Early in the morning traduction Turc
1,146 traduction parallèle
The police will arrive late tonight or early in the morning by craft.
Polis bu gece geç vakitte veya yarın sabah ancak burada olacak.
How's early in the morning?
Sabah erken nasI?
I want you to get to bed, have a good night's rest And be on parade early in the morning.
Gidip yatın ve dinlenin, sabah erkenden de törende olun.
I'll tell you, that surprise is gonna come pretty early in the morning.
Sürpriz için erken kalkmaniz gerek ama.
'Only please don't wake me early in the morning.'
'Ne olur beni sabah erken uyandırma.'
It will get you all bothered up early in the morning.
Sabah sabah tahrik olursun.
I'm leaving early in the morning, so I won't get another chance.
Sabah erkenden ayrılacağım ve bir şansım daha olmayacak.
What do we do with a drunken sailor Early in the morning?
Ne yaparız biz sarhoş bir denizciye Sabahın bu saatinde
Way, hey, up she rises Early in the morning
Yükseliyor kadın Sabahın bu saatinde
Early in the morning
Sabahın bu saatinde
Way, hey, and up she rises Early in the morning
Yükseliyor kadın Sabahın bu saatinde
It's, uh... pretty early in the morning.
Şey, uh... henüz sabahın çok erken bir vakti.
I - I like to get up early in the morning, walk around and talk to myself.
sabahları erken kalkıp etrafta dolaşmayı ve kendi kendime konuşmayı severim.
I don't know why I smoke these things so early in the morning.
Sabah bu kadar erken saatte bu şeyleri niçin içtiğimi bilmiyorum.
Twice a week, I picked him up in a station car, early in the morning.
Haftada iki kere, sabahın erken saatlerinde onu arabayla alıyordum.
Cycling very early in the morning, in the grounds.
Meydanlarda, sabah erkenden bisiklete biniyor.
I've heard her in the avenue, early in the morning.
Sabah erkenden onu caddede duydum.
Too early in the morning for rattling sabers.
Kılıç şakırtısı için saat çok erken.
I would never expect to see you here so early in the morning.
Sabahın köründe seni burada görmeyi hiç ummazdım.
You guys are psyching me out here early in the morning.
Siz sabah sabah benim güvenimi kırma uğraşındasınız.
We leave early in the morning.
Sabah erken gideceğiz.
There is nothing to wonder or talk about if this couple has married so early in the morning and not as normally done in the light of day.
Bu çiftin normalde olması gerektiği gibi gün ışığında değil de böyle erken saatte evlenmesi hakkında konuşacak ya da merak edecek bir şey yok.
Life in this profession begins early in the morning.
Bu uzmanlıkta hayat sabahın erken saatlerinde başlar.
Early in the morning, so we can see the baby birds.
Erken gidelim ki yavru kuşları da görelim.
Just come out real early in the morning.
Sabah erkenden çıkarsın.
We'll go early in the morning.
Beraber gideriz yarın. Sıra almak için erkenden oraya gitmek gerek.
E-Early in the morning, old fellow,
Saha erkenden dostum...
- Are you up early in the morning?
- Sabah erken mi kalkıyorsun?
I'm leaving early in the morning, so I shan't see you again.
Sabah erken gideceğim, yani seni tekrar göremeyeceğim.
I don't like him at all Hey, bright and early in the morning.
- Ben hiç beğenmedim onu. - Hey, sabah erkenden görüşürüz.
well, I'II just have to come around early in the morning and check on you.
Sabah erkenden uğrayıp durumuna bakarım.
We're gonna go up there... early in the morning when they open shop.
Sabah erkenden dükkânlarını açtıklarında oraya gideceğiz. Açık hava partisi vereceğiz.
What gets you up so early in the morning?
Neden bu kadar erkencisin?
And early in the morning, you hear some of the warriors come back from hunting.
Sabahın köründe savaşçıları duyarsınız. Avdan falan dönüyorlardır.
The suspects were arrested early in the morning... apparently in the act of making a pornographic film involving children.
