English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ C ] / Can't you hear me

Can't you hear me traduction Turc

658 traduction parallèle
Since I can't see or hear her in person, you'll have to help me.
Ben onu göremediğim için sen bana yardım etmelisin.
Can't you hear me?
Beni duymuyor musunuz?
Can't you hear me?
Duymuyor musun?
- You can say anything you like about me... but I won't hear one word against Juan — not a word.
- Bana istediğini diyebilirsin... ama Juan'a tek kelime bile etmiyorsun - tek kelime bile.
No, you can't hear me coming.
Hayır, duymuyorsunuz beni.
No, you can't hear me coming.
Hayır, duymuyorsunuz.
Can't you hear me?
Beni duyuyor musun?
I told you she was very tired She can't even hear me
Size yorgun olduğunu söylemiştim. Beni duyamıyor bile.
Why can't you hear me?
Sen neden beni duymuyorsun?
You can smoke if you want to... and speak up if you can't hear me in the back.
İsterseniz sigara içebilirsiniz... ve arkadakiler beni duymazsanız söyleyin.
Can't you hear me?
Beni duyamıyor musun?
Clint, Terry, can't you hear me?
Clint, Terry, beni duyuyor musunuz?
- You can't hear us. Well, you can hear me, and I told you to hush up.
Ama sessiz olmanızı söylediğimde beni duyabiliyorsun!
Can't you hear me?
Duyamıyor musun beni?
Let me go in there. Can't you hear them yelling?
Yalvarırım içeri gireyim.
If you can't hear me in the back of the room, please raise your hand and adjust the volume control.
Arka odadan beni işitemezseniz, lütfen elinizi kaldırın ve ses düğmesini ayarlayın.
Can't you hear me?
Beni duymuyor musun?
You can hear me back there, can't you, Joe?
Beni duyuyorsun, değil mi Joe?
Can't you hear me, Karin? !
Beni duyamıyor musun, Karin?
You can hear me, tennyson, can't you? I've been giving this considerable thought.
Beni duyuyor musun, Tennyson Bu olay üzerinde çok düşündüm.
I'm a woman, can't you hear me?
Ben bir kadınım, duyuyor musun beni?
I'm alive. Can't you hear me?
Duyuyor musun beni?
Can't you hear me?
Beni duyamıyor musunuz?
You can't cut me out now, you hear?
Beni dışlayamazsınız.
Don't tell me that you can't hear it?
Suyun sesini duymadığını söyleme sakın.
And you'll hear from me if you don't call! How's that?
Aramazsan canını yakarım ama!
I don't know whether you can understand me or hear me.
Beni anlayabilir misiniz bilmiyorum.
Can't you understand, there may be other things involved, other people that I don't want to hear about me?
Diğer bazı şeylerin de bu işe bulaşabileceğini anlamıyor musun? Beni duymalarını istemediğim başkaları da olabilir.
I can't hear you very well. Cover me!
Sesin çok derinden geliyor, duyamıyorum.
What did you put in - vinegar or... oh, you can't hear me.
Ne koydunuz? Sirke mi yoksa... Ah, beni duyamıyorsunuz tabii.
Can't you hear me?
Bunzlau! Uzak mı? Ne kadar?
Can't you hear me?
Duymuyor musunuz beni?
Boka, can't you hear me?
Boka, beni duymuyor musun?
Can't you hear me?
Duymuyor musun beni?
Feri Ats, where are you, can't you hear me?
# Feri Ats, neredesin, duymuyor musun beni?
I know you can hear me so don't cut me off.
Beni duyabileceğini biliyorum o nedenle bağlantıyı kesme,
Hey, can't you hear me?
Hey, duyamıyor musun beni?
- Can't you hear me?
- Sesimi duymadın mı?
Can't you hear me? Hey!
Beni duyabiliyor musun?
You can't hear me?
Beni duyamıyor musun?
The reason you can't hear me... is because you're firing your mortar at your end... and they're dropping here at our end!
Beni duyamıyorsun çünkü oradan attığınız havan topu bizim buraya düşüyor!
The ringing hasn't stopped, but you can hear me?
Çınlama devam ediyor, ama sen beni duyabiliyorsun?
I don't know whether you can hear me, old Jacob Marley, and I don't know whether or not I imagined the things I saw, but between the pair of us, we finally made a merry Christmas, didn't we?
Beni duyabiliyor musun, bilmiyorum, yaşlı Jacob Marley, gördüklerim hayalimin bir ürünü müydü, onu da bilmiyorum, ama aramızda kalsın, sonunda mutlu bir Noel'imiz oldu, değil mi?
Nobody seems to know you can't hear except me.
20 dolar, ha?
I bet you that you can't hear me.
Beni duymadığına bahse girerim.
Christ, I know you can't hear me
İsa, beni duyduğunu biliyorum
I don't know if you can hear me. But I'm going to try to adjust the cue switch in the laser.
Beni duyabiliyor musunuz bilmiyorum ama, lazer içindeki süvici onarmaya çalışacağım.
I know you're a good person and this legal system is the best in the world, but you... you can't seem to hear me!
İyi biri olduğunuzu ve bunun dünyadaki en iyi hukuk sistemi olduğunu biliyorum ama siz beni dinlemiyorsunuz!
- Tell me you can't hear that.
- Şimdi de duymadığını söyle bakalım.
Excuse me, I can't hear you.
Afedersin, seni duyamıyorum.
Now you can't hear me
Artık duyamazsın beni!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]