Forgive the intrusion traduction Turc
87 traduction parallèle
Forgive the intrusion, but vehicle ordinance number 4012... forbids osculation in public conveyances.
ani gelişimi bağışlayın, fakat 4012 sayılı taşıtlar kanunu... halk taşıtlarında böylesine yakınlaşmayı yasaklıyor.
I say, forgive the intrusion, my dear prince... but Mr. Cole is looking all over the place for you.
Böldüğüm için özür dilerim Prens'im... fakat Bay Cole heryerde sizi arıyor.
Please forgive the intrusion.
Eğlencenizi böldüğüm için affedin.
Forgive the intrusion.
Beklenmediğim bir zamanda geldiğim için özür dilerim.
Well, please forgive the intrusion.
Verdiğimiz rahatsızlık için kusura bakmayın.
Forgive the intrusion.
Araya girdiğim için bağışla.
Forgive the intrusion, madam, but you see before you a very disillusioned man.
Davetsiz girişimi bağışlayın, madam, ama karşınızda hayal kırıklığına uğramış bir adam var.
Forgive the intrusion, folks!
Davetsiz misafiri affedin, ahali!
Forgive the intrusion, Captain, but I need some answers.
İzinsiz gelmemi hoşgörün Kaptan, ama cevaba ihtiyacım var.
Forgive the intrusion.
Rahatsızlık için özür dilerim.
Forgive the intrusion.
Zorla girdiğim için affet.
Forgive the intrusion.
Araya girdiğim için affedin, madam.
Forgive the intrusion, Mr. President but as you can see Starfleet has every right to be concerned.
Bu zorla girişi bağışlayın bay Başkan ama gördüğünüz gibi Yıldız Filosu endişelenmekte haklı.
Forgive the intrusion, Mr. President but as you can see, Starfleet has every right to be concerned.
İzinsiz içeri girdiğim için bağışlayın sayın Başkan ama gördüğünüz gibi Yıldız Filosu endişelenmekte sonuna kadar haklı.
Forgive the intrusion, but Major Kira, the Ferengi saboteur and the rest of their terrorist group have escaped from the cells.
Rahatsızlık veriyorum ama Binbaşı Kira, Ferengi sabotajcı ve diğer teröristler hücrelerinden kaçmışlar.
Forgive the intrusion, but we've caught a suspect.
İzinsiz girdiğimiz için affedin, fakat bir şüpheli yakaladık.
Forgive the intrusion.
Habersiz geldiğim için beni bağışlayın.
Forgive the intrusion.
Rahatınızı bozduğum için özür dilerim.
Forgive the intrusion, cherub.
Ani ziyaretimi bağışla meleğim.
Forgive the intrusion, professor, but I think you have something I want.
İzinsiz girdiğim için beni affedin Profesör, ama samırım sizde istediğim bir şey var.
- Forgive the intrusion, but... - No, no.
- Kestiğim için özür dilerim...
Please forgive the intrusion, Your Highness, Lord Devereaux.
Böldüğüm için bağışlayın, Ekselansları, Lord Devereaux.
Forgive the intrusion.
Saldırı affedin.
Forgive the intrusion...
İzninizle.
Of course, forgive the intrusion.
Davetsiz gelişimizi bağışla.
Forgive the intrusion.
Böldüğüm için üzgünüm.
I hope you'll forgive the intrusion.
Umarım davetsiz girmemi bağışlarsınız.
Kal'el... please forgive the intrusion.
Ka'lel. Rahatsız ettiğim için üzgünüm.
Please forgive the intrusion and the damnably short notice, but we are having supper with Midge and Joost van den Heuvel, and they would so like the pleasure of your company.
Böyle apar topar haber verdiğimiz için kusura bakmayın ama bu akşam bir yemeğe çıkalım dedik ve siz de gelebilirseniz çok seviniriz.
Thank you and forgive the intrusion.
Çok teşekkürler. Böldüğümüz için özür dileriz.
Please forgive the intrusion, your ladyship, but my name is...
Böldüğüm için kusuruma bakmayın, Leydi Hazretleri, ama benim adım...
Please forgive the intrusion, your ladyship, but my name is Tess Durbeyfield
Böldüğüm için kusuruma bakmayın, Leydi Hazretleri, ama benim adım Tess Durbeyfield
Doyce and Clennam. I hope you'll forgive the intrusion.
Doyce ve Clennam.Umarım davetsiz geldiğim için beni bağışlarsın.
Forgive the intrusion, I couldn't think how else to manage it.
Davetsiz geldim affedin, başka bir şey düşünemedim.
Forgive the intrusion.
Habersiz gelişimizi bağışlayın.
My lord, forgive the intrusion.
Lordum, izinsiz girdiğim için affedin.
Jethro, forgive the intrusion.
Jethro, kusura bakma rahatsız ediyorum.
Forgive the intrusion.
Rahatsız ettiğim için üzgünüm.
Please forgive the intrusion and condescending tone.
Davetsiz gelişim ve küçümseyen konuşmam için özür dilerim.
Oh, forgive the intrusion.
Davetsiz geldiğim için kusuruma bakma.
Please forgive the intrusion.
Davetsiz katılımını lütfen maruz görün.
Forgive the intrusion.
Böldüğüm için kusura bakmayın.
Dear lady, please forgive this intrusion. But it was the only way we could get to meet you and to congratulate you.
Davetsiz geldiğimiz için affedin ama sizinle tanışmanın tek yolu buydu.
I hope you'll forgive the intrusion sir...
- Umarım davetsiz gelişimizi affedersiniz, efendim.
I heard many heroes have come here and I wanted to find out the whereabouts of a person hence my intrusion, please forgive me
Buraya asıl geliş nedenim... Aradığım birisi hakkında bilgi edinmektir bir çok savaşçının bu yerde... toplandığını duydum ve kontrole geldim! Rahatsızlık için özür dilerim!
But ifyou'll forgive an intrusion from the real world for a moment... why did you tell Aaron about your condition?
Madem bir süreliğine gerçek dünyadan gelen bir müdaheleyi mazur göreceksin... Aaron'a neden içinde bulunduğun durumdan bahsettin?
If it is, I trust that we will respect the pharaoh who has lain in peace here for over 3,000 years and that he will forgive our intrusion made in the name of science, the only possible justification, and not, as some have suggested, in the name of profit.
Eğer öyleyse, burada 3000 yıldan fazla huzur içinde yatan firavuna saygı göstereceğimize ve firavunun, tek gerekçemiz olan bilim adına veya bazılarının deyişiyle kar amaçlı yaptığımız bu davetsiz girişi affedeceğine inanıyorum.
Forgive the intrusion.
Böldüğüm için affedin.
Forgive my intrusion, Council of Nine, but this boy has infiltrated from the real world.
Bağışlayın beni Dokuz Konseyi, ama bu çocuk gerçek dünyadan sızmış.
Lady Salisbury, forgive this intrusion. You and these members of your family are arrested by the king's orders on suspicion of treason.
Bayan Salisbury, izinsiz girdiğimiz için bizi affedin ama Kralın emriyle siz ve aile üyeleriniz tutuklusunuz.
Forgive me for the intrusion, Doctor.
İzinsiz girdiğim için affedin Doktor.