Finish me traduction Turc
3,201 traduction parallèle
I need you to finish me off.
Fermuarımı çekmen lazım.
A single blow could finish me at any time.
Bir darbe bile beni yerle bir edebilir artık.
Let me finish this phone call.
İzin ver de şu telefon görüşmemi yapayım.
You... you let me finish.
Bırak... bırak bitireyim.
Isn't she awesome? I mean, she is a republican, but as long as we don't talk politics... Let me finish.
Yani kendisi bir cumhuriyetçi aslında ama politika konuşmadığımız sürece, bırak da bitireyim.
Y-You're just waiting for me to finish so you can say your next thing.
Sadece benim bir şey dememi bekliyorsunuz ve sonra kendiniz devam ediyorsunuz.
Steve, honey, finish pushing that onto the floor for me.
Steve tatlım, şunu benim için yere it.
Number seven : "Start floating idea that people call me" " Mr. Finish / Garee Time Jones /
7 numara, "insanların aklına bana Bay Bitirici" Garee Vakit Jones / Çöpçatan demeleri fikrini sok ".
Well, I could tell you what the wood looks like or describe the grain or the finish, but you honestly expect me to tell you what song I think my cabinets are sing-ing?
Sana tahtanın nasıl göründüğünü ya da çizgisini ya da bittiği yeri tarif edebilirim, ama dolaplarımın hangi şarkıyı söylediğini benden sana söylememi bekliyor musun cidden?
Let me just finish up.
İzninle şu oyunu bitireyim.
If you'd kindly let me finish speaking with Po...
Poppy ile konuşmamı bitirmeme izin verir- -
Just let me finish, okay?
Sözümü bitirmeme izin ver, tamam mı?
So, God help me to finish this one.
Tanrı bunu bitirmeme yardım etsin.
Anyhoo, um, I'd love to finish our date, so give me a call.
Her neyse... Randevumuzu tamamlamak istiyorum. Beni bir ara.
No, no, you need to let me finish examining you because you're sick.
Hayır hayır, hastasın bak seni incelememe izin vermelisin.
I don't suppose you'll let me finish off Jones and go about my web-slinging way...
Sizden Jones'ın işini bitirip ağımda sallanmamı beklemiyorum...
Let me finish my drink and I'll walk you to your car.
İçkimi bitireyim ve arabana kadar sana eşlik edeyim.
Now if you'd let me finish, please, we have a basket...
Şimdi izin ver de bitireyim,...
Let me finish what I started.
Başlattığım şeyi bitirmeme izin ver.
Allow me to finish!
Bitirmeme izin verin!
I'm sorry. You have to finish the day without me.
Günü bensiz bitirmeniz gerekecek.
I'll let you finish that thought if you can tell me where your child is right now.
Eğer şu anda çocuğunun nerede olduğunu söyleyebilirsen cümleni tamamlamana izin vereceğim.
Now let me finish, all right? You come first.
İzin ver bitireyim, tamam mı?
Just let me finish.
Bitirmeme izin ver.
- Okay. - Let me just finish downloading the complete works of Shakespeare.
- Shakespeare'in tüm eserlerini indirmem için bekle biraz.
let me finish. The test shows he had sex all right, with two different women within hours of his death.
Test, yaptığını gösterdi ölmeden birkaç saat önce iki farklı kadınla.
This was always a mission for me, and today I'm gonna finish it.
Bu benim için her zaman bir görevdi ve bugün görevimi bitirecegim.
Yeah, but it's the most important question because it launches me into my big finish.
Evet ama en önemli soru seninki çünkü kapanışımı onunla yapacağım.
I'm just waiting for the naked guy behind me to finish getting dressed.
Gideceğim, yalnızca arkamdaki çıplak adamın Giyinmesini bekliyorum.
Wait, so you're on the run from the police, you almost killed me, and you, you, what, brought me here to finish the job?
Bekle, yani sen polisten kaçıyorsun, neredeyse beni öldürüyordun, neden beni buraya getirdin, işini mi bitireceksin?
No, no, let me finish.
Hayır hayır, bırak bitireyim.
Jacob, go over and, uh, hang with Chris for a minute, let me finish talking to Andrea.
Jacob, bir dakikalığına şuraya gidip Chris ile takılsan olur mu? Andrea ile konuşmamı bitireyim.
Let me finish.
Bitirmeme izin ver.
- Let me finish.
- İzin ver bitireyim.
You can paint me in the meantime and then finish up with Dédée.
Beklerken beni çizin, daha sonra Dédée'yi eklersiniz.
I've been following it for three years, and I'm not going to let you scoop me at the finish line.
Üç yıldır bu işi takip ediyorum ve sona yaklaşmışken bana haber atlatmana izin vermeyeceğim.
Here, are we going to the shops? Let me finish me tea...
Bu nedir?
You and me- - we finish each other's... sentences.
Sen ve ben, biz birbirimizin cümlelerini tamamlıyoruz.
Did not like you, let me finish, because he is against the Apache E.R.P.
Senden hoşlanmadı çünkü Apache E.R.P.'ye karşı.
To see me collapse at the finish line.
Bitiş çizgisine yığılmamı görmek için.
Let me just finish this chapter.
Şu bölümü bir bitireyim.
Glad you guys got to catch up. But me I'm sick of paying little Nate's babysitter overtime. So let's finish on time today.
Konuşma fırsatı bulduğunuza sevindim, ama küçük Nate'in bakıcısına fazla para ödemek istemiyorum, o yüzden bugün vaktinde çıkalım.
Can you finish with me and take care of her problem later?
Önce benim işimi bitirseniz de sonra onun sorunuyla ilgilenseniz?
Just let me finish.
İzin ver bitireyim.
- Let me finish!
- Bırak bitireyim!
Oh, you didn't let me finish.
Bitirmeme izin vermedin.
Why don't you let me finish?
İzin ver de bitireyim.
Let me... Let me finish my speech first.
Önce konuşmamı bitireyim.
Let me finish... who is not Julia Roberts, was in the movie "Legally Blonde."
Bırak bitireyim... Julia Roberts olmayan, "Legally Blonde" filminde oynadı.
If you'll let me finish.
Bitirmeme izin verirseniz.
- Let me finish.
- Bırak bitireyim.