Box traduction Turc
27,478 traduction parallèle
Pipe bomb in a book deposit box outside a library here in Flushing.
Flushing'te bir kütüphanenin önünde kitap teslim kasasına konmuş bir boru bombası.
There's no footage of the sidewalk, which means there's no footage of the book deposit box, which means there's no way to identify the person who's been setting off all the bombs.
Kaldırıma bakan kamera yok, demek ki, kitap teslim kasasını gösteren görüntü yok bu da demek oluyor ki, bombaları patlatan kişiyi bulmamız imkansız.
And the weed money you were hiding in that box labeled "not weed money."
Bir de "ot parası değil" etiketi yapıştırdığın kutudaki ot parasını verdik.
Hand over the box.
- Kutuyu bize ver.
You think everyone on Earth-19 is missing crayons in the box, or just him?
Sence Dünya 19'daki herkesin mi birkaç tahtası eksiktir yoksa sadece onun mu?
Got a brand-new Porsche 911 downstairs that he apparently paid cash for, and he just leased a safe-deposit box at a bank down the street.
Yeni Porsche 911'i kapının önünde duruyor Belli ki nakit olarak satın almış, Ve yolun aşağısındaki bankada
I'll pull a warrant for Lars'new safe-deposit box, see if there's a clue as to what our killer was after.
Ben de Lars'ın yeni banka kasası için arama emri çıkartayım, Belki katilin neyin peşinde olduğuyla ilgili bir ipucu buluruz.
So, I opened Lars'safe-deposit box and found 400 G's in cash.
Lars'ın kiralık kasasını açtım Ve 400 bin dolar nakit buldum.
That explains the cash that we found in Lars'safe-deposit box.
Lars'ın banka kasasındaki parayı açıklıyor bu.
Well, I, for one, am not waiting for them to close this shelter at the end of the week, and I am not wandering on foot for 20 miles to find my way to another shit hole that they'll close next week to open a box store or um... a paper store, a bag store, or a goddamn pet store!
Şahsım olarak, bu haftanın sonunda bu barınağı kapatmalarını beklemeyeceğim yerine bir kutu mağazası ya da bir kağıt mağazası, çanta mağazası veya lanet bir hayvan mağazası açmak için sonraki hafta kapatacakları kapatacakları başka bir çöplük bulmak için 32 kilometre yürümeyeceğim!
We're gonna need a box of tissues and some cozy blankets.
Bir kutu peçeteye ve yumuşak bir battaniyeye isteyeceğiz.
My mail goes to a P.O. box in Queens.
Postalarım Queen'teki posta kutusuna gidiyor.
The file is in a safe deposit box.
Dosya bir banka kasasında.
I just got the Conway Twitty box set.
Conway Twitty seti aldım az önce.
Yeah. I connect the keytar to the junction box, play a repeated note, all the other 38 towers will do the same.
Keytarı dağıtım kutusuna bağlayıp, tekrar eden bir nota çalacağım diğer 38 kule de aynısını yapacak.
I'm gonna plug into the junction box.
Dağıtım kutusuna bağlayacağım. Hazır mısın?
It's a square box, not heart-shaped.
Ayrıca kutu kare, kalp şeklinde değil.
Call box code's on file with the city : 3149.
Belediyedeki dosyasına göre otomat şifresi 3149.
Jesse, I need uh, uh, a pair of pliers and a-a box of wooden matches, okay?
Jesse, kerpetenle bir kutu kibrit lazım bana.
in a juice box.
Meyve suyu kutusunda.
"Check this box if you don't want your curb painted tomorrow."
"Eğer yarın kaldırımınızın boyanmasını istemiyorsanız bu kutucuğu işaretleyin."
It's a total scam. So, naturally, I forget to check the box, and he paints, and the next thing I know, I've got a guy on my doorstep demanding money from me.
O yüzden doğal olarak kutucuğu işaretlemeyi unuttum ve o da boyadı tabii, sonra bir baktim ki herifin biri kapıma dayanmış, benden para istiyor.
Mariana, will you please take the give-away box downstairs and put it on the front porch?
Mariana, verilecek olan koliyi alıp, alt kata indirip, onu ön verendaya koyabilir misin lütfen?
Mike : The landlord gave me the code to the lock-box, so I can show it for him when he's out of town.
Ev sahibi bana kilitin şifresini verdi, o yüzden o şehir dışındayken evi insanlara gezdiriyorum işte.
I mean, it was just a box, wasn't it?
Sadece bir kutuydu, değil mi?
A big box.
Büyük bir kutu.
Can I just pack one box?
Bir kutu doldurabilir miyim?
Pretty much the only thing people want is mint, new, in-box.
İnsanların tek istediği taze, yeni ve kutulu olması.
Box.
Kutu.
Put more things in box.
Kutunun içine daha çok şey koy.
Put it in the box.
Kutuya koy.
Feel overwhelming desire to dump box on ground and keep reading.
Kutuyu yere dökmek için karşıkonulamaz tutkuları hisset ve kitap okumaya devam et.
Who will, uh, live here now in this big box?
Bu büyük kutuda kim yaşayacak şimdi?
Of a box with no windows.
Penceresiz bir kutuyu.
- Do you need help with that box?
- Yardım ister misiniz?
It's in a box under the bed.
Yatağın altındaki bir kutuda.
- Is that a box of bacon?
- Bir kutu pastırma mı var?
Open the glove box, please.
Torpidoyu aç lütfen.
Mmm. Probably in a box.
Muhtemelen kutudadır.
- Do you know what box?
- Hangi kutuda olduğunu biliyor musun?
Are they carrying a lead box?
Bu kutularla mı taşımışlar?
I know the box is open, but my son only had a small handful.
Kutunun açık olduğunu biliyorum, bizim küçük bir avuç almış o kadar.
That box is yours to keep.
Bu kutu sende kalabilir.
Hell, you had a whole box of them.
Onlardan bir kutu dolusu vardı.
Yeah, I had a whole box of them because Mom was a stewardess.
Evet öyle bir kutum vardı çünkü annem hostesti.
I could ignore the mountain of complaints in my in-box, but I care too much.
Gelen kutumdaki onlarca şikayet görmezden gelebilirdim ama bunu fazlasıyla umursuyorum.
Or you can spend the next 30 years of your life living in a box, putting that back together.
Ya da hayatının sonraki otuz yılını bir kutuda arabanı toplayarak geçirirsin.
My ex-wife left a box of clothes when she moved out.
Eski karım taşınırken bir kutu kıyafet bıraktı.
Well, I, for one, am personally very glad not to be staring at those bloody box files and that flaming bulletin board, tramping down those stairs to that dank cave.
Şahsen ben lanet dosyaları ve parlak panoyu dikizlemek için o rutubetli mağaranın merdivenlerini aşındırmadığım için mutluyum.
What's in the box?
Kutuda ne var?
Ooh, you also better have a gallon of bleach in that box.
O kutuda birkaç litre çamaşır suyun varsa iyi olur.