Chances traduction Turc
7,538 traduction parallèle
I would rather not take my chances with them.
Bu canavarlarla savaşırım daha iyi.
So chances are he'll be here.
Şansımız varsa buraya gelir.
I must ask myself, is the contemporary obsession with exclusive possession ruining our chances of marital happiness?
Kendime şunu sormalıyım birinin tek sahibi olmaya duyduğumuz çağdaş takıntı mutlu bir evliliğe sahip olma şansımızı yok ediyor olabilir mi?
There'll be other chances.
- Başka şanslar da olur.
Now we can take the chances going into the long way road
Ben şansımızı uzun yolda denemeyi öneriyorum.
What are Isabella's chances if she goes back on the list?
Listeye geri dönerse Isabelle'nın şansı ne kadar?
The more we can send, the better our chances of beating western union and staying alive. We're postal telegraph.
Ne kadar fazla mesaj gönderirsek de var olmak ve Western Union'ı yenmek için daha iyi bir şansımız olur.
- Didn't want to take chances.
- İşi şansa bırakmak istemedim.
Either way, it doesn't hurt your chances in 2016.
Her halükarda 2016 adaylığı için sana bir zararım dokunmaz.
Chances are, your mate... your co-parent is sitting right here in this room.
Partneriniz olabilecek, eşiniz olabilecek kişiler bu sınıfta oturuyor.
Take no chances.
İşi şansa bırakmayın.
It could spoil whatever chances we have to retrieve the Urca gold.
Urca altınını alma fırsatımızı mahveder.
You know, that stuff you said in there about second chances, that seemed awful personal.
İçeride ikinci şanslar hakkında söylediklerin inanılmaz bir şekilde kişisele benziyordu.
If those feelings were expressed right now, it could spoil whatever chances we have to retrieve the Urca gold.
Baktığı gibi davranmaya kalkarsa Urca altınına giden yolda tüm ümitlerimizi suya düşürür.
In the Research Centre, we have equipment which could... could significantly improve Liam's chances of recovery.
Araştırma Merkezi'nde Liam'ın iyileşme şansını arttırabilecek donanıma sahibiz.
It's a loaded topic and we haven't had many chances to talk about it.
Konuşulacak şeyler çok fazlaydı ama bir fırsatını bulup konuşamadık.
They don't want children, and the chances of him being her father are 30 %.
Çocuk istemiyorlar ve onun baba olma olasılığı % 30.
Nice to see you. What are the chances of Mark to get it working again?
- Mark'ı yeniden çalıştırma ihtimali nedir?
Chances are, we go home, they'll court martial us.
Ülkeye döndüğümüzde askeri mahkemede yargılanma ihtimalimiz var.
If youth is wasted on the young, and it is, and time goes by too fast, if second chances go and come, or too, too much to ask.
Eğer gençlik acemilikle harcanmışsa ve... zaman çok hızlı geçmiş, ikinci şanslar gelip gitmişse... ya da çok, çok fazla soru varsa...
Every extra person increases your chances of getting caught and you had three people on a one-man job.
Her fazladan kişi yakalanma şansını arttırır ve sen tek kişilik işe üç kişi girdin.
I'm all about second chances.
Ben ikinci şanslara inanırım.
But I agree. I agree. Don't take any chances.
Ama katıIıyorum, işi şansa bırakmayın.
Don't patronize me, we all have the same problem, one problem, increasing the ratio of problem solvers to said problem inevitably improves our chances of solving that problem is less time.
- Bana büyüklük taslama, Hepimiz aynı sorun var, Tek sorun, problem çözen oranını artar.
No, my buddy lives a few floors up so I think I'm going to take my chances with the beast.
- Hayır, benim dostum yukarı birkaç kat yaşıyor. Bu yüzden ı ı'm canavar ile şansımı alacak düşünüyorum.
We only get one shot at this, so let's not take chances.
Pırıl pırıl olmalılar, sanki fabrikadan yeni çıkmış gibi.
- I am not taking any more chances with the lives of my men.
Bekle bir dakika... Ekibimdeki insanların hayatlarını daha fazla riske atmayacağım!
I'll take my chances.
Şansımı deneyeceğim.
Don't take any chances!
İşinizi şansa bırakmayın!
Chances are, you will be.
Şanslar bilir, iyi olacaksın.
We can't take any chances.
İşimizi şansa bırakamayız.
I need Alphas who will take chances with me.
Benimle şansını deneyecek alfalara ihtiyacım var.
We all gave Danny plenty of chances to leave.
Hepimiz Danny'e gitmesi için bir çok şans verdik.
I couldn't pull the trigger. Even though I had the chance... so many chances.
O kadar fırsatım olmasına rağmen tetiği çekemedim.
Improve liam's chances of recovery.
Liam'ın iyileşme şansını arttırabilecek donanıma sahibiz.
In the research center, We have equipment which could... Could significantly improve Liam's chances of recovery.
Araştırma Merkezi'nde Liam'ın iyileşme şansını arttırabilecek donanıma sahibiz.
Very few of the 60,000 known species of ichneumonidae achieve sexual maturity within less than 48 hours, so the chances are... that you were only stung.
Bilinen 60,000 asalak arı türünden çok azı 48 saatten az bir süre içinde cinsel olgunluğa erişiyor. Yani şansın varmış ki yalnızca ısırılmışsın.
- Chances?
- Şans mı?
So what are our chances?
Şansımız nedir?
I'll take my chances with a public defender.
Kamu avukatı ile şansımı deneyeceğim.
They all failed, but the story of America isn't about second or third chances.
Hepsi battı. Amerikan rüyası ikinci ya da üçüncü şansta voliyi vurmak demek değildir.
It's about 4th, 5th, 6th, 20th, 50th chances.
4, 5, 6, 20. veya 50. seferde voliyi vurmak demektir.
How many chances are you going to give him?
Daha ne kadar ona şans vereceksin?
My post-slock resolution was to stop giving liars second chances.
Post-rüçhan çözümüm yalancılara ikinci şansı vermeyi kesmekti.
At least with the lottery, you know each time you play, your chances are a little better every time.
Lotoda, her oynayışında şansının biraz arttığını biliyorsun bari.
Maybe so, but let's not take any chances.
Belkide, fakat işi şansa bırakmayalım.
The more fighters we have the better our chances!
Ne kadar çok savaşçımız olursa o kadar şanslı oluruz!
A fearless fool who insists on second chances and habitually lowers his guard.
İkinci şanslara takmış korkusuz bir aptalsın ve alışkanlık olarak gardını indiriyorsun.
- Huh? What if I want zero chances of trace?
Peki ya sıfır takip edilme ihtimali istersem?
So it means chances of assassinating you would also increase.
Görünen o ki seni öldürme şansımız çoğalacak.
What are the chances you have something alcoholic in there?
İçeride alkollü bir şeyler bulundurma olasılığın ne?