English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ C ] / Cotton candy

Cotton candy traduction Turc

381 traduction parallèle
Just don't try to pay me off in cotton candy.
Paramı pamuk helvayla ödemeye kalkma da.
People eat cotton candy.
İnsanlar pamuk helva yiyor.
- Like cotton candy.
- Pamuk şekeri gibi.
- You got any cotton candy?
Pamuk helvanız var mı? - Sağ profil.
Get your cotton candy!
Pamuk heIva!
Sweet hot cotton candy!
TatI pamuk heIva!
Cotton candy! Cotton candy!
Pamuk heIva!
- Get your cotton candy right here!
- Pamuk heIva burada!
Cotton candy!
Pamuk heIva!
Step up and get your cotton candy!
GeI, pamuk heIvaya geI!
- I might. I like your cotton candy.
Pamuk helvanızı beğendim.
It's your last cotton candy. Do you understand?
Bu son pamuk helvan, tamam mı?
- Want some cotton candy?
Pamuk helva ister misin? - Hayır, teşekkürler.
You scared the shit outta me! I dropped my cotton candy, creep.
Pamuk helvamı düşürmeme sebep oldun, geri zekalı.
I know - cotton candy.
Biliyorum, pamuk şeker gibi yapar.
I'll hold your cotton candy.
Tutarım.
There's cotton candy in their hands...
işte pamuk şeker ellerinde...
You know, I do not know what we saw out there before, but... this looks like a cotton candy factory.
Biliyormusun, daha önce görmedim ama burası tıpkı pamuk şeker fabrikası gibi gözüküyor.
Nobody stores cotton candy like this.
Kimse pamuk şekeri bu şekilde depolamaz.
Oh yeah, we'll go right into the station and tell them there's a bunch of clowns running around in the hills and killing you with cotton candy?
Oh evet, doğruca polis merkezine gidip ve onlara bir gurup palyaçonun etrafta doşandığını ve pamuk şekerle adam öldürdüklerini anlatalım?
They were hanging there wrapped up in these cotton candy things these... cocoons.
Orada pamuk şekere sarılı asılı duruyorları şeylerin içinde şeylerr... kozalar.
And that's when we went inside and that is where we saw those people in those pink cotton candy cocoons.
ve içine girdik ve orada onları gördük pembe pamuk şeker kozaların içindelerdi.
Clowns, cotton candy flying popcorn.
Palyaçolar, pamuk şeker uçan patlamış mısır.
It is not cotton candy, that's for sure.
Bunun pamuk şeker olmadığından eminim.
cotton candy cocoons... and they were shooting these..
pamuk şeker kozaları... ve bize ateş ettiler..
Cotton candy.
Pamuk şeker.
And so, this plant harnesses the power of the atom... so that we have the energy to run eveything from your favorite video game... to yummy cotton candy machines.
Ve bu tesis atom enerjisinden faydalanır... bu sayede sizin bilgisayarınızdan lezzetli pamukşekeri makinanıza..... kadar her şey bu güçle çalışır.
That was more fun than eating'cotton candy barefoot.
Yalınayak ketenhelvası yemekten daha eğlenceliymiş.
And there's cotton candy and rides and all sorts of surprises down here.
Aşağıda pamuk şeker, arabalar ve her tür sürpriz var.
This little girl went nuts with the cotton candy.
Küçük kız pamuk şeker yerken delirdi.
- It's a cotton candy machine.
- Bir pamuk helva makinesi..
- Cotton candy?
- Pamuk şeker?
You have a goddamn American right to eat cotton candy, ride roller coasters.
Pamuk şeker ve korku treni, her Amerikalı'nın vatandaşlık hakkıdır.
Like cotton candy.
Mesela pamuk şeker.
She's gotta promise to take him to the fair for roller coasters and cotton candy whenever he wants!
Çocuk korku treni ve pamuk şeker istediğinde, onu karnavala götüreceğine söz vermesi lazım!
There's nothing between your legs, it's like a wisp of cotton candy framing a paper cut.
Bacaklarınızın arasında hiçbir şey yok. Tıpkı bir tutam pamuk helvaya kağıt kesiği atılmış gibi.
Shaking, shaking, cotton candy.
Dökülen pamuk şekerleri
What say we go get your mom and your sister some cotton candy?
Gidip annenle ablana pamuk helva alalım mı?
Then why did you just give them Mom and Lidia's cotton candy?
Peki niye onlara annemle Lidia'nın pamuk helvalarını verdin?
Loser buys cotton candy.
Kaybeden pamuk şeker alır.
Just cotton candy?
Sadece pamuk şeker mi?
Like cotton candy.
Pamuk helva gibiydi.
I'll hold your cotton candy.
Ben helvanı tutarım.
I think it's too much cotton candy.
Fazla helva yedi belki de.
Or you could just walk around, eating cotton candy, checking everybody out.
Ya da pamuk helva yiyebilirsin. Etrafta dolanıp diğer insanları seyredebilirsin.
It's cotton candy.
- Hayır pamuk helva.
Blue cotton candy.
- Bir pamuk şekeri.
candy cotton and also juice of the vine.
Pamuk şekeri ve ayrıca şarap suyu.
- Your cotton-candy ideas make me sick!
- Senin de pamuk şekeri fikirlerin beni hasta ediyor!
The only thing you were close to was that cotton-candy.
- Yaklaştığın tek şey iki bacak arasıydı.
That cotton-candy is my lead, pal.
- O iki bacak arası benim rehberimdi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]