English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ C ] / Couldn't be helped

Couldn't be helped traduction Turc

104 traduction parallèle
What's the use of feeling bad about something that couldn't be helped?
Önlenemeyecek bir şeye üzülmenin ne yararı var?
It couldn't be helped.
Önleyemedim.
It just couldn't be helped.
Yapacak bir şey kalmadı.
Couldn't be helped.
Yapacak bir şey yoktu.
Well, it couldn't be helped, I guess.
Elden bir şey gelmezdi sanırım.
It couldn't be helped, I'm afraid. You must blame a Miss Doris Tinsdale.
Gecikmemin sebebi Bayan Doris Tinsdale.
It couldn't be helped, Lieutenant.
Yapabileceğim bir şey yoktu Teğmen.
Couldn't be helped.
Yararı olamazdı zaten.
Couldn't be helped.
Elimden bir şey gelmez.
That couldn't be helped.
Yapabileceğin bir şey yoktu.
He said it couldn't be helped.
Başka çare yok dedi.
Couldn't be helped?
Başka çare yok?
It just couldn't be helped
Çok geç. Bunun bir yararı olmaz.
I apologise for bringing you to the ship so abruptly but it couldn't be helped.
Bu şekilde gemiye çıkardığımız için özür dileriz ama elimizde değildi.
Couldn't be helped.
Yardım edilemedi.
Couldn't be helped?
Yardım edilemedi mi?
It couldn't be helped.
Kimse yardım edemedi.
I think it helped our army and made them realise, because the British came down from the north and did help, that this was going to be a cooperative effort, that we couldn't win it alone.
Bence bu, ordumuza yardımcı oldu ve bir şeyi farketmelerini sağladı - çünkü İngilizler kuzeyden geldiler ve bu işe yaradı - bu, ortaklaşa gerçekleştirilen bir efordu ve yalnız başımıza kazanamazdık.
It couldn't be helped, though.
Fakat başka zaman olamazdı.
Couldn't be helped.
Kusurumuza bakmayın.
In fact, I'm sorry about the whole thing, Cosmo, but... it couldn't be helped, you know.
Aslında tüm olanlar için üzgünüm, Cosmo ama elden bir şey gelmezdi, biliyorsun.
It couldn't be helped.
Bunun önüne geçilemezdi.
It couldn't be helped.
Yapabileceğim bir şey yoktu.
- Couldn't be helped.
- Yapacak hiçbirşey yoktu. - elbette.
It couldn't be helped.
Elimden birşey gelmiyor.
It couldn't be helped.
Ne yapalım ya.
It couldn't be helped.
Başka çarem yoktu.
It couldn't be helped that she died.
Bu çocukta kesinlikle bir tuhaflık var.
Couldn't be helped.
Elimde değildi.
Couldn't be helped.
Yardım edilemezdi.
- It couldn't be helped.
- Yapacak bir şey yoktu.
It couldn't be helped?
Yapacak bir şey yok muydu?
It couldn't be helped.
Yapacak bir şey yoktu.
Couldn't be helped.
Elden bir şey gelmezdi.
- Sorry. lt couldn't be helped.
- Üzgünüm. Elimizde değildi.
It couldn't be helped.
Elimizden bir şey gelmez.
I'm sorry I came home late, but it really couldn't be helped.
Geç geldiğim için özür dilerim ama gerçekten elimde değildi.
SORRY, ANDREW, IT COULDN'T BE HELPED.
Yapacak bir şeyim yoktu.
The first man I talked to was convinced he couldn't be helped.
Konuştuğum ilk adam kendine yardım edilemeyeceğine inanmış durumdaydı.
His death couldn't be helped.
Yapabileceğimiz hiçbir şey yok.
Thinking it couldn't be helped, I went with him, in the middle of the night.
Yaşadığı yerde hiç doktor yoktu. Hepsi cephedeydiler.
It couldn't be helped.
Bu engellenemezdi.
I suppose it couldn't be helped.
Sizin durumunuz için sanırsam kolay bir şey değildir.
But these things couldn't be helped.
"Böyle şeyler oluyordu ve olması da kaçınılmazdı."
- It couldn't be helped.
Bu kaçınılmazdı.
It couldn't be helped, nee-sama.
Faydası yok, ablacığım.
It couldn't be helped.
Faydası yok.
She gained Kira's power somehow and discovered that I was Kira. It couldn't be helped.
Bir şekilde ben farkında olmadan Kira'nın gücüne sahip olmuş ve bu yüzden benim Kira olduğumu biliyordu, bu duruma engel olamadım.
Sorry, but it couldn't be helped.
Üzgünüm, ama yardımcı olamıyor.
It just couldn't be helped.
Kimsenin elinde değildi.
Last night was sudden : couldn't be helped
Dün gece ani oldu : yapamadım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]