Force of habit traduction Turc
139 traduction parallèle
Force of habit.
Üzgünüm, alışkanlık.
Force of habit, I guess.
Alïskanlïk, herhalde.
It's just force of habit.
Alışkanlık işte.
- Force of habit.
- Alışkanlık.
In a few years, when I have forgotten you, and other adventures like this one will happen to me from sheer force of habit, I'll remember you as the symbol of love's forgetfulness.
Bir kaç yıl içinde, seni unuttuğum zaman,... bu çeşit başka hikayeler geçince başımdan,... aşkın unutuluşu olarak... anacağım seni.
I almost said, "You must meet my son, Sebastian." Force of habit.
"Oğlum Sebastian ile tanışmalısınız." diyecektim azdaha. Alışkanlık işte.
Perhaps it's force of habit.
Belki alışkanlıktandır.
Force of habit.
Alışkanlık.
It's force of habit, Willie.
Bu bir alışkanlık, Willie.
Sorry grandpa, the force of habit!
Pardon büyükbaba, alışkanlık işte.
I know, force of habit!
Biliyorum ya, alışkanlıktan.
Force of habit.
Elim alışmış.
Then it was only force of habit.
O zaman sadece alışkanlıktır.
Force of habit.
Zor bir alışkanlık.
Force of habit.
Alışkanlık işte.
Oh, you observed me tonight a little, out of force of habit, but you failed to observe the professional actor acting.
Oh, bu gece benim olağan davranışlarımın biraz dışına çıktığımı fark ettin. Fakat meslekten bir aktörü fark edemedin.
- and stayed out front with the motor running! - Ah, it's a force of habit.
- Ah, güç alışkanlığı.
Almost by force of habit.
Karşı konulamaz bir alışkanlığın sonucu olarak sanki.
Sorry, force of habit.
Pardon, alışkanlık işte.
Force of habit.
Alışkanlık olmuş işte.
- Sorry. Force of habit.
Alışkanlık.
Force of habit.
Alışkanlıktan.
It's really just force of habit.
Sadece alışkanlık...
Maybe it's a force of habit.
Belki de alışkın olduğu içindir.
Force of habit. On Tuesday, you got back around 12 : 30.
Salıları, öğleye doğru gelirsiniz.
SORRY. MUST BE A FORCE OF HABIT.
Zorlama alışkanlığı olmalı.
Yeah. Force of habit.
Evet, alışkanlık işte.
But all this is just the force of habit... The dawn is still grey and the dusk gold-blue...
Ama bu sadece tabuların bir gücü şafak hala gri...
- Force of habit.
Alışkanlık. Otur.
It's a force of habit when people walk out of my life.
İnsanlar hayatımdan çıkınca, bu şekilde davranma alışkanlığım var.
It's a force of habit.
Alışkanlık yüzünden.
It's force of habit.
Alışkanlık. Bir çözüm biliyorum.
Sorry, force of habit.
Özür dilerim. Alışkanlıktan.
- Force of habit.
Sırf alışkanlık.
- Force of habit.
Alışkanlık.
It's just a force of habit.
Alışkanlıktan işte.
Sorry, force of habit.
Üzgünüm.Alışkanlık.
I'm sorry ; it's force of habit.
- Özür dilerim, alışkanlık.
A force of habit!
Sadece alışkanlık.
- Force of habit, sorry.
- Üzgünüm alışkanlık oldu.
Sorry. Force of habit!
Pardon ya, alışkanlık işte.
Force of habit?
Eski bir alışkanlık sanırım.
- Force of habit.
- Zor alışkanlık.
- I know. I looked. Force of habit, okay?
Alışkanlıktan kopmak kolay değil, tamam mı?
It's force of habit.
Alışkanlık işte.
Right. Well. Force of habit, I guess.
Tabi, alışkanlık sonucu, sanırım.
It's a force of habit, you know?
Alışkanlık, anlıyor musun?
Uh, force of habit.
Alışkanlık.
No. Because out of force of long habit, I've become content to be an amused cynic, a selfish on lookers, lLeaving others to shape the world.
Hayır, alışkanlıklarımın hiçbir gereği kalmadığından gülüp eğlenen bir sinik, bencil bir izleyici olmaktan dünyanın şekillendirilmesini başkalarına bırakmaktan keyif alır oldum.
good word force captain this particular rebel has a habit of causing trouble to me that's one habit I mean to keep Hordac
Güzel iş komutan. Bu olağandışı asinin, bana sorun çıkarma gibi bir alışkanlığı var. Sahip olmak istediğim bir alışkanlık Hordac.
"Force of habit," said the villagers.
Köylüler'Alışkanlık'dediler.