Drop it traduction Turc
7,213 traduction parallèle
- Drop it! I didn't do this!
Ben yapmadım!
You know they haven't got a case against you, Sam, and there's no doubt the pressure from the top will get them to drop it.
Sana karşı bir davaları olmadığını biliyorsun, Sam, ve hiç şüphe yok ki üst baskılar onların işini bozacaktır.
All right, I'll say one thing, and then I'll drop it.
Tamam. Bir şey diyeyim, sonra keseceğim.
Drop it! Drop the gun!
At silahını!
Drop the fucking gun. Drop it.
İndir lan silahını!
Did you drop it? No.
Sen mi düşürdün?
- Just drop it.
- Bırak öylece.
Drop it.
At silahı.
I said drop it now.
- Silahı at dedim.
Drop it!
At silahı!
Anyway it happened so... let's drop it and go back to red-light district.
Her neyse iş işten geçti bu konuyu kapatıp asıl mekana gidelim.
Tom, if you look me in the eye. And, tell me we do not have grounds, for an appeal, I will drop it right now.
Tom, gözlerime bakıp temyiz için elimizde yeterli sebep olmadığını söylersen anında bırakırım.
- The record... drop it.
- Plağı bırak.
But it was quick-acting poison, so they would have to drop it in the cup right there in the park.
Ama çabuk etkileşen bir zehirmiş, yani bunu yapan, zehri hemen oracıkta katmış olmalı.
- Drop your weapons! - Drop it.
- Silahlarınızı bırakın!
- Drop it!
- Bırakın şu silahları!
Drop it!
Yat.
Drop it.
Bırakın.
Let's just drop it now.
Bırakalım artık.
Drop it.
At silahını.
Drop it!
Atın silahınızı!
Don't drop it!
Düşürmeyin sakın!
- I drop it on?
- Üzerine mi boşaltayım?
- Failure to drop it will result in complete disintegration
- Düşmemize sebep olursa sonuç tamamen parçalanmak olacak.
Meanwhile, I'd bring my father a beer and I was so nervous, my hands would tremble and I'd drop it half the time, and he'd say,
Ben o zamanlar babama bira götürürdüm.. .. o kadar gerdin olurdum ki ellerim titrerdi. Çoğu zaman düşürürdüm.
I'll, uh, I'll drop it off this week.
Bu hafta getiririm size.
Drop it, Proctor!
Bırak şunu, Proctor!
- I said drop it!
- Bırak dedim!
Good. Drop it!
Güzel, at yere!
You had to drop it like that?
Öyle atmanız şart mı?
Well execuse me for findin it hard to belive a town electing'you to do anything except drop dead.
Bir kasabanın, seni gebermen dışında başka bir şeyi yapman için seçtiklerine inanmakta zorlandığım için kusuruma bakma.
Drop it!
Bırak!
It's not Christmas till we eat egg drop soup.
Yumurtalı tavuk çorbası içince Noel.
I promise you I will never drop you in it.
Söz veriyorum seni zor durumda bırakmayacağım.
He will never drop you in it.
Seni karıştırmaz.
Drop your packs, then. Explain it.
- Çantalarınızı bırakın derhâl!
No, no, it's just a quick drop-by.
- Hayır, hemen kalkacağım.
Where he said I have to drop you - I didn't like it.
Seni bırakmamı söyledi oyun - hoşuma gitmedi.
I put my heart into it so eat every last drop.
Içine kalbimi koymak bu yüzden her son damla yemek
Take an empty wine bottle, drop a coin it and put a cork in the top of the bottle.
- Bir bozuk para bırakın, boş bir şarap şişesi alın. Ve şişenin üstüne bir mantar koydu.
I'll dose her down to make it last, but if her vitals drop, you're gonna have the mother of all lawsuits on your hands.
- Alacağımı son yapmak için onu aşağı yapar, Onun Hayati damla, sen kalacaksın ama eğer var. Ellerinize tüm davaların annesi.
So, there's a downtown shuttle that leaves every hour on the hour and it's going to drop you right off at the mall on North Milwaukee street.
Şehir merkezine her saat başı giden bir servisimiz var. Servis sizi Kuzey Milwaukee Caddesi'ndeki alışveriş merkezine bırakacaktır.
It's the first drop out of the teapot.
Fokurdayan çaydanlıktan dökülecek ilk damla orası.
It was supposed to drop by now.
Şimdiye ölmeliydik.
Hey who's turn is it to drop that madam from Chitranjan Park?
Hey, o hanımefendiyi Chitranjan Park'tan alıp evine bırakma sırası kimde?
pulse drop... that's it Dr Ivlukherjee has given him medicines... right now he's ok..
Doktor Mukherjee ilaçlarını verdi. - Şimdi iyi.
I think it is beautiful that you were there for Dennis, but, like, who's going to be there for Daddy when you drop this bombshell on him?
Ama bu bombayı patlattığında babamın yanında kim olacak?
this is not the article for me. It's why I can't have the man I planned on spending my life with doing drop-bys -
Bu yüzden hayatımı geçirmeyi planladığım adamın bana uğraması koyuyor işte.
Drop down into it.
Basarak gel şimdi.
Just take it to the drop.
- Bunu alıp ilet yalnızca.
I'm heading that way, I'll drop you. No, it's alright.
seni bırakırım.
drop it now 82
it's fine 7136
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
it's been so long 173
it's cold 680
it is good 116
it's fine 7136
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
it's been so long 173
it's cold 680
it is good 116
it's warm 139
it's over 4654
it's ok 4874
it's okay 22028
itchy 49
itis 22
it's me 10254
italy 247
italian 217
it was 5878
it's over 4654
it's ok 4874
it's okay 22028
itchy 49
itis 22
it's me 10254
italy 247
italian 217
it was 5878
it's all right 8832
itch 25
it's not 5855
itself 24
it's about damn time 34
items 25
it's a boy 347
it's cool 1584
it's me again 322
it's only fair 72
itch 25
it's not 5855
itself 24
it's about damn time 34
items 25
it's a boy 347
it's cool 1584
it's me again 322
it's only fair 72