Drunk driver traduction Turc
257 traduction parallèle
And my client slugged me... carried me out, put me in my car, ran it over a curb, poured whiskey on me... and then went somewhere to call the police and report a drunk driver.
Ve müşterim bana yumruk attı. Sırtlayıp arabama taşıdı, arabayı kaldırıma sürüp üzerime viski döktü ve sonra polisi arayıp sarhoş sürücü ihbarında bulundu.
Said he was a citizen who wanted to report a drunk driver.
Bir vatandaş olduğunu ve sarhoş bir sürücüyü bildirmek istediğini söyledi.
A drunk driver wants to come in with his car!
Sarhoş biri arabasıyla girmek istiyor!
I'm a car thief, a drunk driver, and a murderer.
Bir araba hırsızı, sarhoş bir sürücü ve bir katilim.
"You're my drunk driver," he's saying.
"Sen benim sarhoş sürücümsün" diyor.
Crazy drunk driver.
Çılgın sarhoş sürücü.
A cop killed waitress, a drunk driver and now this musician...
Bir polis ; garson kızı, sarhoş sürücüyü ve şimdi de bir şarkıcıyı öldürmüş.
She'll be classified as just another drunk driver.
Bir başka sarhoş sürücü olarak gazetelere çıkacak.
If she'd been hit by a drunk driver...
Sarhoş bir sürücü çarpmış olsa...
Probably a drunk driver.
Muhtemel sarhoş bir sürücü.
Drunk driver.
Şöför sarhoştu.
He, uh- - He was killed by a drunk driver just a month before he was to graduate. And- -
Mezun olmadan bir ay önce sarhoş bir sürücü tarafından öldürüldü.
Drunk driver hit a carload of kids on their way to the prom.
Sarhoş sürücü çocuk dolu bir araba çarpmış.
It says he was killed by a drunk driver.
Sarhoş bir şoför tarafından öldürüldü diyordu.
- The drunk driver that killed Coach Burke's son.
- Koç Burke'ün oğluna çarpan sarhoş sürücünün.
Oh, drunk driver. She lost her husband and son.
Sarhoş bir sürücü, kocasıyla oğlunu öldürmüş.
A drunk driver, probably.
Muhtemelen sarhoş bir sürücü.
He gets slammed big-time by a drunk driver.
Sarhoş bir sürücü buna çok fena geçirmiş.
Drunk driver hit him.
Sarhoş bir sürücü çarpmış.
- A drunk driver.
- Sarhoş bir sürücü yüzünden.
So your drunk driver just got out and ran away?
Yani senin sarhoş şoförün öylece dışarı çıktı ve kaçtı öyle mi?
My biological parents were hit head-on by a drunk driver.
Biyolojik annemle babama sarhoş bir sürücü çarpmış.
What happened to the drunk driver?
O sarhoş sürücüye ne oldu?
I may be a drunk driver but I'm not a murderer.
Sarhoş araba kullanmış olabilirim ama bir katil değilim.
Drunk driver.
- Evet. Sarhoş bir şoför.
- Tell me the drunk driver died on impact.
Bana sarhoş şoförün öldüğünü söyle.
It's a drunk driver.
Sarhoş bir sürücü.
And it looked like she got hit by a drunk driver.
Ve gördüğüm kadarıyla sarhoş bir sürücü ona çarpıyordu.
- Drunk driver?
- Sarhoş sürücü mü?
So, I am right... a drunk driver.
O halde, ben haklıyım... sarhoş şoför.
The mother of a girl killed by a drunk driver is wracked with fantasies of retaliation.
Sarhoş bir şoförün öldürdüğü kızın annesi intikam hayallerinin enkazında kalıyor.
One was killed by a drunk driver. Other died of ovarian cancer last year.
Bir kızını sarhoş bir şoför öldürmüş, diğer kızı rahim kanserinden ölmüş.
A car accident. He was killed by a drunk driver.
- Sarhoş bir sürücü tarafından öldürüldü
Another drunk driver.
Bir sarhoş sürücü daha.
When a drunk driver takes out a family of four, I'm not behind the wheel.
Sarhoş bir sürücü aileyi ezdiğinde, süren ben değilim.
Drunk driver.
Sarhoş bir sürücü.
There was no drunk driver.
Sarhoş sürücü falan yoktu.
She talks about her brother, they got along well, until a drunk driver killed him,
Abisinden bahsediyor, iyi geçiniyorlarmış, derken ayyaşın teki abisini öldürmüş.
Well, would a mentally retarded guy... have hired a bulldozer with a drunk driver to level half of his house... in celebration of his fantastic test results?
Peki, zeka geriliği olan biri olarak... sarhoş halde bir buldozer kiralayıp evin yarısını.... fantastik test sonuçlarını kutlarken mahveder miydim?
My mom's car was hit by a drunk driver.
Annemin arabasına sarhoş bir sürücü çarptı.
Just the other morning, I read about Mr Cedar's own son, how he got drunk and insisted on driving a taxicab while the driver sat inside.
Daha geçen sabah Bay Cedar'ın oğlu hakkın bir haber okudum, sarhoş olup, taksici arkada otururken taksiyi kullanmak istemiş.
The Brink's driver gets drunk, beats up his wife gets into a beef with the cops and got fired.
Tır şoförü sarhoş olmuş, karısını dövmüş polislerle dalaşmış ve işten atılmış.
Who, drunk, ran into a wagon, killing the horses... and wounding the driver?
Kim sarhoş oldu, at arabasına çarptı, atları öldürerek sürücüyü yaraladı.
A drunk truck driver did that.
Sarhoş bir kamyon şoförünün eseri.
I SHOULD HAVE DONE THAT. THAT DESIGNATED DRIVER'S PRETTY HOT. LIKE TO GET HER DRUNK.
Gönüllü şoför baya seksiymiş.
The driver was drunk.
Şoför sarhoştu.
It was the drunk driver who ran the red light's fault.
Hayır Maine.
And, um, some drunk driver ran throurh a red light and- -
Onun mezuniyet gününde. Sarhoş bir sürücü kırmızı ışıkta durmadan geçti ve...
He was in a crosswalk in broad daylight, but the driver was too drunk to see him.
Güpegündüz yaya geçidinden geçiyordu. Ama sürücünün biri onu göremeyecek kadar sarhoştu.
I got a sawbuck that says the driver in the SUV was drunk.
10 dolarına bahse girerim aracın sürücüsü sarhoş.
He was drunk and had just gotten his driver's license.
Sarhoştu ve ehliyetine el konuldu.