By the traduction Turc
172,300 traduction parallèle
We'll have to run that by the partnership committee.
Bunu ortaklar komitesinde konuşmamız gerekiyor.
We will run it by the partnership committee, but the answer is yes.
- Bunu ortaklar komitesinde konuşacağız. Ama cevap evet.
You mean the case about this African-American kid being beaten up by the white cops?
Beyaz polisler tarafından darp edilen Afroamerikan gencin davasıyla ilgili mi?
So by the time you would get home with your mother it would have been 5 : 30.
Yani o gün annenle eve en erken beş buçuk gibi varabilirdiniz.
- This is not material covered by the proffer.
Bu gönüllü ifadede korunan bir konuşma değil.
- Well, anything. That has to do with the Ponzi scheme is covered by the proffer.
Saadet zinciriyle ilgili her şey koruma altındadır.
I think you knew about your parents'Ponzi scheme, and I'm going to recommend prosecution by the U.S. Attorney's Office.
Bence ailenin saadet zincirinden haberin vardı ve savcılığa gidip dava açılmasını önereceğim.
Surrounded by the king's gold.
Yanında kralın altınları var.
" Let's go smoke by the fence!
Çitin orada tüttürelim!
Besides, by the look of'em, someone's been repairing them too.
Ayrıca onlara bakarsan, birileri onları da tamir ediyormuş.
Rubbing it in dirt works like a charm, by the way.
Sebzeyi camura bulamak da iyi is görüyor, bu arada.
Oh, good job warning me she's strong enough to lift a house, by the way.
Onun bir evi yerinden oynatacak kadar güclü oldugu konusunda beni uyardıgın icin tesekkür ederim, bu arada.
By the way, I changed the sheets on Decker's bed.
Bu arada, Decker'ın yatağındaki çarşafları değiştirdim.
I don't get paid by the hour.
Saate göre para almıyorum.
By the time she came to me, these were her charts.
Bana geldiğinde bunların hepsi dosyasındaydı.
Halfway back, green shirt by the window.
Arka tarafta, pencere kenarındaki yeşil tişörtlü.
How did it feel to receive a commendation by the governor?
Vali övgü telefonu ettiğinde ne hissettiniz?
Grab your new life by the hand and go out there and live it.
Yeni hayatının kontrolünü eline al. Dışarı çık ve hayatını yaşa.
And by the time they find her, we will be long gone, okay?
Kız bulunana kadar biz çoktan gitmiş oluruz.
We take them by the hand.
Ellerinden tutarız.
I regret that now, by the way.
Buna pişmanım bu arada.
By the divine power of God, cast into hell Satan and all the evil spirits... who roam throughout the world seeking the ruin of...
Tanrı'nın ilahi gücü sayesinde,... Dünya'da dolaşan şeytan ve tüm kötü ruhlar cehenneme dökülür mahvetmek isteyen...
It said every time Steph Curry shoots 40 percent from the three-point line, a black man gets killed by the police.
Meğer Steph Curry, üçlü atışlarının % 40'ını tutturduğu her defasında polis, siyah birini öldürüyormuş.
which I paid for, by the way... so you could wipe butts and play Mommy and Me in the park.
Bu arada parasını ben ödemiştim. Sen popo temizleyip parkta "Annem ve Ben" oynayabilesin diye mi?
The property is owned by the church.
Oranın mülkiyeti kiliseye ait.
Nightingale or not, we all got to play by the rules here.
Nightingale ya da değil burada işi kurallarına göre yürütmeliyiz.
I took your advice, by the way.
Bu arada tavsiyeni tuttum.
I'm kind of flying by the seat of my pants here, kiddo.
Bu işi nasıl başaracağımı düşünüyorum evlat.
She'd disappear for hours down by the lake, just watching the water, soaking up the quiet.
Göl kenarında saatlerce gözden kaybolurdu sadece suyu seyrederdi ve sakinleşirdi.
I was raised by the Black Fairy.
Beni Kara Peri yetiştirdi.
Professionals don't want to be surrounded by the police.
Profesyoneller, etraflarının sarılmasını istemezler.
And ha ha, by the way.
