Drive fast traduction Turc
408 traduction parallèle
Then you wouldn't need to drive fast, would you?
Böylece hızlı araba kullanmana gerek olmazdı, değil mi?
You do drive fast, don't you?
Hızlı araba kullanıyorsun, değil mi?
Well they can't drive fast across the dunes with that load!
O yükle kum teperinde hızlı gidemezler!
Don't drive fast, and don't take any chances.
Sakın hızlı sürme, ve kendini riske atma.
Did M. Delassalle used to drive fast, very fast?
Bay Delassalle arabayı çok çok süratli kullanır mıydı?
I got in one of those cars... and Buzz, one of those kids, he got in the other car... and we had to drive fast... and then jump before the car came to the edge.
O arabalardan birine bindim... ve Buzz, o çocuklardan biri, öteki arabaya bindi. Çok hızlı gidecek... ve uçuruma gelmeden önce arabalardan atlayacaktık.
I must warn you, I don't drive fast.
Sizi uyarayım, hızlı sürmem.
Well, when I'm bored, I drive fast.
Pekala, ben sıkılınca, daha hızlı sürerim.
I didn't drive fast at all.
Hızlı da gitmiyordum.
- I drive fast, you'll be scared.
- Ben o kadar hızlı araba kullanırım ki, korkarsın.
- Tell him to drive fast. I'm in a hurry.
Ona hızlı kullanmasını söyle, acelem var.
- Just drive fast, will you?
- Gianna, daha hızlı sürebilir misin?
- What do you do besides drive fast?
- Hızlı araba kullanmaktan başka ne yaparsın? - Eğlenirim.
And His Lordship, the Baron expects you to drive fast and don't just stand there!
Ve onun Lordları, hızla buradan ayrılmanızı bekliyor!
We've only got to drive on now as fast as we can.
O, burada olduğu sürece bunu asla yapamayız.
Don't drive so fast, there's no hurry.
Bu kadar hızlı sürme, acelemiz yok.
- Be careful and don't drive too fast.
Dikkatli ol ve hızlı sürme.
You drive to Dr. Morris'in Centerville as fast as you can.
Son hızla Centerville'e, Dr. Morris'in evine sür.
That's very touching, dear, but I wish you wouldn't drive so fast.
Hayatım çok güzel ama bu kadar hızlı sürmesen.
"Drive as fast as you can."
"Olabildiğince hızlı sür."
You drive too fast... you break your neck!
Arabanı çok hızlı sürersen duvara toslarsın!
There's no need to go so fast. I usually drive slowly.
Hızlı gitmemin bir gereği yok yavaş kullanırım.
Drive them. Move them fast.
Şu atları daha hızlı sürün.
Did you drive too fast in that new rod?
Ne yaptın ha? Yeni arabanı çok mu hızlı kullandın?
Yeah, they drive too fast.
Evet. Çok hızlı araba kullanırlar.
- Gee, you drive awful fast for a girl.
- Bir kıza göre çok hızlı sürüyorsun.
As soon as we get near those cattle pens take Alice and drive her out of town as fast as you can.
Biz agillara yaklasir yaklasmaz karimi al ve en hizli bicimde kasabadan goetuer.
We're just not so sure you should drive around so fast.
Sadece, bu kadar hızlı sürmek zorunda mısın merak ediyoruz.
Tony, don't drive too fast.
Sakın hızlı gitme, Tony!
You always drive this fast?
Hep böyle hızlı mı kullanırsın?
Do you have to drive so fast?
Bu kadar hızlı gitmek zorunda mısın?
I told you not to drive so fast!
Bu kadar hızlı gitme dedim!
Don't drive too fast now.
- Fazla hızlı sürmeyin sakın.
It's safe, fast and a pleasure to drive, with great response and perfect balance.
Güvenli ve hızlı, sürmesi de keyfe dönüşüyor gürültüsüz ve sarsıntısız olduğu için.
The only thing to do here is to drive just as fast as you know how and hope your car doesn't break.
Burada tek yapmanız gereken hızlı olmak ve otomobilinizin sorun yaşamamasını ummaktır.
Why drive so fast?
Sen niye o kadar hızlı sürüyorsun?
- Don't drive too fast!
- Çok hızlı sürme.
- And don't drive too fast.
- Fazla hızlı da sürme.
OK, I was wrong, but the other guy must be crazy to drive that fast.
Tamam, hatalıydım, ama öteki herif bu kadar hızlı gitmek için deli olmalı.
Drive fast, he's in a hurry.
Hızlı kullan, acelesi var.
If I was you, I'd drive to Quincy... pick roads where I could go pretty fast without making anyone look suspicious... and come out on Morrissey Boulevard.
Yerinde olsam Quincy'e sürer ve şüphe uyandırmadan süratli gidebileceğim yolları seçip Morrissey Bulvarına çıkardım.
I know... don't drive too fast
Biliyorum... çok hızlı sürmeyeceğim!
Why does he drive so fast, Henry?
Neden bu kadar hızlı sürüyor Henry?
I told you not to drive so fast, George!
Bu kadar hızlı kullanma dedim George!
I told you not to drive so fast.
Hızlı kullanma diye kaç kere söyledim.
You better drive this horse fast and quick.
Bu atı çok hızlı sürsen iyi edersin.
Drive so fast?
Neden bu kadar hızlı kullanıyorsun?
Don't drive so fast!
Bu kadar hızlı sürme!
Drive so fast that'd spit out their own guts!
Hızlı sür, bağırsaklarının dışarıya çıkmasını istiyorum!
- Don't drive so fast.
- Çok hızlı sürme.
Don't drive so blamed fast.
Deli gibi sürme.
drive faster 42
fast 937
faster 1890
fasten your seat belts 21
faster and faster 20
fasten your seat belt 23
fast as you can 38
fast forward 42
fast cars 26
fast asleep 26
fast 937
faster 1890
fasten your seat belts 21
faster and faster 20
fasten your seat belt 23
fast as you can 38
fast forward 42
fast cars 26
fast asleep 26
drive 1003
driver 460
drivers 45
driven 78
drive safe 149
drive safely 90
drive carefully 91
drive on 93
driver's license 82
drive it 26
driver 460
drivers 45
driven 78
drive safe 149
drive safely 90
drive carefully 91
drive on 93
driver's license 82
drive it 26