English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ B ] / But i didn't

But i didn't traduction Turc

22,477 traduction parallèle
They sought to rescue me, but I told them I didn't need rescuing, though I swear my enemies will.
Beni kurtarmanın bir yolunu arıyorlardı, ancak onlara kurtarılmaya ihtiyacım olmadığını söyledim. Oysa ki, yemin ederim düşmanlarımın ihtiyacı olacak.
I knew he was dating someone, but for the first time, I didn't get all up in his "bidness."
Biriyle çıktığını biliyordum ama ilk defa işine hiç karışmadım.
I asked if you were here, but I didn't hear anything, and I was just looking.
Burada olup olmadığını sordum ama bir şey duyamadım sadece bakınıyordum.
I didn't count, but I'd say at least 20.
Saymadım ama en az yirmi vardık.
I mean, he was 18 and I was 12, but... It didn't seem that weird to me at the time.
O 18 ben ise 12 yaşımdaydım, ama o zamanlar bana garip görünmüyordu.
Doesn't ring a bell, but I didn't know all the kids by name.
Çağırışım yapmadı ama tüm çocukların adını bilmiyordum.
I mean, I didn't like it, but...
Yani, hoşlanmadım, ama...
Everyone on the plane starts cheering and crying, but I didn't.
Uçaktaki herkes tezahürat etmeye ve ağlamaya başladı ama ben ağlamadım.
But I didn't take them.
Ama onları ben almadım.
I didn't want to go, but I did.
Gitmek istememiştim ama gittim.
I followed her to the church, but I swear I didn't kill her.
Onu kiliseye kadar takip ettim, ama yemin ederim onu öldürmedim.
Yeah, well, I didn't think I was the same person either but look where we are.
Evet, ben de aynı insan olduğumu düşünmüyordum ama şu halimize bak.
I knew it would be strange coming back but I didn't think I'd be taking a time machine.
Geri dönmenin tuhaf olacağını biliyordum ama zaman makinesine bineceğimi düşünmemiştim.
Oh. I figured you wouldn't wanna see me but I didn't think there was any harm in... Asking your husband.
Beni görmek istemeyeceğini düşündüm ama kocanı sormaktan bir zarar gelmez diye düşündüm.
I didn't tell you guys earlier but I really screwed up today.
Size daha önceden anlatmadım ama bugün işleri fena batırdım.
I'm sorry to rope you in like this but when I saw the news, I didn't know who else to call.
Sana böyle emri vaki yaptığım için üzgünüm. .. ama haberleri görünce, kimi arayacağımı bilemedim.
I was waiting for one to disappear, but it didn't.
Birinin kaybolmasını bekledim, ama kaybolmadı.
But I'm so, so, so sorry to tell you, Emma didn't pass the entrance exam.
Bunu söyleyeceğim için üzgünüm ama Emma giriş sınavını geçemedi.
I moved..... I moved the body, I moved Grace's body, but I didn't kill anyone.
Cesedi taşıdım, Grace'in cesedini ama kimseyi öldürmedim.
I didn't have the balls to tell you this, but... I don't have the balls to have children.
Sana bunu söyleyecek kadar taşaklı değildim ama çocuk yapmaya yetecek spermim yok.
I told Cameron and Donna, but they didn't even listen.
Cameron ve Donna'ya anlattım. Dinlemediler bile.
Between you and me, I told Donna I was inviting you for business. But really, I just didn't feel like flying solo, you know, under the circumstances?
Aramizda kalsın, Donna'ya seni iş için davet ettigimi söyledim ama gerçekte ise, yalnız gelmek iştememiştim biliyorsun şu son durumlardan sonra.
I possessed one once, but - - Pbht - - it didn't work out.
Bir kere bir tanesinin bedenine girmiştim ama pek tutmadı.
Okay, look, I wasn't in my right mind when I smashed up Zane's car, but I didn't kill him.
Tamam, bakın doğru düşünemiyordum Zane'in arabasını parçaladığımda, Fakat onu öldürmedim.
I killed all those children... but I didn't kill Ihab Rashid.
Bütün o çocukları öldürdüm ama Ihab Rashid'i öldüremedim.
I had to put a target on your back and make sure you wouldn't capitulate to the authorities, but you didn't.
