Don't like it traduction Turc
18,242 traduction parallèle
I don't like it either.
Bundan ben de hoşlanmıyorum.
Not that I don't think this is an awesome idea. Like, it totally is, but what exactly are you hoping Lex will be able tell us if this works?
Bunun harika bir fikir olduğunu düşünmediğimden değil, çünkü gerçekten öyle, ama eğer çalışırsa Lex'in bize neler anlatabileceğini umuyorsun?
It's like I don't even know the man that I was married to.
Sanki evlendiğim adamı hiç tanımıyormuşum gibi.
What... don't tell me it doesn't work like that over here.
Ne... bunun burada işe yaramadığını söyleme bana.
I just don't like it when the bill sits there.
- Saçmalama. Hesabın öyle durmasını sevmiyorum, tuhaf geliyor.
I don't remember saying it, but it sounds like me.
Öyle bir şey dediğimi hatırlamıyorum ama benim söyleyeceğim bir şeye benziyor.
- Still don't like it.
- Ben hala hoşlanmıyorum.
Yeah, well, that's exactly what I don't like about it.
Evet, işte tam olarak hoşuma gitmeyen de bu.
Certainly act like it, don't I?
Öyleymiş gibi davranıyorum, değil mi?
I don't like broccoli, but my doctor says eat it, so I do.
Brokoliyi de sevmem ama doktorum yemelisin derse yerim.
I take it you don't like baseball.
Buradan beysboldan hoşlanmadığını anlıyorum.
I don't feel like it.
- Canım istemiyor.
I can take it back if you don't like it.
Beğenmediysen gerei alabilirim.
'Cause, like, there's stuff I want to talk to you about, but we've been hating each other so bad, so I can't, and it sucks because I don't know who else to go to,
Ama birbirimizden nefret ediyoruz bu yüzden konuşamıyorum. Bu çok kötü çünkü başka kime gideceğimi bilmiyorum.
And don't think to try and, like, sue me or anything because everyone here saw that it was your fault.
Sakın beni dava edebileceğini falan düşünme çünkü herkes hatanın sende olduğunu gördü.
Yeah, that seems like a bad idea. I don't get it.
Kötü bir fikre benziyor.
So, why does it look like you actually don't love it?
Peki neden sevmemişsin gibi duruyor?
But it's obvious that you don't like talking.
Belli ki konuşmaktan hoşlanmıyorsun.
You don't want to do it like this.
- Bu şekilde yapmak istemiyorsun.
- I don't like it. But I gotta do it.
- Hoşuma gitmiyor ama yapmalıyım.
This feels like a bit of a second chance for me..... and I really don't want to mess it up.
Bu bana ikinci bir şansım varmış gibi hissettirdi. Ve bunun içine etmek istemiyorum.
Don't you like it?
Beğenmedin mi?
If you don't like it, we can try something else.
Eğer beğenmediysen, başka bir şey deneyebiliriz.
Don't look at me like that, it's embarrassing.
Bana öyle bakmayın, çok utanç verici bir şey bu.
I don't like what I'm sensing, so if she wants it, she can come to me.
Hissettiklerim hoşuma gitmiyor. İstiyorsa buraya gelebilir.
Well, you carry this thing around like... like it's something you don't ever want to let go of.
Bu yükü öyle bir taşıyorsun ki sanki ondan kopmak istemiyormuşsun gibi.
I mean, it's like a rotten tooth that you don't want to pull'cause you like the pain.
Verdiği acıdan hoşlandığın için çektirmek istemediğin çürük bir diş gibi.
And you don't know what it's like to see you this way.
Ayrıca seni bu halde görmek ne demek bilmiyorsun.
If it turns out you don't like the whole parenting thing, there are tons of people who really want a baby
Annelik olayını sevmediğini fark edersen... -... bebek isteyen tonla insan var.
Don't you ever feel like it's all too hard?
Hiç her şey çok zormuş gibi hissettiğin oldu mu?
It's your body, do what you want, but don't treat pregnancy like some special achievement. Go ahead.
Devam et.
Now, we don't like to hear it, but we need something or someone to lean on that is bigger than ourselves.
