Claudine traduction Turc
135 traduction parallèle
I am her sister, Claudine.
Ben kardeşi Claudine'im.
Good evening, Claudine.
İyi akşamlar, Claudine.
Evening, Claudine.
İyi akşamlar, Claudine.
Now, come on, Claudine. Please, not now.
Hadi, ama Claudine, lütfen, şimdi olmaz!
Claude Russo, alias Claudine Russo.
Claude Russo, namı diğer Claudine Russo.
- Claudine?
- Claudine?
I would like to come to a candlelight dinner.
Claudine, üzgünüm minik kurdum vaktim yok.
Fight world hunger, save endangered species, and grab up that fabulous silk dress at Claudine's.
Dünya'daki açlıkla savaşır, nesli tükenmekte olan türleri korur ve Claudine'deki ipekten yapılmış olan muhteşem elbiseyi alırım.
Claudine Longet. "Love is Blue." That's right.
Claudine Longet. "Love is Blue" - Evet.
- Oh, it's Claudine, isn't it?
- Adın Claudine, değil mi?
- Claudine?
- Claudine mi?
You can be Claudine this time, though.
İstersen bu sefer sen Claudine olabilirsin.
Celestin, Claudine and Tom.
Célestin, Claudine ve Tom.
And Juliette, Claudine, and Tom...
- Juliette, Claudine ve Tom da. - Evet!
- Claudine Longet.
- Claudine Longet.
There, we'll have Claudine and her husband, the three Veillard kids and their partners.
Buraya Claudine ve kocasını,... Veillard'ın 3 çocuğu ve eşlerini koyarız.
Can I just say... Claudine and her husband there is a bad idea. They'll be bored.
Bence Claudine ve kocası o masada oturmamalı, sıkılacaklardır.
At least, Claudine and her husband know the Veillard kids, even if they don't like them.
En azından Claudine'le kocası Viellard'ların çocuklarını tanıyorlar.
Yeah, I'm your aunt Claudine.
Evet, ben de Claudine teyzen.
This is not your Aunt Claudine.
Bu Claudine Teyze'niz değil.
Claudine.
Claudine.
Sweet Claudine will take you to the hotel.
# Sevgili Claudine sizi otele götürecek.
Say you're Georgio's friend and Claudine sent you.
Georgio'nun arkadaşı olduğunuzu, sizi Claudine'in yolladığını söyleyin.
Claudine's not here?
Claudine yok mu?
There's not a day goes by when I don't think, "I should mention this to Claudine."
"Bunu Claudine'e söylemeliyim" demediğim bir tek gün geçmiyor.
Château Sainte-Claudine.
Château Sainte-Claudine'de.
Claudine, she's gone.
Claudine ama gitti.
Hi, Claudine.
- Selam, Claudine.
Claudine, I missed you.
Claudine, seni özlemişim.
One of them called Claudine told me.
Onlardan biri söyledi. Claudine'le konuştum.
Claudine?
Claudine mi?
Claudine told me you would take my light.
Claudine ışığımı alabileceğini söyledi.
I believe having your blood is what allowed me to get to whatever dream state where l met Claudine.
Kanını emmemin, o hayali yer neresiyse orada artık Claudine'le buluşmama neden olduğunu düşünüyorum.
I'm pretty sure Claudine hated you in that other place.
Claudine'in o yerde senden nefret ettiğinden eminim.
I'm Claudine.
Claudine.
Oh, Claudine.
Claudine.
Claudine?
Claudine?
Claudine.
Claudine!
I'm sorry. Where is Claudine?
Affedersin, Claudine nerede?
In any case, I'm happy things are going well with Claudine.
Her halükarda işlerin Claudine ile iyi gitmesinden dolayı mutluyum.
- Yes, Claudine, you can go.
- Evet Claudine, gidebilirsin.
Good night, Claudine.
İyi geceler Claudine.
Claudine will stay with you.
Claudine yanında kalacak.
Claudine!
Claudine!
But before that, Claudine was with the bandits.
Ama ondan önce Claudine o haydutlarla birlikteydi.
- Hello, I am Claudine.
- Merhaba, Ben Claudine.
Claudine - - Bubble gum. - Bubble gum.!
Sakız.
Claudine, my dear, I'm sorry,
Françoise'a gelince.
Jean-Batiste and Claudine, is it serious?
Jean-Baptiste ve Claudine, nasıl gidiyor?
Claudine He could get off except the captain had his passport on board.
Claudine'i tanıyorsun. İyi akşamlar Claudine. - İyi akşamlar Paul.
I must listen to anyone named Claudine Longet.
Julian hâla inkar ediyor Ama ne yapabilirsin ki?