From me traduction Turc
58,031 traduction parallèle
They took so much from me.
Elimden çok şey aldılar.
And I've hated Savitar for threatening to take you away from me too.
Seni almakla tehdit ettiği için Savitar'a karşı da kin güttüm.
What are you keeping from me, there, Jeanie?
Benden ne saklıyorsun Jeannie?
What are you keeping from me?
Benden ne saklıyorsun?
So just stay the fuck away from me.
O yüzden benden uzak dur.
See, there's something good you inherited from me.
Benden iyi bir şey almışsın.
She grew up two towns away from me and here we are, meeting in a bar in LA.
Benden iki kasaba ötede büyümüş. Burada, Los Angeles'ta bir barda tanıştık.
I'll give you a ride home so you can get a break from me.
Seni eve bırakayım da benden kurtul.
And... lately I've been feeling her, like, pulling away from me.
Son zamanlarda kendini geri çektiğini hissediyordum.
Oh, okay. Well, they're still getting a like from me.
Yine de beğeniyorum.
Okay, you didn't hear it from me, but Callie saw AJ kissing another girl.
Pekala, benden duymadınız ama Callie, A.J.'yi başka bir kızı öperken görmüş.
I think she means protecting him from me.
Bence onu benden korumaktan bahsediyor.
Get away from me.
Çekil üzerimden.
Mrs. Chase, I'm not gonna hurt you. Get away from me.
- Bayan Chase, size zarar vermeyeceğim.
You didn't get that from me.
Bunu benden almadınız.
I don't know what you want from me!
Benden ne istediğini bilmiyorum!
What do you want from me, man?
- Benden ne istiyorsun dostum?
I remembered why they took Zoe away from me in the first place.
En başta Zoe'yi benden neden aldıklarını hatırladım.
What do you want from me?
Benden ne istiyorsun?
Clary, uh... took it from me.
Clary onu benden aldı.
Well, not from me.
Pekâla ama benden değil.
But thou who spills thy blood thou shalt compel from me an action.
But thou who spills thy blood thou shalt compel from me an action.
That part of you you keep from me.
Benden sakladığın yanını.
He would have done everything he could have to keep it from me, obviously.
Benden gizli canı ne isterse belli ki yapmış.
Give her a big kiss from me.
Onu benim için öp.
Maybe he was taken from me.
Belki eşim benden alınmıştı.
Stay the fuck away from me.
Benden uzak dur orospu.
Don't walk away from me.
Sırtını dönme bana.
The Flash pulled me from the timeline.
- Flash beni zaman çizgisinden çıkardı.
All these months, you were trying to save me from him.
Aylardır beni ondan kurtarmaya çalışıyordun.
And what's he gonna get from you, tell me that?
Senden mi öğrenecek, ne öğrenecek?
It's just... It's hard for me to get my mind around being in New York for a few weeks, away from LA.
Ama birkaç hafta Los Angeles'tan uzakta, New York'ta olma fikri bir türlü aklıma yatmıyor.
You didn't like me from the start.
Benden hiç hoşlanmadın.
I'm still traumatized from you teaching me how to drive.
Bana araba kullanmayı öğretişinin travması devam ediyor.
Okay. Why is Drew leaving me off important emails coming from his office?
Neden Drew ofise gelen önemli e-postaları bana da göndermiyor?
- Yo, whose phone are you calling me from?
- Kimin telefonundan arıyorsun?
You're calling me from a cop's phone?
Beni polisin telefonundan mı arıyorsun?
Stopping me from moving things forward with you.
Bence beni seninle beraber önüme bakmaktan alıkoyan şey de geçmişimdi.
The envelope that Pike gave me was postmarked from Opal City.
Pike'ın verdiği zarf Opal City'den postalanmıştı.
You're thinking that you can get yourself free from those chains, slam me to the ground, and snap my neck just like I did to Evelyn.
Şu zincirlerden kurtulup beni yere yatırıp tıpkı Evelyn'e yaptığım gibi boynumu kırabileceğini düşünüyorsun.
From what you've told me, they've got Homeland Security, the FBI, and Argus working on this.
Bana söylediğin kadarıyla Ulusal Güvenlik, FBI ve Argus bu mevzuyla ilgileniyor.
Before you get too judgmental, know that you're gonna help me free Cayden from wherever Argus is holding him.
Beni yargılamaya başlamadan önce Cayden'ı, Argus onu nerede tutuyorsa oradan kurtarmak için bana yardım edeceğini bil.
You have that in common, which tells me you are the only one who can pull her back from the brink.
Ortak noktanız bu yani onu bu bataklıktan kurtarabilecek tek kişi de sensin.
You're gonna help me free Cayden from wherever Argus is holding him.
Argus, onu her nerede tutuyorsa Cayden'ı oradan kurtarmama yardım edeceksin.
Um, anyway, listen, if you'll excuse me, I got to go find Rene and remove his head from his ass.
Neyse dinle müsaade edersen Rene'yi bulup ağzıyla kıçını yer değiştireceğim.
And the only way to keep them from paying that price is to let me go.
Ve bunun önüne geçmenin tek yolu beni bırakman.
Then after she found out that you were safe, she still hadn't heard from you. So she asked me to come here to make sure you're alright. Are you... really a Yin Fen addict?
Güvende olduğunu duydu ama senden haber alamayınca, benden buraya gelip kontrol etmemi istedi.Sen cidden Yin Fen bağımlığı mısın?
Henceforth, when you need anything from the Downworld, you shall address me, Mr. Lightwood.
Bundan böyle, Aşağı Dünya'dan bir şey istediğinzde, bana hitap edeceksiniz, Bay Lightwood.
This is from me, Dan.
Bu benden Dan.
She rang me from her landline, you could have looked on my mobile.
Kız beni sabit numaradan aradı, telefonumdan bakmışsındır.
Come Black Sunday, my true brothers will rise from hell and stand beside me.
Gel artık Kara Pazar, öz kardeşlerim cehennemden kurtulup yanımda dursunlar.