Fresh start traduction Turc
1,380 traduction parallèle
All I was looking for was a fresh start.
Benim tüm istediğim, yeni bir başlangıçtı.
We need a fresh start.
Yeni bir başlangıç yapmamız lazım.
I wanted emery's help getting a fresh start.
Emery'den yeniden başlamak için yardım istedim.
A fresh start.
Taze bir başlangıç.
My mom's about to have a baby. I feel there's this chance for our family to have a fresh start.
Annemin başka bir bebeği olmak üzere ve içimden bir his ailemin yeniden başlayabilmeleri için bir şans var diyor.
You can get a fresh start.
Herşeye yeniden başlayabilirsiniz.
Witness protection, fresh start.
Tanık koruma programı, yeni bir başlangıç.
You know, I'm so glad my mom had to get a fresh start. Bo.
- Annem, yeni bir başlangıç yaptığı için çok mutluyum.
This is a fresh start, a new book.
Bu yeni bir başlangıç, yeni bir sayfa.
I want a fresh start.
Yeni bir başlangıç istiyorum.
A fresh start, a-a-a new chapter.
Taze bir başlangıç, yeni bir bölüm.
But I've got a good feeling about this guy. All he wants is a fresh start.
Hayır biliyorum ama bu çocukla ilgili iyi hislerim var tüm istediği yeni bir başlangıç.
You got a fresh start here.
Temiz bir sayfa açıyorsun.
A fresh start, you know, get my life back on track.
Yeni bir başlangıç. Hayatımı yeniden düzene sokacağım.
A fresh start, okay?
Yeni bir başlangıca, tamam mı?
We can make a fresh start.
Yeni bir başlangıç yapabiliriz.
We need a fresh start.
Yeni bir başlangıca ihtiyacımız var.
Giving a woman who's fallen on hard times a chance at a fresh start.
Zor bir dönem yaşayan bir kadına yeni bir başlangıç şansı verilmiş. Biri ona güzel yardım etmiş.
Give you a fresh start.
Yeni bir başlangıç yaparsın.
Some things aren't worth going back to. Losing your memory, that could be a blessing. A fresh start.
..... ( dinsel )..... ( dinsel )..... ( dinsel )
Shel says they're going to need to make a fresh start.
Shel'in dedigine göre, yeni bir baslangiç yapmalari gerekiyormus.
Did he say "fresh start"? A few times.
- "Yeni bir baslangiç" dedi mi?
It's a fresh start.
Yeni bir başlangıç.
I told everyone that I moved here to make a fresh start, but that's really only part of the story.
Herkese buraya yeni bir başlangıç yapmak için taşındığımı söyledim, ama aslında bu hikayenin sadece bir kısmı.
Person gets this little sip of a fresh start, they want to start drinking it from the hose.
İnsanlar yeni bir başlangıç için küçük bir yudum alırlar ve bu yudumu da su hortumundan almak isterler.
Said she wanted a fresh start.
Yeni bir başlangıç istediğini söyledi.
They decide they want a fresh start, and everything about them ends up changing.
Yeni bir başlangıç yapmaya karar verirler ve sonunda her şey alt üst olur.
What about a fresh start?
Yeni bir başlangıç nerede kaldı peki?
And the pie maker had embraced a fresh start.
Ve turtacı bu yeni başlangıcı benimsemişti.
Having recently discovered that watching someone else make a fresh start alone can be fairly traumatic, the lovers who could not touch were happy to find that making a fresh start together was a thrill.
Başka birisinin yalnız bir yeniden başlangıcının oldukça travmatik oluğunu izleyip daha yeni keşfetmişken birbirine dokunamayan aşıklar birlikte yapılan başlangıcının heyecan verici olduğunu öğrenmenin mutluluğunu yaşıyordu.
Maybe if we were different people or... And we had never met, then we could have a fresh start,
Belki başka insanlar olsaydık... ve daha önce tanışmıyor olsaydık, taze bir başlangıç yapabilirdik.
Fresh Start in Albuquerque.
Albuquerque'deki Fresh Start.
Or two. Forget him and make a fresh start.
Ya da onu unutup yeni bir başlangıç yap.
A fresh start.
Yeni bir başlangıç
It's gonna be a fresh start...
Yeni bir başlangıç olacak...
Make a fresh start.
Taze bir başlangıç yap.
You can all get A fresh start.
Hepiniz yeni bir başlangıç yapmalısınız.
I need a fresh start.
Yeni bir başlangıç yapmak istiyorum.
And then he said he was going to come over and see me and he wanted to have a fresh start.
Buraya beni görmeye geleceğini ve herşeye yeniden başlamak istediğini söyledi.
Now I'm just looking for a fresh start.
Şimdi ise yeni bir başlangıç arıyorum.
- Maybe you can start fresh.
- Belki yeni bir başlangıç yaparsın
Well, you can start by telling us anything you know about any crocodiles wandering into the fresh water of our lake.
Gölümüzün tatlı suyunda yüzen bir timsahla ilgili bir şey biliyorsan anlatabilirsin mesela.
Dad wanted to move here to make a fresh new start.
Babam yeni bir başlangıç yapmak için buraya gelmek istedi.
It is more the re-start, that something fresh is starting.
Bu daha çok yeni bir başlangıç, taze bir başlangıç gibi.
Just bring me enough cash to make a fresh start.
Sadece yeni bir başlangıç yapmama yetecek kadar para getir bana.
A fresh start for you and Sandra.
Sen ve Sandra için.
I realize that i am the only one here that has any chance at all - a chance to make amends and to start over... fresh.
Burada telafi etme ve yeni bir başlangıç yapma şansı olmayan.
I can see you've made a fresh new start.
Gördüğüme göre yeni bir başlangıç yapmışsın bile.
A fresh start, Nick.
İyi bir başlangıç, Nick.
We can start fresh.
Yeni bir başlangıç yapıyoruz.
How about we start fresh?
Taze bir başlangıca ne dersin?
start 326
started 37
starting 51
starts 18
starter 51
start a new life 38
start over 169
start your engines 41
start now 30
start walking 49
started 37
starting 51
starts 18
starter 51
start a new life 38
start over 169
start your engines 41
start now 30
start walking 49
start the car 139
start it up 34
starting today 94
start it 31
start packing 25
start again 149
start the clock 31
start there 27
start from the beginning 53
starting with 39
start it up 34
starting today 94
start it 31
start packing 25
start again 149
start the clock 31
start there 27
start from the beginning 53
starting with 39