tamir etsene o halde.
What are you bitching about, darkie, don't you have the scoundrel that just arrived?
Dün de bu herif geldi, terbiyesizlik yapma " dedi.
What are you bitching about?
Ne saçmalıyorsun?
It's that Captain Yossarian. He's always bitching, always making trouble.
Şu Yüzbaşı Yossarian mızmızlanıp sorun çıkartıyor.
Quit your bitching and just remember what's at the end of the line.
Şikayet etmeyi bırak ve yolun sonunda ne olduğunu hatırla.
You still bitching your ass off?
Hala sızlanıyor musun?
You said that to my mother because you're mad at me for not wanting children yet and because I'm no fun anymore and we don't have enough hot, nasty sex because I'm always bitching about bills.
Anneme öyle söyledin, çünkü henüz çocuk istemediğim için deli oluyorsun çünkü artık gözünde eğlenceli biri değilim, yeterince ateşli sevişmiyoruz çünkü ödemelerimiz konusunda başının etini yiyorum.
Enjoy yourself and quit bitching.
Şikayet etmeyi bırak ve keyfine bak.
And never returning it. There was a lot of bitching in the tents.
Saç kurutma makineni alıp sonra hiç geri getirmiyorlar.
But the thing was, he was such a bitching guitar player... that, you know, that was enough.
Ama en önemlisi, müthiş bir gitaristti. Bu da yeterliydi.
Be nice-you're always bitching!
Sürekli şikayet ediyorsun!
When we got in the jury room, and she started bitching', "He's guilty."
Jüri salona girdiğinde "Suçlu, suçlu" diye söylenmeye başladı.
- Stop bitching. Let's have tea.
- Kapışmayı kesin, hadi çay içelim.
- A bitching session, you mean.
- Dırdır etme oturumu diyorsun yani.
Usually we start out bitching, but maybe if we're lucky, we can get into something more constructive.
Genelde dırdıra başlardık direkt,... ama şansımız yaver giderse, daha yapıcı bir sonuca varabiliriz.
Do you think bitching about it will get the story where we want it?
Sence sızlanarak hikayenin istediğimiz yerde olmasını sağlayabilir miyiz?
What's he bitching about?
Neden şikayet ediyor? Biliyor musun?
But bitching isn't relief if there's no one to hear it.
Ama sesimi kimse duymadıktan sonra şikayetin bir faydası yok ki.
Now, whether you or Stoll... or that sold-out, son-of-a-bitching marshal Joe Belle... want to see me guilty, you go right ahead.
Sen ya da Stoll... ya da o satılmış Şerif Joe Belle... beni suçlu görmek istiyorsunuz, öyle olsun.
I'm not boosting any capitalists. And I don't give a damn about your bitching and strikes and what you keep going on about, what's supposed to happen someday.
Kapitalistlere destek verdiğim yok,... ve de ne mızmızlanman ne de ağzından eksik etmediğin, bir gün gerçekleşeceği söylenen şu grevler umurumda.
What a bitching car, man.
- Ne rezil araba, adamım.
What are you bitching about, man? We got it made.
Ne şikayet ediyorsun?
- What are you bitching about?
- Ne şikayet ediyorsun?
Another son-of-a-bitching blackout.
Elektrik kesintisi.
She's always on at that poor child, bitching the hell out of her. Yes.
Her zaman zavallı çocuğun üstüne gidiyor... her gördüğünde azarlayıp duruyor.
Listen, if you didn't want the guys to call you queer you became a rough, tough, son-of-a-bitching football player.
Etrafındaki erkeklerin sana ibne demesini istemiyorsan... sert ve güçlü bir futbolcu piç oluyorsun.
What the hell are you bitching about?
- Neye söyleniyorsun?
He's really bitching.
Herif harika.
You think he's bitching?
Bu mu sevimli? Harika değil mi?
Hey, this is some bitching car.
Hey, bu gerçekten harika bir araba.
If anybody should be bitching, it should be Gary.
Eğer şikayet edecek birisi varsa o da Gary'dir.
Stop bitching around.
Etraf? nda d? rd?
Stop bitching, honey.
Kes dırdırı, tatlım.
Their union's been bitching since we took over.
Sendika, isi biz üstlendigimizden beri söyleniyor.
Even the rich are bitching.
Zenginler bile şikayetçi.
If we set around here on our duffs... bitching... we're gonna end up tomorrow's leftovers.
Eğer böyle şikayet etmeye.. devam edersek.. yarına kalacak tek şey bizim artıklarımız olacak.
That's a bitching stereo in there
Orada harika bir teyp var
This is bitching.
Çok iyi be.
He was bitching about it last night at the party.
Geçen gece partide bundan şikayet etmişti.
- Are you gonna keep bitching?
- Yakınmayı sürdürmek niyetinde misin?
And when people bitch about welfare, they'll be bitching about her.
İnsanlar sosyal hizmetlerden şikâyet ederken, ondan şikâyet ediyor olurlar.
I'm going to have the fucking poached salmon with the son-of-a-bitching rice and a dirty-bastard salad with a shitload of Roquefort dressing.
Ben, bir adet kahrolası somon poşelerinizden ve yanında da bir piç pilav ve içinde bok sürüsü kadar acı sosu olan ve şu puşt salatanızdan alıyım.
Bruce, you feel it? It's bitching!
Bruce, hissedebiliyor musun?
Not counting the bitching and whining, I'll say eight.
Sızlanmayı saymazsak sekiz saniye.
Son-of-a-bitching Bob!
Oh lanet olsun. Orospu çocuğu.
I just got tired of those six-figure executives bitching about what a bummer life is.
- Neden? Devamlı maaşlarından ve hayatlarından şikayet eden adamlardan sıkıldığım için.
Quit bitching!
Şikayeti bırak.
You spend all day bitching about others.
Yattığın yerden başkalarını eleştiriyorsun bütün gün.
What are we bitching about?
Ne olmuş?