Following me traduction Turc
3,125 traduction parallèle
You know, instead of following me around ridiculing me, you could actually help me with the chores.
Biliyor musun, beni izlemek yerine dalga geçeceğine, ev işlerinde bana yardımcı olabilirsin.
So then why have you been following me?
Peki beni neden takip ediyordun?
Have you been following me?
Sen beni mi takip ediyordun?
Why are you following me?
Neden beni takip ediyorsunuz?
- Why were you following me?
- Beni neden takip ediyorsun?
I wanted to make sure they weren't following me.
Takip etmediklerine emin olmak istedim.
You are following me!
Beni takip mi ediyorsun?
Technically, you are following me.
Teknik olarak sen beni takip ediyorsun.
Even if it meant following me into an empty parking garage.
Hatta bu beni boş bir otoparka kadar takip etmek anlamına gelse bile.
Were you following me?
Beni takip mi ediyordun?
Are you following me?
Beni mi izliyorsun?
Someone is following me since this afternoon.
Akşamdan beri, bir adam beni takip ediyor.
By following me everywhere I go?
Gittiğim her yerde beni takip ederek mi?
Are you following me?
Beni mi takip ediyorsun?
Why are you following me? !
Neden beni gözetliyorsun?
Were you following me?
- Beni mi takip ediyordun?
Were you following me?
Beni mi takip ediyordunuz?
Oh, please stop following me.
Ah, lütfen beni takip etmeyi bırak.
But he was following me around all night.
Ama bütün gece peşimdeydi.
My routine doesn't usually have you following me around all night, so...
Benim günlük rutinimde tüm gece boyunca, peşimde sen olmuyorsun bu yüzden...
They've kind of been following me.
Peşimden geliyorlardı.
He was following me, and it would have cost too much time to try and lose him.
Ondan kurtulmaya çalışmak çok zamanıma mâl olurdu. Joan, çok yaklaştım.
They're following me, and they're freaking me out, and I-I didn't know where else to go, and I know that you fix things and you solve problems, and I got some problems, Ms. Pope...
Nereye gideceğimi bilemedim Bayan Pope. Sorunları çözdüğünüzü bildiğim ve benim de gerçekten çok büyük sorunlarım olduğu için size geldim.
They're following me.
Beni takip ediyorlar
She found out about the two guys following me...
İki kişinin beni takip ettiğini anladı..
Why are you following me?
Neden sürekli peşimdesin?
- Stop following me around.
- Beni takip etmeyi kes..
I dated him briefly because Tae Joon kept following me around everywhere but he's really not that interesting, and not my style.
Ama o önemsiz ve benim tarzım değil.
Thanks for following me through training.
Antrenmanlarda beni dinlediğiniz için teşekkürler.
Stop following me!
Beni takip etmeyi bırak!
Were you... Were you following me?
Sen yoksa beni takip mi ediyordun?
Bret Easton Ellis is following me?
Bret Easton Ellis, beni mi takip ediyor?
There's one person I don't want following me to this new land.
Bu yeni diyara giderken peşimden gelmesini istemediğim tek bir kişi var.
Why are you following me?
Beni neden takip ediyorsunuz?
Why are you following me?
Neden beni takip ediyorsun?
It's about a brownie that used to be in my kitchen, and, uh... and he found it out in the woods, and he wanted to know if it would be all right if he took it. You-you following me?
Ormanda onu bulmuş da alırsa kızıp kızmayacağımı merak ediyormuş.
You got your brother following me?
Kardeşini peşime mi taktın?
Since you are following me. You will soon become a real fireman.
Benim izimden gidersen gerçek bir itfaiyeci olacaksın demektir.
So why are you following me around like a leech?
O zaman niye sülük gibi sürekli peşimdesin?
You might be able to manipulate chief Saikhan into following you, but it won't work on me.
Hayır. Amir Saikhan'ı hile yaparak elde etmiş olabilirsin ancak benim üzerimde işe yaramayacak.
He's following his final thoughts to where he last met me... the stables.
Beni en son gördüğü yere ait anıları taki ediyor ; ahıra.
Stop following me. Do you want me to be happy?
Beni takip etmeyi kes.
She was following an order, actually, from Lieutenant Provenza, who was angry with her for reporting directly to me.
Ona verilen emirleri uyguluyordu. Aslında emirleri veren Komiser Provenza'ydı ve kendisi asıl ona değil de bana rapor verildiği için kızgın.
Do you want to reprimand me for not following protocol, or do you want to catch this guy?
Kurallara uymadım diye bana fırça atmak mı istersin yoksa bu adamı yakalamayı mı istersin?
He told me they were keeping a close eye on Audrey. They're also following around Nathan and Duke in case they decide to interfere.
Gözlerinin Audrey'nin üstünde olduğunu ayrıca müdahale etmeye kalkışmalarına karşı Nathan ve Duke'ü de izlediklerini söyledi.
Been following you from the get-go, hoping you'd flush me out, which is exactly what you did, isn't it?
Bana geleceğini umarak başından beri seni takip etmiş. Tam da senin yaptığın gibi.
Fuck me. In addition to Congressman Brody's taped message... the militant group released the following statement... claiming responsibility for the attack.
- Buna ilaveten Kongre üyesi Brody'nin kayıt edilmiş mesajından sonra bir grup militan basına saldırıyı üstlendiklerine dair demeç verdi.
He is following my orders, and I am ordering him to take me to the South lawn of the White House.
Pilota beni Beyaz Saray'ın güney bahçesine götürmesini emredeceğim ve o da bu emrime uyacak.
I'd just... and again, tell me to mind my own business, but I would hate it if Steve was holding you back from following your dreams with the violin.
Ve tekrar ediyorum, kendi işine bak diyorsan söylemen yeterli ama Steve kemanla ilgili hayallerine mâni oluyorsa çok kızarım. Ya da judoyla ilgili.
Following you around? Me? !
Peşinde miyim ben?
You once scolded me for following someone, saying there was something wrong with my head.
Bana aptal olduğumu ve kim olduğunu umursamadan herkesle gittiğimi söylemiştin.