Disorder traduction Turc
2,389 traduction parallèle
It's a neurological disorder in which you have seizures.
Kriz geçirmene sebep olan bir sinir hastalığı.
Dissociative identity disorder.
Çoklu kişilik bozukluğu.
You knew that we'd be discussing the disorder.
Rahatsızlığını işleyeceğimizi de biliyordun.
20 years ago, she was diagnosed with something called d.I.D., or multiple personality disorder.
20 yıl önce kendisine DID ya da çoklu kişilik bozukluğu denen bir hastalık teşhisi konmuş.
That may be a distance away, but they are the leading experts in the country who deal with your disorder.
Size uzaklar ancak hastalığınızda uzman olan doktorlar.
Someone with narcissistic personality disorder.
Narsisistik kişilik bozukluğu olan biri.
Narcissistic personality disorder, coupled with addiction to both intoxicants and sex- - it doesn't leave a lot of room to develop a human relationship.
Narsistik kişilik bozukluğu sarhoş edici maddeler ve seks bağımlılığı, bunlar insani bir ilişki yaşayacak zaman bırakmaz.
His paralysis sounds like conversion disorder.
Adamdaki felç, konversiyon bozukluğu gibi görünüyor.
Bro, there was this one episode where Gabriela discovered that her husband was sleeping with her evil twin sister, Teresita, only to later find out that she had multiple personality disorder.
Bir bölümde Gabriela, şeytani ikiz kardeşi Teresita'nın, kocasıyla yattığını öğrenmişti. Sonra anladı ki çoklu kişilik bozukluğu varmış.
You have a severe anxiety disorder, Emma.
Çok büyük bir korkun var, Emma.
It's clear you have a... a fairly severe case of obsessive-compulsive disorder.
Ama temizlendi ve... Sende OCD vakası seziyorum.
He says it's the next big thing for social anxiety disorder.
Sosyal korku bozukluğu alanındaki en büyük icat olduğunu söylüyor.
It's a shared disorder, called "folie Г deux."
Bu "folie à deux." denen ortak bir dengesizlik hali.
That you suffered from severe post-traumatic stress disorder.
Travma sonrası stres bozukluğu yaşadığını.
"Post-traumatic stress disorder."
"Travma sonrası stres bozukluğu."
Apparently, it triggered what they call post-traumatic stress disorder.
Ben de bu olayın ardından, travma sonrası stres bozukluğu yaşamaya başladım.
Silver, as you know, it's crucial for people with bipolar disorder to be consistent with their medication.
Silver, bilmelisin ki, bipolar bozukluğu olan insanlar için ilaç kullanımı tutarlı olacak şekilde kullanılmalı.
I was born with a blood disorder.
Doğduğumda kan uyuşmazlığım vardı.
Woman has a bipolar disorder.
Kadında manik atak vardır.
I should warn you--one of the symptoms of Wayne's schizoaffective disorder is that often he doesn't speak at all to people he doesn't trust.
Sizi Wayne'in şizofrenik hastalığının yan etkilerinden biri olan güvenmediği kişilerle genelde konuşmama semptomu hakkında uyarmalıydım.
They say it might be a brief psychotic disorder.
Psikotik bozukluklar ihtimali üzerinde duruyorlar.
I spent a whole month in quarantine with the disorder.
Bir ay boyunca karantinada kaldım, günlerimi tuvalette geçirdim.
Two cases with disorder already a crime.
İki vaka olursa artık suç olur.
And your disorder is also my fault and midnight landing was deliberately... to work you harder.
ve senin hastalığın da benim suçum, ayrıca geceyarısı sizi kasten ağır... çalıştırarak yorgun düşürdüm.
So after the first goal, Kara... run to the toilet, have the disorder.
Birinci golden sonra, Kara, sen de... tuvalete koş, ishal olmuş gibi davran.
It's a degenerative brain disorder that probably went undiagnosed for at least a year.
Dejeneretif bir beyin hastalığı muhtemelen son bir yıldır teşhis edilememiş.
Mr. Sanchez has been suffering from post-traumatic stress disorder.
Bay Sanchez travma sonrası stres bozukluğundan ötürü acı çekiyordu.
The patient exhibits acute... disorder linked to childhood phobia. Jesus Christ!
Hasta çocukluğunda gelen bazı saplantılara sahip.
Sensory memory disorder occurs
Duygusal hafıza bozukluğu ortaya çıkacak
So nobody in your family had any history of depression, Or obsessive compulsive disorder...
Yani ailende kimse depresif, obsesif kompulsif ya da...
Obsessive compulsive disorder, He has Tourette's syndrome for god's sake.
Tanrı aşkına Tourette sendromu bile var.
Well, it's some kind of delusional disorder.
İzin çıkartmam gerekiyor. Anlaşılan, ruhsal bozukluk var.
Rules out the clotting disorder.
Kan pıhtılaşması devre dışı kaldı.
It's a habit that compels you in an obsessive way that's so bad it's a disorder.
Bu alışkanlık seni o kadar takıntılı yapmış ki rahatsızlığına sebep olmuş.
It's a rare genetic disorder that affects the nervous system, blood and can cause You have McLeod's syndrome.
Sende McLeod Sendromu var.
Genetic disorder caused by a mutation in the cold-induced autoinflammatory syndrome one gene.
Bir gendeki soğukla tetiklenen mutasyona bağlı otoimmün bir sendrom.
They said I had dissociative personality disorder, or something like that.
Kişilik bozukluğu ya da onun gibi bir şeyim olduğunu söylediler.
I only did what anyone would have done with a medical degree and a borderline personality disorder.
Tıbbi açıdan herkesin yapabileceği bir şeyi yaptım ve çizgi kişiselliği bozar.
Tell her to come back when she's got an eating disorder.
Yeme bozuklugu oldugunda tekrar gelmesini soyle.
Well, you better find him, he's exhibiting all the classic signs of a severe dissociative disorder.
Onu bulsanız iyi olur, şiddetli bir kişilik bölünmesinin tüm belirtilerini gösteriyor.
It's just an eating disorder.
Beslenme bozukluğu yüzünden.
How long have you had social anxiety and panic disorder with, I'm guessing, just a twist of depression?
Bu toplum korkusu, panik atak ve az biraz da depresyon sorunların ne zaman başladı?
Dependent personality disorder.
Bağımlı kişilik bozukluğu.
Tourette's coupled with bipolar disorder and a drinking problem.
Tourette sendromu, bipolar kişilik bozukluğu, bir de alkol problemi.
You guys, I'm now convinced that Lilah has narcissistic personality disorder, subtype manipulative narcissist.
Beyler, eminim ki, bu Lilahda narsistik kişilik bozukluğu var. Manipülatif narsitliğin alt dalı.
A person with her disorder can't stand being manipulated.
Hastalığı, yalan söylenmesini kaldırmaz.
And he clearly suffers from persistent ego aggrandizing disorder.
Ve belli ki ısrarcı ego bozukluğundan muzdarip.
It's an impulse control disorder.
Bir çeşit refleks kontrol bozukluğu.
Oh, persistent ego aggrandizing disorder.
Israrcı ego bozukluğu.
she's afflicted with acute laconic conveyance disorder, among other things, and two, don't talk about her like that.
İkincisi, onun hakkında böyle konuşma.
You have a psychosexual disorder that manifests itself in deviant behavior, so in short, you are disgusting.
Seninse anormal davranışlarla kendini gösteren psikocinsel bir sorunun var. Yani kısacası, iğrenç bir varlıksın.