Ve ha ha, bu arada.
At this point, we know that two suspects have been apprehended by the police.
Şu anda, iki şüphelinin polis tarafından tutuklandığını biliyoruz.
Then I sympathize with you, but I don't think speech should be judged by those who feel the most harmed.
Senin adına üzülürüm ama konuşmalar duygusal açıdan zarar görmeye bağlı olarak yargılanmamalı.
Sir, I just don't understand why we're undercutting our most important case by letting the suspect out on bail.
Efendim, en önemli davamızdaki şüphelinin kefalet ücretini neden düşürdüğümüzü anlamıyorum.
Named by American Lawyer as one of the top ten black firms in the country.
American Lawyer'a göre ülkedeki en iyi 10 siyahi şirketin içindeyiz.
I was sworn in by Mayor Harold Washington, the city's first and, so far, only black mayor.
Şehirdeki ilk ve bu zamana kadar tek siyahi kişi olan olan Vali Harold Washington zamanında yeminimi ettim.
On February 20, just before the settlement, you gentlemen decided to increase your stake in the case by investing more money.
20 Şubat'ta anlaşmadan hmen önce daha fazla maddi destekte bulunarak davadaki payınızı artırmaya karar verdiniz.
Well, isn't it possible that these bruises here are the result of punches thrown by Hector Peraza?
Acaba yüzünüzdeki morluklar, Hector Peraza'nın attığı yumruklar yüzünden olmuş olabilir mi?
It's called The Next Time I See You by Rick Wayne.
Şiirin adı Bir Daha Geldiğinde. Yazan Rick Wayne.
She doesn't know how to distract the Reverend by asking him to rank Kid Rock songs.
Rahibe Kid Rock şarkılarını sıralatarak dikkatini dağıtamaz.
27. Cause of death, blunt trauma, by something that left small circular gashes around the wound.
27 yaşında, kafasında yuvarlak delikler açacak keskin olmayan birşeyle öldürülmüş.
Oh, weird,'cause heads of admissions at other prestigious private schools are practically stalked by eager parents, so, maybe the spots here at Starford just aren't as coveted.
Garip, cünkü diger özel okullarda, kayıt kurulu baskanları fazla istekli aileler tarafından takip edilirler, belki de Starford o kadar da sevilen bir yer degildir.
Stab you with the blade and have it be ignited by my joy?
Seni bıcaklamamı, ve bundan alacagım hazzın, kılıcı alevlendirmesini mi?
I have been sidelined by my own mother and the detective.
Kendi annem ve... dedektif tarafından dışlandım.
The next day, a bus was struck by a train in the Ukraine.
Ertesi gün, Ukrayna'da bir tren otobüse çarptı.
I bet Dennis is already on the train, headed back to Capitol Hill where he's gonna tell all his hipster friends over coffee what a bullet he dodged by getting away from wormy Mary.
Dennis'in şimdiden trene atladığına bahse girerim. Capitol Hill'e dönüyordur. Böylece hippi arkadaşlarıyla kahve içerken solucanlı Mary'den kaçmayı nasıl başardığını anlatabilir.
When I, uh, when I turn a corner or I pass by one of the scan rooms.
Köşeden döndüğümde tomografi odalarının yanından geçtiğimde.
Look, the kid took a train all by himself to ask us for help.
Çocuk yardım istemek için kendi başına trene binip buraya geldi.
The area should be numb by now.
Bölge uyumuşmuş olmalı şu an.
Her Slowness suggests tying each of his limbs to a centaur, and as they stretch him, inch by inch, a fifth centaur sets the spike, if you will.
Eğer isterseniz at adamların... kol ve bacaklarını çekmelerini ve beşinci at adamın da çivileri ayarlamasını öneriyor.
by the way 9822
by the sea 31
by the end of the week 21
by the power vested in me 31
by the end 42
by then 159
by the grace of god 46
by the river 32
by the sound of it 17
by the looks of it 63
by the sea 31
by the end of the week 21
by the power vested in me 31
by the end 42
by then 159
by the grace of god 46
by the river 32
by the sound of it 17
by the looks of it 63