Chilli traduction Turc
266 traduction parallèle
He wants four cans of beans and tomato soup, three cans of chilli.
Dört kutu fasülye ve domates çorbası, üç kutu közlenmiş acı biber istiyoruz.
Eat lots of hot things. Chilli, peppers, hot sauces.
Kırmızı biber, acı sos.
- It used to be a chilli parlour, but we're turning it into the hottest night spot in Oklahoma.
- Eskiden lokantaymış. Ama biz Oklahoma'daki en şık gece kulübü yapacağız orayı.
We didn't come here just to keep an eye on a lotta corn and chilli peppers.
Yalnızca mısırlara ve acı biberlere bakmaya gelmedik buraya.
My favourite food is chilli beans and you gotta chew gum because I do.
Ah, evet. Benim en sevdiğim yemek, biberli fasulye. Ben her zaman sakız çiğnediğimden sen de sakız çiğnemelisin.
I'm making chilli, but if you want breakfast I'll come out.
Acı sos yapıyorum, kahvaltı istiyorsan gelirim.
I figured I'd find me a chilli wagon and log another hundred miles.
Bir yerde yemek yiyip gece için bir yere yerleşmeden önce 100 mil daha gidebilirim.
I have plenty of tortillas and beans and chilli and even some wine.
Bolca tortilla, fasulye, çili hatta şarabım var.
- Chilli con carne.
- Etli kuru fasulye.
- There's one chilli, two roast...
- Bir kuru fasulye, iki biftek...
- Who had the chilli?
- Kuru fasulyeyi kim yedi?
- I had the chilli.
- Ben yedim.
I'll give you a bowl of chilli free.
Bir tabak "chilli" benden.
How'bout a bowl of chilli?
Bir tabak chilli'ye ne dersin?
- Bert, gimme some chilli.
- Bert, chilli'den biraz versene.
Lemme get this chilli to ya.
Şu yemeği vereyim.
I'll get you another bowl of chilli.
Sana bir tabak chilli daha vereyim.
My chilli is good, no matter what. Here.
Chilli yemeğim ne olursa olsun, yenir.
Let me give you that bowl of chilli I dropped on ya.
Üzerine döktüğüm tabağın yenisini vereyim.
- You always look at the menu, - you always order chilli.
- Hep menüye bakarsın ama hep acılıyı istersin.
- I'll have the chilli.
- Bir acılı alayım.
All right, bowl of chilli!
Bir tane acılı çek.
Listen, try the chilli. You won't be sorry.
Acılıyı dene, güzeldir.
Do you have your beans with chilli or not?
- Fasulyen acılı mı olsun, acısız mı?
- Chilli, right?
- Sertsin, değil mi?
- How about chilli?
- Biberli mi olsun?
Chilli's fine.
Olabilir.
Freeze, you chilli-choking pepper belly.
Kımıldamayın, acı biber şişkoları.
For what? - Saw this long chilli?
- Bu uzun biber Testere?
This chilli tastes like shit.
Bu acılının tadı bok gibi.
Gee, I've never seen anybody drown in a bowl of chilli before.
Vay be, koca kupa dolusu acılıyı kafaya dikeni de daha önce hiç görmemiştim.
You're hot for Sam's chilli.
Sen Sam'in biberine hasta olmuşsun.
We got a six-pack and some chilli-dogs for the trip.
Yol için altılık bira paketi ve yanında çerez aldık.
Is that chilli?
Kırmızı biber mi?
A little more chilli.
Biraz daha kırmızı biber.
- Mine's the chilli beef deluxe.
- Benimki şili soslu biftek.
Eating all that chilli by yourself?
Bütün chillileri kendin mi yiyeceksin?
I'll eat chilli no matter how hot it is, Betty.
Ben biberi ne kadar sıcak olursa olsun yerim, Betty.
- Is he eating'chilli?
- Acımı yiyiyor?
- What kinda animal eats chilli?
- Acı yiyen hayvan gördün mü?
- Chilli.
- Acı biber.
He ate chilli today.
Bugün acı biber yedi.
How did you get the antimatter regulator to spray chilli sauce?
Tek bilmek istediğim anti madde regülatörüne biber sosunu nasıl soktuğun?
She is poor! Chilli pepper!
O yoksul acı biber!
Cross your heart and hope to die. It's chilli pepper.
hadi gidelim ve ölelim bu acı biber.
- I just ordered chilli fries!
- Sadece acılı ızgara söyledim!
Oh, but before you leave, give me the recipe... for these chilies.
Oh, ama buradan ayrılmadan önce, bana yaptığın "Chilli" nin... tarifini vermelisin.
Chilli peppers?
- Onun yerine bunları aldım.
- But chilli peppers aren't Christmas!
- Evet. Şu sıra çok moda.
A bottle of wine and a five-alarm chilli?
Bir şişe şarapla acılı chili sosumu?
- I'll just have a bowl of chilli.
- Ben bir kase chili * * * alacağım.