Diseases traduction Turc
1,305 traduction parallèle
Besides, except for wars, diseases and ecological disasters... all tragedy is imaginary!
Savaşlar ve doğal afetler başta olmak üzere.. tüm trajedi hayaldir!
I suppose I'm, I'm worried about diseases.
Sanırım hastalıklardan korkuyorum.
And with sexually transmitted diseases the odds of landing one becomes even tougher.
Ve cinsel yolla bulaşan hastalıklar yüzünden onlardan birini ağımıza düşürmemiz çok zor.
- Prue, if good witches could really vanquish diseases, do you think there'd be one sick person in the world?
- Prue, eğer iyi cadılar hastalıkları tamamen yok edebilselerdi sence dünyada bir tane bile hasta insan olur muydu?
Are you aware there is currently no cure for the sexually transmitted diseases herpes, hiv and HPV?
Henüz hala cinsel yolla bulaşan yaralara, HIV ve HPV gibi hastalıklara çare bulunamadığını biliyor musun?
And are you aware that while the pill offers excellent protection against pregnancy, it doesn't protect against sexually transmitted diseases?
Ve haplar hamileliğe karşı mükemmel korunma sağlasa da cinsel yolla bulaşan hastalıklara engel olmadığından haberdar mısın?
For one thing, he'll never want for milk, and you've got your alien technology for fighting diseases.
Bir kere, asla süte ihtiyacı olmayacak, ve hastalıklarla savaşmak için uzaylı teknolojisi var.
There are diseases.
Bir takım hastalıklar var.
When we were studying communicable diseases..
Biz bulaşıcı hastalıklarla ilgili dersi alırken...
When we were studying communicable diseases...
Biliyor musun komik, biz bulaşıcı hastalıklara çalışırken...
Now, remember every one of these diseases can easily be transmitted to you.
Şimdi, unutmayın... bu hastalıkların her biri... size kolayca bulaşabilir.
I hate running, so it'll be hard and I'll have to train for it, so it'll take dedication and it'll be helping cure diseases which no one likes.
Koşmaktan nefret ederim, bu yüzden zor olacak... ve çok çalışmam gerekecek, böylece ithaf etmiş olacağım... ve kimsenin sevmediği hastalıkların... tedavisine yardım edecek.
You also have several diseases that have just been discovered - in you.
Ayrıca, ilk kez sizde keşfedilen birkaç yeni hastalık var. Anladım.
Well, you'd think so, but all of your diseases are in perfect balance.
Biz de öyle sandık. Ama hastalıklar kusursuz bir denge kurmuş.
I mean, aren't there diseases that delay puberty and so on?
Ergenliği geciktiren bazı hastalıklar yok mu?
I've dedicated my life to diseases of the head holes.
Hayatımı baştaki deliklerde olan hastalıklara adadım.
I thought that grant was for something to like cure diseases...
O bağışların hastalıkları iyileştirmek gibi şeyler için olduğunu sanıyordum.
Although scientists tell me these humans carry terrible diseases.
Ama bilim adamları bana bu... ... insanların hastalıklar taşıdığını söylüyor.
- No. - Venereal diseases, uterine infections...
- Zührevi hastalık, rahim enfeksiyonu...
You can cure all diseases, but the price is that you must kill one innocent child.
Dünyanın tüm hastaIıkIarını iyiIeştirebiIirsin... ... ama bedeIi masum bir çocuğu öIdürmek.
I do not wish your diseases.
Sizden mikrop kapmak istemiyorum.
Wherever rats turn up they carry destruction to the land, and spreading diseases and plagues just as the Jews do among mankind.
Fareler nerede çıkarsa orada topraklar verimsizleşir, hastalıklar ve veba yayılır tıpkı Yahudiler'in yayıldığı gibi.
If I hadn't restricted, you'll be dead as of now, you've so many diseases!
Diet yaptırmasaydım, bukadar hastalıkla şu an itibariyle ölmüş olacaktın!
The stink of their diseases does not stop at the walls.
Hastalıklarını duvarlar durdurmuyor.
