Fine with me traduction Turc
1,310 traduction parallèle
If you want to take him. fine with me.
Almak istiyorsan bana uyar.
I mean, survival is fine with me, but I like my chances better here.
Hayatta kalmak bana da uyar ama ben şansımı burada deneyeceğim.
- A bit on the poky side " s fine with me.
- Kuytu köşeIeri severim.
It's fine with me. If it's okay with you? Right?
Bu benim için iyi, senin için de öyle, değil mi?
Well, it's fine with me...
Tamam, bana uyar o zaman.
Ok, you know what? Can we get out of here before they start looking like my parents? Fine with me.
Annem-Babam gibi gorünmeye baslamadan once buradan cikabilir miyiz?
It's fine with me.
Bunu biliyorsun. Benim için sorun yok.
I tell you what, that would've been just fine with me.
Sana şunu diyeyim, bu bana uyardı.
It's Brautigan, but Ted is fine with me.
Ben Brautigan ama Ted de uyar bana.
I can call you Miss Fitzgerald, which is fine with me.
Sana Bayan Fitzgerald diye hitap edebilirim, benim için uygun.
That's fine with me, man.
Benim için hava hoş.
Hey, it's fine with me.
- Hayır, benim için mahsuru yok.
It's fine with me
Benim için sorun değil.
And tell your Aunt Connie it is fine with me if she wants to give you away, but I am not going to salute her if she insists on wearing pink taffeta. And I...
Halan Connie'ye seni benden uzaklaştırmasında sorun olmadığını ama pembe tafta giyerse onu asla selamlamayacağımı söyle.
Fine with me.
Bana da.
- Fine with me.
- Bana uyar.
It's fine with me.
Benim için fark etmez.
You don't want to answer it's fine with me.
Cevap vermek istemiyorsan benim için sakıncası yok.
That's fine with me.
Benim için hava hoş.
Fine with me.
Gidelim Kirby.
Fine with me.
Bana uyar.
Either one of these options is fine with me.
İki seçenek de bana uyar.
You know, anytime you want to make these guys jump through hoops would be fine with me.
Biliyorsun, bu adamları istediğin her zaman kul köle etmen benim için sıkıntı olmaz.
You wanna live on the streets, that's fine with me.
Eğer sokakta yaşamak istiyorsan, bence bir sorun yok.
You'll be fine with me.
Benim yanımda güvendesin.
He's gonna be fine with me.
Yanımda kalabilir.
... which was fine with me because I was ready.
... bu da benim işime geldi, çünkü hazırdım.
Your friend will be fine with me. Thanks, Thunder.
Dostun yanımda iyi olacak.
Fine with me.
Dinlemek isterim.
That's fine with me.
- Benim için hava hoş.
It'll be fine with me.
Benim için böylesi daha iyi.
You have other girlfriends, Kyle, and that's fine with me...
Başka sevgililerin de var demek Kyle. Benim için sorun yok...
Well, you see, Tommy, me boy, the good Lord blessed me with a fine wife.
Fark etmişindir, Tommy, oğlum,... İyi insanların efendisi beni mükemel bir eşle onurlandırdı.
That you're out there with a fine bitch for a year and the best story you can tell me is a drunk stop.
Bir yıl boyunca harika bir fıstıkla devriyedesin ve bana anlatacak tek hikâyen alkollü bir sürücü mü?
- It's fine with me.
- Bana göre hava hoş.
You don't love me, you're with someone else, fine.
Tamam. Beni sevmiyorsun, başkasıyla berabersin.
If I have to go to war with the railroad to stay, it's fine by me.
Burada kalmak için onlarla savaşmam gerekirse savaşırım.
Keep riding with Cole that's fine by me.
Cole'la gitmek istiyorsanız bana uyar.
I said, " Fine with me.
" Peki.
It's fine for one person, but with me here...
Bir kişi için iyi, ama burada benimle birlikte...
- Are you fine with it? - Me?
- Sen dert ediyor musun?
Fine. If you don't want me to come up with a way to integrate you into my brilliant plans and use you to my advantage, then I'll just kill you now and be done with it!
Dahiyane planlarıma sizi de dahil edeceğim ve avantaj sağlayacağım bir yol bulmamı istemiyorsanız ikinizi de öldüreyim de bitsin bu iş!
Joey, I appreciate whatever reasons you have for pretending you're fine but you don't have to do that with me.
Joey, iyiymişsin gibi davranmanı gerektiren neyse bunu takdir ediyorum. Ama benim yanımda yapmana gerek yok.
What about me? You're fine with your sons dressing up like fairies for all of Long lsland to see?
Oğullarının bütün Long Island'ın önünde peri gibi giyinmesi seni rahatsız etmiyor mu?
Fine with me.
Oturma odasını kullanacağız.
You know, that`s fine with me.
Doğrusu bana uyar.
That`s fine with me.
Benim için sorun yok.
That's fine with me.
Güzel.
# Because I play them too... # Fine with me.
Benim için hava hoş.
No, all is fine with me.
Yok, her şey yolunda.
If you don't wanna leave with me, fine, butyou've got to get out of Los Angeles.
Benimle gitmek istemiyorsan sorun değil, ama Los Angeles'tan hemen ayrılmalısın.