Do something about it traduction Turc
1,740 traduction parallèle
Fellas, our way of life is being threatened and we got to do something about it.
Beyler, hayatımız tehlike altında ve bu konuda birşeyler yapmalıyız.
Are you going to stand there calling me a liar, or are you going to do something about it?
Bana burada durup yalancı mı diyeceksin yoksa bu konuda bir şeyler yapacak mısın?
So I decided to do something about it.
Bu konuda bir şeyler yapmaya karar verdim.
So, this means that the fight is coming here, where we can do something about it.
Demektir ki kavga buraya taşınıyor mücadele edebileceğimiz yere.
And I wanted to do something about it.
Ve bunla ilgili bişeyler yapmak istedim.
You're gonna do something about it, tough guy?
Bunun için bir şey yapacak mısın sert çocuk?
It's a mistake. And you have the ability to do something about it. So I'm asking you to help.
Bu bir hata ve bir şeyler yapabilirsin, bu yüzden yardımını istiyorum.
Too Bad You Won't Have The Chance To Do Something About It.
Bunun için yapacak birşeyin olmaması gerçekten çok kötü..
But only you can do something about it.
Ama sadece siz bunun için bir şeyler yapabilirsiniz.
If something is wrong we do something about it.
Bişey varsa, yardım edeyim.
Then do something about it.
O zaman bu konuda bir şey yap.
- Okay. I'll do something about it.
Bununla ilgileneceğim.
- Then do something about it.
- Öyleyse bir şey yap.
You have to do something about it.
Bu konuda bir şey yapmalısın.
You have the power to do something about it and we're counting on you to do so.
Bu konuda bir şeyler yapma gücüne sahipsiniz ve bu konuda sizlere güveniyoruz.
If he really believed that, then why didn't he do something about it instead of running off to L.A. to photograph bimbos?
Eğer gerçekten buna inanıyorsa, o zaman neden bu konuda bir şeyler yapmak yerine Los Angeles'lı saftorik kızların fotoğrafını çekmek için kaçıp gider?
I'm also finding that just being aware of your... shortcomings is just the first, minute step on the road to betterment, and the real trick seems to be to actually do something about it.
Aynı zamanda seninde kusurlarını bulmam iyileştirme yolunda, sadece başlangıçtı, ve gerçek şey hakkında birşey yapmam gerekiyor gibi görünüyor.
and my mother decided to do something about it.
Ve annem bir şeyler yapmaya karar verdi.
That's whyou got to do something about it.
İşte bu yüzden bir şey yapmalısın.
I got a whole boatload of them, and I want to do something about it.
Bende bir gemi dolusu pişmanlık var, ve bu konuda bir şeyler yapmak istiyorum.
And whats more they can do something about it.
Ve bu konuda yapabilecekleri bir şey var.
Yeah. But you know what? We can do something about it.
Evet ama bununla ilgili bir şeyler yapabiliriz.
'Cause then they'd have to do something about it.
Çünkü o zaman müdahale etmeleri gerekecekti.
By the time they are five days old they know when they are under attack. And whats more they can do something about it.
Beş günlük olduklarında, tehlike altında olduklarını fark eder ve dahası, bunun için bir şey yaparlar.
Do something about it.
Şuna bir çözüm bul.
Maybe you should stop being such a pussy and get off your arse and go do something about it.
Belki bir amcık gibi olmayı bırakır ve kıçını kaldırıp bunun için bir şeyler yapmaya gidersin.
Now go do something about it before it's too late.
Şimdi çok geç olmadan bu konuda birşeyler yap.
The pain we get from inflam mation warns us to protect the area or do something about it.
İltihaplanmadan duyduğumuz acı da o bölgeyi korumamız ya da bir şeyler yapmamız için bizi uyarır.
And if you don't do something about it, I will!
Ve artık buna bir şey yapmazsan, ben yaparım.
If I knew what causing this, I could do something about it, but these malfunctions are showing up everywhere.
Yani, buna neden olan şeyi bilseydim, bir şeyler yapabilirdim, ama bu arızalar her yerde ortaya çıkıyor.
Can you do something about it?
Bunun için bir şeyler yapabilir misin?
I had to do something about it.
Bir şeyler yapmalıydım.
And It Can For You, Too. You Just Have To Be Willing To Do Something About It.
Sadece bunun hakkında bir şeyler yapmalısın.
You just have to be willing to do something about it.
O zaman gerçekten bunu istemen lazım.
Why don't you think about it, Mr. Kravitz, you can't do something like this and expect to have any kind of a future.
Neden bununla ilgileniyorsun Bay Kravitz. Bu olduğunda bir şey yapamazsın ve bir geleceğin olmasını umamazsın.
In A Place That Can Do Something About It.
- Ne? - Bir şey yok.
I was about to do something crazy, and I wasn't even awake for it.
Çılgınca bir şey yapmak üzereydim, ama ayık bile değildim.
So why don't you get your head out of your ass and go do something about it?
Haydi söyle, hazırım.
But you know the feeling... When something is wrong. But can't do a thing about it.
Bir şeyler yolunda olmadığındaki hissi bilirsin ama elinden bir şey gelmez.
Then I realized I just had to be forthright about it. I mean, I had to do something.
Bu konuda açık olmalıydım, yani, birşeyler yapmalıydım.
Right, so she decides to do something about it.
Doğru.
Yeah, maybe it has something to do with your little trip to DC that none of us were supposed to know anything about?
Hani hiçbirimizin haberi olmadan D.C.'ye yaptığın küçük seyahatle ilgili olabilir?
Did I do something wrong? There's no two ways about it, that's just wrong.
Tartışmaya gerek yok, yaptığı yanlıştı.
It's just an owl complaining about something, the way owls do.
Sadece bir baykuş, baykuşça bir şeyler hakkında söyleniyor.
Being forced to do something you don't wanna do but knowing if you don't go through with it, someone you care about's gonna suffer?
Yapmak istemediğin bir şeye zorlanmak yapmazsan değer verdiğin birinin acı çekeceğini bilmek?
The longer we wait to do something about global warming, the harder it will be to solve, and more global cooperation.
Küresel ısınma için bir şeyler yapmamaya devam ettiğimiz sürece çözüm daha da zorlaşacak. Daha fazla bilim, daha fazla para ve daha fazla küresel işbirliği gerekecek.
It's not good for the boy to loaf about all summer. He could do something useful.
Yani ben de işte yaz aylarında boş kalmasın oğlan oyalansın bir işe yarasın dedim de.
So do something about it.
Öyleyse bununla alakalı birşeyler yap.
Olivia, i do this a lot, and i promise you, if you're feeling bad about something, Talking about it always makes it better.
Olivia, bu benim işim ve emin ol ki bir şey hakkında kendini kötü hissediyorsan birilerine anlatmak daima iyi gelir.
- if i work for the government, or if i could tell you something about isaac reed that would get me out of this jam, don't you think that i'd do it, huh?
- Devlet için çalışırsam, ya da beni burdan çıkarmayısağlayacak Isaac Reed hakkında bir şey söylemeyi yapmazmıyım sanıyorsun?
I finally do something nice in this neighborhood, and I can't even brag about it?
Sonunda, burada düzgün birşey yaptım, ve bunun için böbürlenemiyorum bile.