Command me traduction Turc
712 traduction parallèle
Command me!
Emret!
- Command me!
- Emret komutanım!
You could command me.
Beni yönetebilirsin.
- Command me, Miss Loxi.
- Emredin, Bayan Loxi.
He did command me to call timely on him :
Sabah erkenden gelmemi emretmişti :
You can command me and beat me if you want to.
İstersen bana emirler ver, döv beni.
Even she could not command me to forget you.
hatta seni unutmak için bana hiçbir şey söylemedi bile.
Ah, he may command me as my sovereign... but you have power in me as a kinsman.
O Kralım olduğu için bana hükmeder, sizin gücünüz ise, akrabalığımızdan gelir.
Command me, O princess.
Emredin, prenses.
Command me to kill Kiyokawa at once, sir!
Bana, Kiyokawa'yı öldürme emrini verin, efendim!
You command me to wait?
Bana beklememi mi emrettin?
- You done give me command.
Bana emir verme!
Get my command restored to me.
Görevimi geri verdirt.
- You put me in command to look ahead.
- Hani komutayı bana vermiştin.
And I let you sell me that stuff about a "command of my own."
Bir de "kendi emrim" olayını yutturmana izin verdim.
Gentlemen, I did not seek this command, but since it's been assigned me I intend to make this regiment the finest on the frontier.
Beyler, buranın komutasını ben istemedim ama bu bana verildiğine göre ben de bu alayı sınırın en iyi birliği yapmaya niyetliyim.
Let your highness command upon me.
Nasıl emrederseniz efendim.
Report to me at Bomber Command.
Komuta Merkezi'ne atandın.
I'll command him. Then he'll abandon you, and he'll stay with me forever.
Şimdi emir vereceğim ve sizi bırakıp sonsuza kadar benimle kalacak.
Before I left Washington, Halleck gave me high-command opinion on organizing a group like ours.
Washington'dan ayrılmadan önce, Halleck bana komuta katının bizimki gibi bir grup oluşturma hakkındaki fikrini söyledi.
This could get me into hot water with the High Command?
Bu durum benim başımı yüksek komutayla belaya sokacak.
I'd like Lt. Clark to share command with me, in a position of equal rank.
Teğmen Clark'ın benimle eşit rütbede komutayı paylaşmasını istiyorum.
Show me the way out, I command you.
Bana çıkış yolunu göster, sana emrediyorum.
Come, I command you to stand by me.
Gel, benim yanımda ol.
Then, since this earth affords no joy to me... but to command, to check... to o'erbear such as are of better person than myself...
Madem ki benden daha yakışıklı olanları ezmek, azarlamak ve yönetmek dışında bu dünya zevklerinden tat almam olanaksız, ben de tacı ele geçirme düşünü kendime cennet yaparım.
You made me regent. You gave me my command at Chaeronea, sent me to Athens.
Chaeronea'da komutayı bana verdin, beni Atina'ya yolladın.
Must King Menelaus command you himself to admit me?
Kral Menelaus kendisi mi size talimat vermeli?
Don't tell me where the villages under my command are located.
Komutam altındaki köylerin yerlerini bana öğretme.
Tell me, colonel do you agree that the first job of an officer is command?
Söyleyin, albay sizce de bir subayın başlıca görevi, emir vermek değil midir?
You're offering me General Mireau's command?
Bana General Mireau'nun yetkilerini mi teklif ediyorsunuz?
I command you to build me a barrier between those men and the Cyclops.
Şu adamlarla Tepegöz arasına bir engel koymanı emrediyorum.
I had a feeling my wife might have asked you to honor me with your command.
Senin komutana girmemi karım istemiş olabilir diye düşündüm.
Sire, I have driven like a fury to attend this council ever since your command reached me.
Efendim, emrinizi alır almaz bu konseye,... katılmak için çılgın gibi at sürdüm.
You are offering me command of the army?
Bana ordunun komutasını mı teklif ediyorsun,?
I command you both, do not follow after me.
İkinizede emrediyorum, arkamdan gelmeyin.
I take it the senate's now offering command of the legions to me.
Sanırım senato lejyonların komutasını şimdi de bana teklif ediyor.
Get me South Eastern Command, please.
Güneydoğu Komutanlığı'nı bağlar mısınız lütfen.
And you want me to impersonate the general for a while so that the German high command will believe he is still in London?
Ve Alman Yüksek Komutanlığı'nın onun hala Londra'da olduğunu düşünmesi için bir süreliğine generali taklit etmemi istiyorsunuz.
If you ever should need me, just say the word and I'm at your command.
Olur da bana ihtiyacın olursa,.. ... bir sözünle emrine amade olurum.
Well, listen then, I'm the only one in command here... so I won't have anyone asking me questions, understand?
Pekâlâ, dinle öyleyse, burada tek amir benim bu yüzden, bana sorular soran birilerini istemiyorum, anladın mı?
- Well, don't give me that command stuff.
- Komuta bende saçmalığına başlatma.
Command affairs no longer concern me
Komuta işleri artık beni ilgilendirmiyor.
Her lips have made me a prisoner A slave to her every command
Her emrine bir köle
And in me, you will not be dealing with a common jailer, but with a staff officer personally selected for the task by the Luftwaffe high command.
Ve siz de benim şahsımda sıradan bir gardiyanın değil, Hava Kuvvetleri Komutanlığınca özel olarak atanan bir kurmay subay karşısındasınız.
You have chosen me to be your chief, not to command but to guide you.
Beni size emir vereyim diye değil, size rehberlik edeyim diye reisiniz olarak seçtiniz.
I command you and all who would charge me to hold your peace on pain of endangering your immortal souls.
Size emrediyorum, Kim ki ağzını tutamayıp beni suçlamaya kalkarsa... ölümsüz ruhunu büyük bir tehlikeye atmış olacaktır.
They relieved me of my command.
Görevden alındım.
Can you tell me or show me who's in command here?
Buranın komutanı kim, bana söyleyebilir misin?
Just waiting for me to run, lead them back to the command.
Kaçmamι ve onlarι askerlerimin yanιna götürmemi bekliyorlar.
You gave me a command.
Bana bir emir verdiniz.
This business of command comes easy to me.
Bu komuta işi bana kolay geldi.