Buzz traduction Turc
3,778 traduction parallèle
There's a lot of buzz about it.
Onun hakkında çok şeyler dolanıyor ortalıkta.
Hey, buzz off.
Hey, bas git!
A lot of buzz on this crew right here.
Buradaki ekip için daha fazla gürültü duyalım.
It caused a great buzz.
Herkesin ağzındaydı.
You look like Buzz Lightyear.
Buzz Lightyear'a benzemişsin.
Every second of it. Gave me a bit of a buzz, actually.
Hatta her saniyesinden keyif aldım.
It was Buzz Aldrin.
Buzz Aldrin'di.
Not even a light buzz.
Hafif bir içki bile içmiş olmayacaksın.
You're being a buzz kill.
Ortamı öldürüyorsun.
It was like this buzz sound.
Parazit sesi gibiydi.
Buzz off!
Uza!
Let's buzz
Hadi uzayalım.
Good. Now add some buzz over that.
Güzel, şimdi şuraya biraz cızırtı ekle.
Um, give me a buzz back when you get this message.
Mesajı aldığında beni arar mısın?
After a four-day journey through space, astronauts Neil Armstrong and Buzz Aldrin... planned to set foot on the moon, late Sunday evening, July 20.
Dört günlük uzay yolculuğunun ardından, astronot Neil Armstrong ve Buzz Aldrin'in... En geç 20 Temmuz Pazar gecesi Ay'a ayak basması planlandı.
Neil Armstrong and Buzz Aldrin... who are they anyway?
Neil Armstrong ve Buzz Aldrin... Onlar da kim ki?
Neil and Buzz decided would have not to return.
Neil ve Buzz geri dönmemeye karar verse.
Neil and Buzz disappearing.
Neil ve Buzz uzayda kayboluyor.
Neil and Buzz desert.
Neil ve Buzz kaçak olsalar.
Tastes like camel's piss but, Jesus, it gives a man a fuckin'buzz.
Tadı deve sidiği gibi ama adamda iyi kafa yapıyor.
But first, celebrity buzz.
Ama önce, magazin haberleri.
I just'smoked a little that morning, so I thought it was me being high, but buzz wore off, she stuck round.
O sabah biraz tüttürdüğüm için kafam iyi diye düşündüm, ama etkisi geçmişti ve kendisi hâlâ oradaydı.
She's totally killing my buzz.
Modumuzu bozuyor.
I'll jump in your shower as soon as this buzz kicks in.
Duşuna zıplayacağım birazdan.
Can we go on Buzz Lightyear?
Buzz Lightyear'a gidebilirmiyiz?
Now can we go on Buzz Lightyear?
Şimdi Buzz Lightyear'a gidebilirmiyiz?
Uh, no, no actually you take her and I'll take him on Buzz Lightyear.
Ah, hayır, aslında onu sen al bende Elliot'u Buzz Lightyear'a götüreyim.
I wanna go on Buzz Lightyear.
- Buzz Lightyear'a gitmek istiyorum.
If you mention Buzz Lightyear one more time -
- Eğer bir daha Buzz Lightyear'ın lafını edecek olursan...
We even had to shut down the Buzz Lightyear!
Buzz Lightyear'ı kapatmak zorunda olmamız bile!
Um, yeah, I'll buzz you up.
Şimdi açıyorum... - Aman Tanrım!
I'm leaving. I... my buzz just wore off.
Ayıldım aniden.
Try out material somewhere it counts, build buzz, get noticed.
Hatırı sayılır bir yerde parçaları deneyin, heyecan yaratın, fark edilin.
He likes the buzz he gets when he starts going manic... best high there is, some say.
Manik nöbeti başladığındaki uğultuyu seviyor. Bazen zirvenin orası olduğunu söyler.
"You are wet blanket, bummer, buzz kill, bit-cah?" How you read?
"Oyunbozansın, mızıkçısın eğlence kaçıransın, kaltksın?" Nasıl okunuyor bu?
Bees will buzz Kids will blow dandelion fuzz
Vızıldayacak arılar Üfleyecek tohumları çocukları
The tiniest buzz.
Hafif bir sarhoşluk.
Well, uh, Juliet's guy turned out to not be a serial killer, so that was a buzz kill.
Juliet'in adamının seri katil olmadığı anlaşıldı, yani iş olmadı.
Buzz?
Buzz?
- Buzz, buzz.
- Buzz, Buzz.
Buzz!
Buzz!
The buzz is you're crushing Swagerty.
Dedikoduya göre Swagerty'i eziyorsun.
Look, I know the dude's my stepbrother, but... he's also a major buzz killer, right?
- Bak, dostum üvey kardeşim olduğunu biliyorum, ama... aynı zamanda büyük bir huzur katili, değil mi?
- Bob, buzz me in.
- Bob, beni içeri al.
Buzz me in, Scotty.
- İçeri al beni, Scotty.
You big buzz kill.
Keyfimizi kaçırdığın için sağ ol.
Buzz off.
- Çekip git.
- I got a buzz from the beers.
Bana bira yeter.
The buzz-status group.
Önde gelenleri kast ediyorum.
( PHONE BUZZ ) Someone calling you? LING :
- Biri mi arıyor?
( PHONE BUZZ ) Uh, so I' ve got a paper to write.
Yazacak yazım vardı.