Şüpheliler bu sabah tutuklandılar. Yakalandıklarında, çocukların oynatıldığı pornografik bir film çekiliyordu.
Of morning early we went to the office that it was in the Institute of the Bible.
Sabahın erken saatlerinde büroya gidersiniz.
He can get enough moisture by licking the dew off the grass in the early morning.
Sabahları erkenden otlardaki çiğleri yalayarak susuzluğunu giderebilir.
Who's responsible for bringing in the cider early Sunday morning?
Pazar sabahı erkenden içkiyi içeri almaktan kim sorumlu idi?
Ray Robbin, in Texas, is this hour top news story... and informant led officers at Marto County sheriff... department, to a cemetery, just outside the small rude Texas... community of Newt, early this morning.
Bu saatin en önemli haberinin kahramanı Texas'tan Ray Robbin ; sabahın erken saatlerinde, Marto County şerif departmanındaki memurları küçük bir Texas kasabası olan Newt'in hemen dışındaki mezarlığa yönlendiren kişi.
Acting on a typical day with some news... the word is that the sheriff's office began an investigation... early this morning in the County Cemetery.
Nem oranı ise yüzde 30 civarında. Alınan yeni haberler doğrultusunda şerif ofisinin Şehir Mezarlığı'nda sabahın erken saatlerinde araştırma yapmaya başladığı bildirildi.
And you sat down and when you started to dictate, the early morning sun got in your eyes and you then arose, went to the window and closed the blinds.
Oturdun dikte etmeğe başladığında, erken sabah güneşi gözlerinin içine girdi ve bunun üzerine ayağa kalktın, pencereye gittin ve perdeyi kapattın.
- You don't know that scouts go camping, sleep in tents, wake up early in the morning and go for a walk?
- Mahmut Hoca. - İsmail.
I was supposed to arrive tomorrow, but I came a day early because I'm starting work in the morning and I figured I could spend the night here.
Yarın gelecektim ama bir gün erken geldim çünkü.. ... yarın işe başlıyorum ve geceyi burada geçiririm diye düşündüm. Gördün mü?
We can leave in the morning, early.
Sabah erkenden gidebiliriz.
In places like this it's easy to imagine some 12-foot species of pelycosaur, like dimetrodon, lying basking on the rocksin the early morning sun.
Burası gibi yerlerde dimetrodon gibi 3,5 metrelik pelikozor türlerinin kayaların üstünde sabahın ilk saatlerindeki güneşin altında güneşlendiklerini hayal etmek kolaydır.
In the early morning hours of July 9th, 1979, on the real-time television monitors at the Jet Propulsion Laboratory we began to learn about a world called Europa.
9 Temmuz 1979 sabahında, eş zamanlı Jet İtiş Laboratuarındaki televizyon ekranlarından Europa adlı bir dünyayı keşfetmeye başladık.
You're listening to a special memorial tribute to the late Patsy Cline, tragically killed early this morning in a plane crash near Dyersburg, Tennessee.
Tennessee, Dyersburg yakınında sabah erken saatlerde bir uçak kazasında trajik bir şekilde vefat eden merhum Patsy Cline için özel bir anma töreni hediyesi dinliyorsunuz.
In the early morning, you can collect dewdrops from leaves that were carefully laid out the previous evening.
Sabah erkenden, bir önceki geceden dikkatlice yerleştirilmiş yapraklardan çiğ taneleri toplayabilirsiniz.
In the early hours of the morning in Mexico a man is going to be executed.
Meksika'da bir adam sabahın erken saatlerinde idam edilecek..
A highway patrolman is on the critical list at Mercy Hospital, Barstow, after a shoot-out in the Mojave Desert. He was found early this morning near a car stolen in Las Vegas yesterday.
Mojave çölünde vurulan ve Barstow'daki Mercy hastanesi yoğun bakımına alınan bir otoyol devriye polisi sabahın erken saatlerinde, dün Las Vegas'ta çalınan bir aracın yanında bulundu.
My best friend in the early morning.
Sabaha karşı en iyi dostumdur.