English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ F ] / Field trip

Field trip traduction Turc

934 traduction parallèle
Oh, I did stop by the National Archives, just to maybe book a field trip for the kids.
Bir de Ulusal Arşiv'e uğradım. Çocuklar için gezi kitabı bulabilirim belki diye.
Dennis is sending me out on my first field trip.
Dennis ilk saha görevime gönderiyor beni.
Yes, we make this field trip twice each year.
Bu okul gezilerini yılda iki kez düzenleriz.
Last year on a field trip to Xochimilco they told me that a kid had gone down.
Geçen yıl ki bir Xochimilco gezimizde çocuklardan birinin battığını söylediler.
Um, uh... for the field trip.
Okul gezisi için.
We came across it the last day of our field trip into the woods a week ago.
Bir hafta önce ormanda yaptığımız gezinin son gününde bulduk.
So Galan's taking me on a field trip, some private game.
Galan özel bir maç için beni saha gezisine çıkardı.
Imagine the field trip these two creeps will have when they find out that the van is made of grass.
Bu iki serserinin yolculuğunu düşünsene, kamyonetin ottan yapıldığını öğrendiklerindeki durumu.
They think you're in Mont-Saint-Michel on a field trip for three days.
Üç günlüğüne Saint-Michel Dağına gittiğini sanıyorlar.
Clean up I need you on a field trip.
Toparlan sana ihtiyacım olacak.
And Becky Bannerman, the high school gymnast, is on a field trip.
Ve lise spor hocası Becky Bannerman da okul gezisindeydi.
I had the field trip to the newspaper office all set up.
Gazete binasında o kadar numara çevirdim.
I know everything he did on his field trip three years ago.
3 yıl önce arazi gezisinde yaptığı her şeyi biliyorum.
You reconstructed that three year old field trip of Harry Grey's.
Harry Grey'in 3 yıllık çalışmalarını su yüzüne çıkardınız.
Tell her that, uh, you know all about this field trip that I'm gonna take, okay, with my science class?
Ona bilim sınıfımla yapacağım eğitim gezisinden haberin olduğunu söyle tamam mı.
This ain't a goddamn field trip, people.
Bu bir doğa gezisi değil, millet.
Some of you have not brought in your field trip permissions slips.
Bazılarınız, gezi izin kağıtlarını getirmedi.
... so have your parents sign them for the field trip, and return them to me first thing in the morning.
Piknik için ailelerinizden izin alacak ve belgeleri, Yarın sabah bana getireceksiniz.
You missed the field trip, David Gardner!
Kaybettin artık David Gardner!
We were on a geology field trip.
- Jeolojik bir pisliğe gidiyorsun.
All that about Museums, risking your life on a field trip...
Müzelere dair falan bir keşif gezisinde hayatını riske atmak.
A field trip! Exactly!
Keşif gezisi!
Oh, fellas. I might have some good news about our field trip.
Dostlarım, gezimiz hakkında iyi haberlerim var!
- Field trip.
- Semt turuna.
Now class, I don't want this field trip to be a repeat of our infamous visit... to the Springfield State Prison.
Şimdi, sınıf, bu gezinin geçen seferki Springfield Eyalet Hapisanesi gezisi... rezaletinin bir tekrarı olmasını istemiyorum.
My boy's supposed to be here any second on a field trip.
Oğlumun gezi için buralarda olması gerek.
Our modelling school's going on this important field trip to the old models'home to visit Renee.
Mankenlik okulumuz eski bir mankenlik evine çok önemli bir gezi düzenliyor. Renee'yi ziyarete edeceğiz.
I got my mojo working, and we're going on a field trip... this afternoon.
Mojom çalışıyor, ve okul gezisine gidiyoruz bu öğlen.
That's right- - it's time for our field trip... to the chocolate factory.
Çikolata fabrikasına yapacağımız okul gezisinin zamanı.
Did she tell you about the father-son field trip this afternoon?
Sana baba-oğul saha gezisinden söz etti mi?
I just wanted to know how the field trip went yesterday.
Dünkü saha gezisinin nasıl gittiğini merak ettim.
I was kind of thinking about a field trip.
Çocuklarla bir geziye çıkmayı düşünüyorum.
This is not a field trip.
Bu basit bir gezi değil.
There was a class field trip to Mount Rushmore.
Hepsine. Rushmore dağına bir sınıf gezisi yapıldı.
Mm-hmm. If you'd like to learn more about colonial times... we could take a field trip to Olde Springfield Towne.
Koloni zamanları hakkında daha çok şey öğrenmek istersen Eski Springfield Kasabasında bir bölge turu atabiliriz.
Well, listen, maybe we should just call today a field trip and tomorrow we'll send you on your way.
İyi, dinle beni, belki de bugün sadece gezmeliyiz, ama yarın sen kendi yoluna gideceksin.
Yo, chill. We're only down here on a field trip.
Biz sadece gezintiye çıkmıştık.
Well, we took this field trip once... and we were on this school bus that was, like, really old.
Bir keresinde kır gezisine gitmiştik ve oldukça eski bir okul otobüsüydü.
Look, yesterday, on that field trip... this is going to sound a little weird, but...
Bak dün, gezide bu biraz tuhaf gelebilir ama...
Face it. If a guy did that on a field trip... you and your friends would give him a medal.
Yüzleş, eğer gezide bir erkek bunu yapsaydı sen ya da arkadaşların ona madalya verirdi.
We're having a field trip today.
Bugün okul gezimiz var.
Hush, field trip boy!
Sessiz ol, gezi çocuğu!
And now, Principal Skinner will tell us... where we'll be going on this year's field trip.
Ve şimdi Müdür Skinner, bize okul gezisinde nereye gideceğimizi söyleyecek.
Oh, it sounds like you really learned something on your field trip.
Oh, okul gezisinden gerçekten birşeyler öğrenmişsin.
- Dr Adams is on a field trip upstate.
- Dr. Adams saha çalışması için şehir dışında.
It happened during his last trip to the field.
Olay araziye yaptığı son yolculunda oldu.
A field trip.
Bir arazi gezisi.
The field trip.
Okul gezisinde.
The field trip!
Bakın!
It's a 5-hour field trip.
...
Saturday is the field trip to Babylonia.
Unutmayın, cuma günü..... Bon Franklin ve Aretha Franklin burada bizimle olacak. Cumartesi günü de Babil'e gezi var.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]