Commissar traduction Turc
201 traduction parallèle
What was the name of that Commissar of the Board of Trade?
Ticaret Kurulu Başkanı'nın adı neydi?
Commissar Razinin, Board of Trade, Moscow.
Başkan Razinin, Ticaret Kurulu, Moskova.
" Commissar Razinin, Board of Trade, Moscow.
" Başkan Razinin, Ticaret Kurulu, Moskova.
I am Nina Ivanovna Yakushova, Envoy Extraordinary... acting under direct orders of Comrade Commissar Razinin.
Ben Olağanüstü Elçi Nina Ivanovna Yakushova... Başkan Razinin'in emirleri doğrultusunda görev yapıyorum.
If you hadn't given Commissar Razinin such a wonderful report about us...
Başkan Razinin'e hakkımızda o kadar iyi bir rapor vermeseydin...
- Good morning, Comrade Commissar.
- Günaydın başkan.
All right, Commissar, what's the course?
Evet sayın komiser, rotamız nedir?
I brought her husband, our commissar.
Kocasını getirdim, bizim Komiseri.
"Red Army Commissar Comrade S.D. Martynov"
"Kızıl Ordu Komiseri Yoldaş S.D. Martynov"
Only twenty three people and their Commissar, Yevsyukov, managed to break out of the deadly encirclement.
Yalnızca 23 kişi ve komiserleri, Yevsyukov ölümcül kuşatmadan kurtulabilmişlerdi.
- Get up, Comrade Commissar!
- Uyanın, Yoldaş Komiser!
Comrade Commissar, there's a note under the lining.
Yoldaş Komiser, astarın altında bir not var.
And I'm the commander, Commissar Yevsyukov.
Ben de kumandan, Komiser Yevsyukov.
Comrade Commissar, want me to send him to paradise?
Yoldaş Komiser onu cennete göndermemi ister misiniz?
All right, Commissar.
Pekâlâ, Komiser.
Commissar!
Komiser!
Commissar, you were cursing Umankul.
Komiser, Umankul'u lanetlediniz.
Come on, Commissar.
Haydi, Komiser.
There's no wall here, Commissar.
Burada hiç duvar yok, Komiser.
The Commissar wanted to deliver the lieutenant as soon as possible.
Komiser bir an önce esiri teğmenliğe teslim etmek istedi.
What shall I say to the commissar?
Şimdi ben komisere ne derim?
- Where's the commissar?
- Komiser nerede?
Give me a horse, commissar!
Bana bir at verin, komiser!
The Commissar gave me their addresses before he died.
Komiser ölmeden önce bana adresini verdi.
Commissar Peripetchikoff, chairman of our trade commission.
Komiser Peripetchikoff'u tanıştırayım. Kendisi Ticaret Komisyonu'muzun başkanıdır.
- I'm seeing Commissar Peripetchikoff.
Komiser Peripetchikoff'u göreceğim. Rus Ticaret Komisyonu Başkanı.
- Commissar Peripetchikoff.
- Komiser Peripetchikoff.
- You are a Russian commissar?
Rus komiseri misiniz?
- What kind of a commissar are you?
Sen nasıl bir komisersin böyle?
Now I'm sure Commissar Benz will have a much safer journey.
Şimdi Komiser Benz çok daha güvenli bir yolculuk yapacak.
And I assumed that Roosevelt has not yet declared himself chief commissar.
Roosevelt'in henüz kendini baş komiser ilan etmediğini varsayıyorum.
- He was my uncle, Mr. Commissar.
- Amcamdı, komiserim.
Our son, Mr. Commissar.
Oğlumuz, komiserim.
Mr. Commissar!
Yapmayın komiserim!
What does matter, Comrade Commissar?
Ne önemli komiser yoldaş?
THE COMMISSAR
KOMİSER
Can you tell me, Comrade Commissar, why is it so?
Siz söyleyin Komiser Yoldaş hayat neden böyle?
Commissar
Komiser
Comrade Commissar.
Yoldaş Komiser.
Commissar Nifontova.
Komiser Nifontova.
And Russia blossomed, not yet knowing the rule of the boorish commissar.
Ve Rusya'nın çiçekleri, henüz kuralları bilmeyen hödük komiser.
I'm looking for the commissar producer of the Columbus Theatre.
Columbus Tiyatrosu'nun yapımcısını arıyordum.
It seems in order, Commissar.
Kitabına uygun görünüyor Komiser.
Comrade Commissar!
Yoldaş Komiser!
Mine or Moscow's, Commissar?
Benim hükümetim mi, yoksa Moskova mı Komiser?
Why yes, Comrade Commissar.
Evet, Yoldaş Komiser.
The Colonel and the commissar have come to make an inspection!
Albay ve komiser bir inceleme yapmak için gelmiş.
Time to go, Comrade Commissar.
Gitme vakti, Yoldaş Komiser.
No, Comrade Commissar. Fine.
Hayır, Yoldaş Komiser.
- An ex-commissar.
Eski bir komiserim.
Comrade Divisional Commissar.
Yoldaş Askeri Meclis Üyesi.