Seni hedef yapmam gerekliydi Ve otoritelere teslim olmayacaktın, Ve olmadın.
I don't know if you remember, but my last wedding didn't go so well.
Hatırlıyor musun bilmiyorum ama son düğünüm pek de iyi geçmedi.
I didn't think she was capable at such a young age But maybe she is.
Bu yaşta böyle bir güce sahip olacağını düşünmezdim ama belki sahiptir.
I mean, we knew about Chuck, but we just didn't know about... Chuck.
Yani Chuck'ı biliyorduk ama onun "Chuck" olduğunu bilmiyorduk.
But deep down, you didn't really want me...'cause I'm not him.
Ama derinlerde beni gerçekten istemiyordun. Çünkü ben o değilim.
But I knew I didn't wanna be anywhere near that thing.
Ama o şeyin yakınında olmak istemezdim.
I said I wasn't home that night, so I didn't see anything, but I've got a security camera in my window pointing down on the street because my car was broken into.
O gece evde olmadığımı söyledim, yani bir şey görmedim. Ama penceremde sokağı gösteren bir güvenlik kameram var çünkü arabamı soydular.
Uh, usually Anna and I would hang out before, but the recruiter from Boston College was coming that day, and Anna didn't want to distract me.
Genelde maçlardan önce Anna ile takılırdık,... ama o gün Boston Kolejin'den bir antrenör gelecekti Anna dikkatimin dağılmasını istemedi.
And I didn't have as good of an excuse as you, but I did it.
Seninki gibi güzel bir sebebim de yok, ama yaptım.
I know I should've told you, but Frank called me when I was in Florida, and he said Annalise was trying to kill him, and I know he could be lying, but I didn't know whether I should believe him.
Biliyorum, bunu sana söylemeliydim ama Frank beni aradı, ben Florida'yken, Annalise'in onu... öldürmeye çalıştığını söyledi. Biliyorum yalan söyleyebilir, ama ona inanıp inanmama konusunu bilemedim.
I didn't want to race in that motordrome, but I did for Harley-Davidson.
O motor pistinde yarşmak istememiştim ama Harley Davidson için yaptım.
But when I told him that we should just be friends, he didn't get it.
Ama arkadaş kalalım dediğimde anlamadı.
But I can prove I didn't kill her.
Ama onu benim öldürmediğimi kanıtlayabilirim.
I didn't love him any less. But we had to take out a second mortgage.
Ona olan sevgimi azaltmadı ama ikinci bir ipotekli borç senedi almamız gerekti.
Well, I didn't plan to, but I... I guess I'm thinking about letting Dion into my life a little more than I expected.
Planlarımda yoktu ama sanırım Dion'un hayatıma beklediğimden biraz daha fazla girmesine izin vereceğim.
But I didn't rape Zadie, I swear.
Ama Zadie'ye tecavüz etmedim, yemin ederim.
I didn't want you kids to worry but then... When I was on my way back... A biker knocked me down.
Sizin endişelenmenizi istemedim ama sonra sizden dönerken bir motorcu bana çarptı.
But I didn't find any substance in their FIR
Ama bu bilgi şikayet dilekçelerinde yoktu.
You decided to write down Minal's full name but you didn't even bother to write Rajvir's surname.
Minal'i tam adıyla yazmaya karar verdiniz ama Rajvir'in soy adını yazmaya tenezzül bile etmediniz.
I've made mistakes, but I didn't have any help.
Hatalarım oldu, ama yardım almadım.
I would call, but I-I didn't wanna... you know, and wake up Lena.
Arayacaktım ama şey yapmak istemedim Lena'yı uyandırmak istemedim.
But I never thought you didn't know.
Ama haberiniz olmadığını hiç bilmiyordum.
You know, I didn't want to come home until I fixed things, but I couldn't.
Aramızı düzeltene kadar eve gelmek istememiştim ama düzeltemedim.
I didn't want to say it on the phone, but I won't do it.
Telefonda söylemek istemedim ama ben bunu yapmayacağım.
I know this is a lot to take in, but we would not be asking if we didn't have good reason.
Biz ayrıldık. Bunu kabullenmek zor, biliyorum ama iyi bir sebebimiz olmasaydı bunu sormazdık.
But I didn't.
- Ama ölmedim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]