English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ E ] / Explain this

Explain this traduction Turc

3,400 traduction parallèle
See, um, let me explain this to you in a calm, unemotional way.
Sakin bir şekilde açıklayayım.
You want to explain this? Bait.
- Bunu açıklamak ister misin?
Let me explain this to you, Agent Callen, give you a chance to back off your position.
Açıklayayım da Ajan Callen, belki biraz geri basarsanız.
You care to explain this?
Bunu açıklamayı düşünür müsün?
Okay, then maybe you can explain this.
Tamam, belki bunu açıklarsın.
Peter, can you explain this to me?
Peter, bana şunu açıklayabilir misin?
Sir, you wanna explain this?
Efendim, bunu açıklamak ister misiniz?
- I can explain this one.
- Bunu açıklayabilirim.
How do you explain this.
Bunu nasıl açıklarsın?
Please... can you explain this?
Rica etsem şunu açıklayabilir misiniz?
Explain this then!
Bu ne!
Jinora, would you like to explain this exercise?
Jinora, bu egzersizi bize anlatır mısın?
I guess that would explain this.
Bu da bu sayede açıklığa kavuşur sanırım.
My problem is I still got to figure out how to explain this to Zoey.
Benim sorunum, bu konuyu Zoey'e nasıl açıklayacağımı hâlâ bulamamam.
I thought, "how can I explain this to her where she'll feel that,"
Bunu onun da kabullenebileceği şekilde nasıl açıklayabilirim " diye düşündüm.
Right, let me see if I can explain this whole sports fan thing to you.
Şimdi sana taraftarlık olayını bir açıklayayım.
Ayla, you can explain this to your dad.
Ayla! Bunun hesabını babana vereceksin.
I thought- - H, I was- - I tried to explain this.
Ben, H bunu açıklamaya çalıştım.
I'm going to try to explain this using a visual aid.
Bunu daha görsel bir şekilde açıklayacağım.
Okay, then explain this... why would a zombie go after a currency trader at 4 : 00 AM in a garage?
Tamam, o zaman şunu açıklayın- -... neden bir zombi sabahın 4'ünde garajda, borsacının peşine düşer?
You know, I-I feel sorry for you, McCall,'cause right now, you're thinkin', "how am I gonna explain this when it heals?"
Biliyorsun, senin için üzülüyorum McCall, çünkü şu anda "iyileşmeye başladığında bunu nasıl açıklayacağım" diye düşünüyorsun.
Somebody please explain this to me.
Lütfen açıklayın bunu bana.
Then how do you explain this?
O zaman bunu nasıl açıklıyorsunuz?
Maybe she was with someone she knew, and they got into an argument, which would explain this- - the cut on her scalp.
Belki tanıdığı biriyle birlikteydi. Sonra tartışmaya başladılar ki bu kafatasındaki kesikleri açıklıyor.
Listen, I'm only going to explain this once.
Dinleyin, yalnızca bir kez söyleyeceğim.
How can I explain this.. I never really wanted to leave the Town of Beginnings.
Nasıl başlasam? Doğruyu söylemek gerekirse... asla istememiştim. Ama bu şekilde düşünmeye devam edersem ölmemin kaçınılmaz olduğunu anladım.
I tried to explain to you this morning.
Sana bu sabah açıklamaya çalıştım.
Sweetheart, this isn't going to be easy to explain...
Tatlım bunu açıklamak kolay olmayacak ama...
You explain to this jackass what'll happen if he wins.
Bu ahmağa sen açıkla... kazanırsa neler olabileceğini.
The thing is, and this is hard to explain, there's been a bit of a mix-up, and we'd love for you to move in, but it's not going to be possible, because...
Olay şu ki - açıklaması gerçekten zor -, Buraya taşınmanı çok isteriz ama bir karışıklık oldu bu yüzden taşınman imkansız hale geldi. Çünkü...
No having to explain to the local sheriff why we killed a man, or why we've got this babbling idiot in cuffs.
Şerife neden bir adam öldürdüğümüzü ya da bu gevezeye kelepçe taktığımızı açıklamadan.
This doesn't explain the beating that you took.
Bu sizin dövülmenizi açıklamıyor.
How do we explain to her that this is just... it's just sex?
Bunun sadece seks ile ilgili olduğunu ona nasıl açıklayacağız?
Please explain, what have you been doing all this time? !
Onca zaman ne halt ediyordun, lütfen açıkla.
So, given the miraculous nature of this discovery, I thought that it would be a good idea to give you a chance to explain, once again, your relationship with Detective Adams.
Bu mucizevi keşfi göz önüne alarak dedik ki Dedektif Adams'la olan ilişkinizi açıklamanız için size bir şans daha verelim.
Experts are working nonstop to find the cause of this phenomenon, but even cutting edge science cannot explain these events.
Uzmanlar bu kargaşanın sebebini bulmak için durmadan çalışıyorlar. Ama bilim bu olayları bir türlü açıklayamıyor.
According to Stephen Hawking's black hole theory, things we can't humanly explain can sometimes happen in this universe.
Stephen Hawking'in kara delik teorisine göre bizlerin yani insanların bu evrende açıklayamayacağı şeyler var.
Do I really have to do this, explain to you who I am, what I do?
Sana kim olduğumu ne iş yaptığımı açıklamam gerekiyor mu gerçekten?
Can you explain any of this?
Olanların herhangi birisini açıklayabilir misin?
So, if you have an open day this week, Mr. Hewes was hoping to explain it all to you himself.
Bu hafta müsait bir gününüz varsa, Bay Hewes size kendini anlatmayı umuyor.
Yeah, I-I can explain all this.
Bakın hepsini açıklayabilirim.
PERY. Explain how the Shin Bet, which controlled the territory, didn't foresee an insurrection of this magnitude.
Bölgenin kontrolünü elinde tutan Shin Bet nasıl olur da bu büyüklükte bir ayaklanmayı öngöremez?
I can't explain all this.
Bunların hepsini açıklayamam.
Bobby, look, I can't explain it all, but the kite, the cemetery, 9.5, it all leads to this moment.
Bobby, bunu sana açıklayamam ama uçurtma mezarlık, 9,5 sayısı, hepsi bizi bu ana yönlendiriyormuş.
- Listen, we can not to explain this fully, but the patient recovered completely. It is obvious that his body has some amazing features and no doubt this is a phenomenon.
Açık olan şu, vücudu inanılmaz özellikler gösteriyor.
Then how do you explain... this?
O zaman... Bunu nasıl açıklayacaksın?
Oh. That's really hard to explain how we know this, but you just gotta trust us.
Bunu nasıl bilebildiğimizi açıklamak çok zor, fakat bize inanmalısınız.
She wrote this note to explain it to you.
Bunu her şeyi açıklamak için sana ayazdı.
- I don't want to sit down. I had three hours with my son this morning, but instead, I'm spending it here with you, so you can explain yourself.
Bu sabah oğlumla üç saat zamanım vardı ama onun yerine burada bana bir açıklama yapmanı bekliyorum.
How do I explain to Sabrina that this guy is just another backup?
Bu yeni çocuğun da sadece bir yedek olduğunu Sabrina'ya nasıl açıklayacağım?
Yeah, but off the record since we can't explain any of this.
Evet ama kayıt dışı olacak çünkü bunları açıklayamayız.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]