Deck traduction Turc
5,581 traduction parallèle
Not going to get your breath back slobbing of the deck, are ya? Get up.
Soluğunuzun düzelmesi için size hayat öpücüğü verecek değil, değil mi?
Lights on the back deck.
Arka tarafında çakar olan.
Look, we need to get above deck And quarantine the ship.
Üst güverteye çıkıp gemiyi karantina altına almalıyız.
I've spent enough time below deck to not be afraid of the dark.
Güvertenin altında karanlıktan korkmamaya yetecek kadar kaldım.
It's gonna be all hands on deck.
Herkese ihtiyaçları olacaktır.
And one night he pulled me out on the deck and he said,
Ve bir gece beni verandaya çıkarıp şunu söyledi :
I can take care of myself and I don't need you... helping me clear my deck of liars and spies.
Kendi başımın çaresine bakabilirim ve... Telaşlanma. Yuvamı yalancılardan ve casuslardan korumana ihtiyacım yok.
In 1947, she jumped to her death from the... observation deck of the Empire State Building, landed on top of a limousine.
1947'de Empire State Binası'nın gözlem terasından ölümüne atlamıştı. Bir limuzinin üstüne düşmüştü.
Uh, we need more hands on deck, so... we're asking you as a favor.
İşte daha çok ellere ihtiyacımız var, bu nedenle senden yalnızca bir iyilik istiyoruz.
They'll have exactly 26 minutes to wander around the Observation Deck on the 103 floor.
103. kattaki terastan... 26 dakika boyunca gözlem yapabilecekler.
Now, the prosecution, in the form of the formidable Mr. Perrotti... he has suggested that this was an attempt to stack the deck in favor of Mr. Florrick at this poll.
Şimdi, iddia makamı, zorlu formda olan Bay Perrotti bunun kamuoyu yoklamasında Bay Florrick lehine yapılan bir hile girişimi olduğunu iddia ediyor.
I still need to get up to the observation deck.
Gözleme çatısına çıkmam gerekiyor.
He was on the observation deck.
Gözetleme çatısındaydı.
- Unh! Cyril, hit the deck.
- Cyril, yere yat.
This is the outside deck.
Burası balkon.
So this was from a special edition deck?
Bu özel bir baskı güverte miydi?
Now, the hardest cheating for a casino to detect isn't card counting or marking the deck.
Şimdi, zor hile veya güverte işaretleme kumarhane için algılamak için kart sayma değil.
He deals that, instead of the deck card.
O fiyatları ki, deste kart yerine.
Head to the hangar deck and suit up!
Binmeye hazır olun.
Meet me on the hangar deck in 10 minutes.
Peki. 10 dakika içinde güvertede buluşalım.
All hands on deck!
Hadi çıkalım.
Unless there's power and money stacking the deck.
Güç ve kasayı dolduran para olmadıkça tabii.
Emergency crew to deck 1.
Acil ekibi 1. güverteye.
Emergency crew to deck 1.
Acil ekibi 1. güverteye
Annie! Level Red confirmed, deck 1.
Annie!
Level Red confirmed, deck 1.
Christopher!
I need all hands on deck.
Herkesin görevinin başına geçmesine ihtiyacım var.
When I awoke, I dealt a deck for you.
Uyandığımda, senin için kart açtım.
Go up on deck and take some air.
Güverteye çıkıp biraz hava al.
We gotta get below deck.
Alt güverteye inmeliyiz.
( whispers ) : Hit the deck!
Yere yatın!
And who else do we have on deck? Soteras.
Yüksek mahkeme için diğer adayımız kim?
We need all hands on deck.
Görev başındaki herkese ihtiyacımız var.
All hands on deck. All hands on deck.
Herkes güverteye.
Well,'cause it's just for a couple months till Danny gets back on deck.
Çünkü Danny dönene kadar birkaç ay içindi o kadar.
So we'll need all hands on deck.
Bu nedenle burada herkese ihtiyacımız olacak.
All seekers to the flight deck!
Uçuş güvertesinde bulunan tüm arayıcılar!
You know, he and I, one minute we're at each other's throats and the next I'm helping to put a new deck on his house.
Bazen birbirimizin gırtlağına yapışırız. Sonra kendimi evinde ona yardım ederken bulurum.
But seriously, mayor Teddy Conrad believes that this city's challenges require an all-hands-on-deck approach.
Ama gerçekten, Başkan Teddy Conrad bu şehrin sorunlarının, herkesin yardımıyla çözüleceğine inanır.
He'd sip tequila and smoke cigars out on his deck.
Güvertede tekila yudumlar, purolar içerdi.
And I'm even sorrier that my friends are watching from the deck.
Ve daha da üzgünüm ki, arkadaşlarım balkandan bizi izliyorlar.
All those handsome stewards strutting down the boat deck.
Gemideki tüm yakışıklılar güvertede cirit atar.
They're starting to set up the stalls for the bazaar today and her ladyship will need all hands on deck.
Yarından itibaren kermes için tezgâhlar kurulacak. Leydi Hazretlerinin hepimize ihtiyacı olacak.
We're going to need all hands on deck for this.
Bu iş için herkese ihtiyaç var.
Below deck!
Güvertenin altına!
Yeah, just a little something I found on deck.
Evet, sadece güvertede bulduğum ufak bir şey.
So it's OK to deck him?
Ne yani onu yere serince tamam mı oldu?
And that's why I'm so proud to be here on the flight deck of the USS Intrepid.
İşte bu yüzden USS Intrepid'de olduğum için çok mutluyum.
I need all hands on deck.
Herkese görev başında ihtiyacım var.
Burke, you know it's not a reel-to-reel tape deck, right?
Burke bu, kasetten kasete kayıt sistemi değil. Biliyorsun değil mi?
Another on deck.
- biri de hazır olsun.