Hazel collects samples of tiny organisms... which could help cure serious diseases.
Hazel, bazı ölümcül hastalıkların tedavisinde yardımcı olabilecek... çeşitli organizmalardan örnekler topluyor.
We can tell our life stories by listing our diseases.
Hayat hikayemizi hastalıklarımızı listeleyerek anlatabiliriz.
You know the 10 most common diseases?
En yaygın on hastalığı biliyor musun?
There will be less diseases.
Daha az hastalık olur.
You've had all the childhood diseases and you're not allergic.
Olağan çocukluk hastalıklarını geçirmişsiniz ve herhangi bir ilaca karşı alerjiniz yok.
You're scaring away all the babes with your fluids and diseases.
Tüm çıtırları sıvıların ve hastalıklarınla kaçırıyorsun.
His penis got diseases from a Chumash tribe
Penisi Chumash klanından hastalık kapmış.
How are you with your glycogen-storage diseases?
Glikojen depolama hastalıklar konusunda nasılsın?
Orphans with diseases.
Hastalıklı öksüzlere.
This Rider stays too long and diseases minds
Bu Sürücü çok uzun kalıyor ve zihinleri hasta ediyor
I want your company to begin reporting all cases of communicable diseases.
Şirketinizin ifade edilebilecek tüm hastalıkları bildirmeye başlamasını.
- Check the goat for diseases.
Keçiyi taramadan geçir.
Sexually transmitted diseases!
Cinsel yolla bulaşan hastalıklar!
These are serious diseases!
Bunlar ciddi hastalıklar!
We have to teach them that diseases are possible, even with just oral sex.
Onlara oral seksle bile hastalık bulaşabileceğini anlatmalıyız.
I mean, with all the diseases and problems out there.
Tüm hastalıkları ve sorunları düşününce.
All right, girls, yesterday we went over the myriad of diseases you can get from boys.
Evet kızlar dün erkeklerden kapabileceğiniz sayısız hastalığın üzerinden gitmiştik.
All this time, it's the girls that give us diseases.
Bize hastalık bulaştıranlar kızlarmış.
Yeah, just take your diseases and go away forever.
Evet hastalıklarınınızı alın ve sonsuza kadar defolun. Ha!
Ha! They're your diseases.
Onlar sizin hastalıklarınız.
We just didn't want the girls giving us diseases.
Kızların bize hastalık bulaştırmasını istemedik.
I forgot to tell them that to get diseases from boys you have to have sex with them first.
Onlara erkeklerden hastalık kapmak için önce onlarla seks yapmaları gerektiğini söylemeyi unuttum.
Well, I guess we got a while to wait before we worry about sex and diseases, huh, Wendy?
O zaman seks ve hastalıklar hakkında endişelenmemiz için çok erken demektir.
They said it was a quarantine, to protect the population from "alien diseases."
Karantina olduğunu söylediler, bu sayede nüfuslarını yabancı hastalıklardan koruyorlarmış.
Two crews, Maquis and Starfleet, are going to become one, and they'll make as big a mark on the Delta Quadrant as it'll make on them, by protecting people like the Ocampans, curing diseases, encouraging peace.
İki ayrı mürettebat, Maquis ve Yıldızfilosu bir olup, Delta Çeyreği'nde, Okampalılar gibi halkları koruyarak, hastalıkları iyileştirerek, barışı tesis ederek, büyük işler başaracaklar.
It affects the immune system, leaving the body vulnerable to a host of diseases.
Bağışıklı sistemini etkiliyor, vücudu hastalıklara karşı koyamaz hale getiriyor.
A random pattern with a needle and thread The overlapping way diseases are spread To a tornado body with a hand grenade head
rastgele bir desen iğne ve iplikten oluşan bulaşıcı bir hastalık tamamen kaplamış gibi tornado / hortum vücud ve el bombasından bir kafa ve bacaklar iki aşığı birbirine dolamış içimde, bir boşluk dışımda kağıttan bir kefen ve tüm geri kalan sadece bir illüzyon