Bunu duymaktan hoşlanmıyoruz ama dayanacak bir şeye ihtiyacımız var bizden daha büyük bir şeye.
All right, but I don't like it.
Peki ama bu durumdan hiç hoşlanmadım.
Hey, man, I want to ask you something, but I don't want it to seem like I'm being opportunistic
Kanka sana bir şey sormak istiyorum ama fırsatçı gibi gözükmek istemem.
But, if you ever wanted to, and it seems like you don't, but just in case you do, if you ever wanted a partner, please let it be me.
Olur da birgün bir ortağa ihtiyacın olursa, ki görünüşe göre ihtiyacın yok, ama eğer olursa, lütfen o kişinin ben olmama izin ver.
You don't know what it's like, losing a child.
Evladını kaybetmenin ne demek olduğunu bilmiyorsun.
I don't like it.
Hiç içime sinmedi.
I don't like it.
Bunu sevmedim.
I get it. Sometimes I don't like me, either.
Bazen ben de kendimden hoşlanmıyorum.
Now, that is a... a scenario that I don't even like to fathom, but we can't escape it.
Bu düşünmek düşünmek bile istemediğim bir senaryo ama bundan kaçamayız.
Look, it's not like I don't want to cooperate.
Yardımcı olmak istemediğimi düşünmeyin.
I don't know, it's like a recruiting center or something.
Ama daha çok... bilmiyorum... Adam toplama merkezi gibi bir yer.
I looked over some of the footage from the drive over here and it was glitchy too just like that, I don't know.
Bazı çekimlerin üzerine baktım Buradan arabayla gelince, çok da karmaşıktı. Bunun gibi, bilmiyorum.
I don't think so, but from what I heard, it doesn't sound like your dad was just some random guy. I think he was her boyfriend.
Sanmıyorum ama duyduklarıma göre baban herhangi bir adam değilmiş.
It feels like you don't want to hang out with me.
Benimle takılmak istemiyormuş gibisin.
Look, whether it's true or not, I still don't like using it.
Bak, doğru olsun veya olmasın, hala bu şekilde yapmak istemiyorum.
Oh, I don't know. If it... suddenly seems like your friend from across the street is seeing your wife- - ex-wife...
Bilemiyorum, şimdi karşı evdeki arkadaşınla eşinin, eski eşinin görüştüğünü duyarsan...
It's not like we don't have enough things going on around here already.
Hâli hazırda yeterince sorunumuz yokmuş gibi.
Just come back for a week, and if you don't like it, then, please, by all means, be a farmhand.
Sadece bir haftalığına geri dön. Eğer sevmezsen o zaman çiftçi olursun.
People who read their books often discover they don't like the main character and are rarely happy with how it ends.
Kendi kitaplarını okuyan insanlar genelde ana karakteri pek sevmezler ve sonundan nadiren memnun olurlar.
'Suicide's the answer.'you don't know what it's like.
Çözümü intahar mı. Nasıl bir şey olduğunu bilmiyorsun.
like it or not 353
like it was yesterday 28
like it never happened 30
like it 260
like it was nothing 23
like it's 21
it's fine 7136
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
like it was yesterday 28
like it never happened 30
like it 260
like it was nothing 23
like it's 21
it's fine 7136
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
it's been so long 173
it's over 4654
it's cold 680
it's ok 4874
it's okay 22028
it is good 116
it's warm 139
itchy 49
item 93
it's been so long 173
it's over 4654
it's cold 680
it's ok 4874
it's okay 22028
it is good 116
it's warm 139
itchy 49
itis 22
it's me 10254
italy 247
italian 217
it was 5878
it's not 5855
it's all right 8832
itch 25
it's about damn time 34
items 25
it's me 10254
italy 247
italian 217
it was 5878
it's not 5855
it's all right 8832
itch 25
it's about damn time 34
items 25
itself 24
it's a boy 347
it's cool 1584
it's me again 322
it's a girl 287
it's only fair 72
it's just 7387
it's a boy 347
it's cool 1584
it's me again 322
it's a girl 287
it's only fair 72
it's just 7387