Front page traduction Turc
1,203 traduction parallèle
Giving the front page the night off?
Baş sayfaya bir gecelik ara mı verdin?
- What for? For tryin'to get him on the front page?
Onu manşete taşıyabilmek içinmi?
- You're on the front page.
- İlk sayfadasın!
We run maimings on the front page because we got good art.
Yaralananları baş sayfaya alırız, çünkü fotoğraflar iyidir.
If you wait any longer, it'll be all over the front page.
Biraz daha beklersen manşetlere çıkacak.
You're on the front page again.
Yine ön sayfadasın.
How would you like to have on your front page the first substantiated photo of an extraterrestrial biological entity?
Dünya dışı biyolojik bir varlığın ilk gerçek fotoğrafını görmeniz karşılığında sizden bir şeyler istesem, ne dersiniz?
I want the front page.
Ön sayfada.
Front page New York Times, August 10, 1988.
New York Times'in baş sayfası, 10 Ağustos 1988.
- I'm not talking about the front page.
- Ben baş sayfadan söz etmiyorum.
Mr. Mims, your answer was : "Look on the front page?"
Bay Mims, "Ön sayfaya bakarım?" diye mi yanıtlamışsınız.
And the front page news in your paper is about the departure of the world's most luxurious yacht.
Sizin gazetenizin ön sayfa haberi ise dünyanın en lüks yatına ait.
On the front page!
Ön sayfa!
The front page!
Ön sayfa!
He ordered me to put it on the front page.
Ön sayfaya koymamı istedi.
Shannon Tweed is about to get bumped herself right on to the front page of the National Enquirer.
Shannon Tweed National Enquirer dergisinde yer alarak kendi kendine tekmeyi basacak.
Superintendent, we made the front page today.
Müfettiş, bugün baş sayfaya çıktık.
Front page.
- İlk sayfa.
Front page.
İlk sayfa.
Tomorrow's Times, Post and News are all keeping the shooting on the front page.
Yarınki Times, Post ve News, bütün gazeteler, vurulma olayını baş sayfada tutuyorlar.
Let me write this story and I'll nail Cyrez all over the front page.
Bırak bu hikayeyi yazayım da, Cyrez'i gazetede rezi edeyim.
We've made the front page of all
Bugün bütün dünya gazeteleri
I got a new front page. "Big Bugs In The Big Apple."
Yeni bir önsayfa buldum. "Büyük Elma'daki Büyük Böcekler."
We'll put it on the front page, bold.
Bunu ana sayfaya kocaman koyacağız.
Made the front page.
Baş sayfaya ç ıkmışız.
We print the story. It runs on the front page.
Hikâyeyi birinci sayfadan basıyoruz.
What about the front page?
Peki ya ilk sayfa? Trafik sıkışıklığı şehri birbirine kattı.
Come on, just a peek at the front page.
Hadi ama ilk sayfaya bir göz atıyım.
Chief, I spent a week on the docks with rats and frizzed hair exposing the biggest gun-smuggling ring in 10 years and what makes the front page?
Şef, limanda fareler ve kıvırcık saçlarımla son 10 yılın en büyük silah kaçakçılığı şebekesini ortaya çıkartmak için bir hafta geçirdim ve ön sayfaya ne yerleşti?
And I just got my teeth kicked in on the front page, so I gotta run.
Ön sayfada başımın belada olduğunu söylüyor bu nedenle gitmeliyim.
Congratulations, Brad. You made the front page of the Post.
Tebrik ederim Brad, Post'un baş sayfasındasınız.
I've got bodies all over the front page of the Daily News!
Daily News'ın manşetinde sadece ceset fotoğrafları var.
And every time his picture's on the front page it's a black eye for the image of Los Angeles. Because how can organized crime exist in the city with the best police force in the world?
Resmi ne zaman gazetede çıksa kentin mükemmel imajı bir darbe alır organize suç nasıl olur da dünyanın en iyi polislerinin şehrinde böyle rahat var olur?
Take a look at the front page of the Times.
Times'ın ilk sayfasına bir göz at.
You Haven't Hit The Front Pages Inmonths, And This Is Front Page Material!
Aylardır ön sayfalarda yer almadın, ve bu manşet haberi!
You May Not Know It Yet, Dwight, But You're Gonna Be My One Way Ticket Back To The Front Page.
Henüz bilmiyor olabilirsin, Dwight, ama sen benim baş sayfaya geri dönmem için biletimsin.
See Ya On The Front Page.
Baş sayfada görüşürüz.
Front page!
Baş sayfa!
Front page, Washington Post, tomorrow.
İlk sayfa, Washington Post, yarın.
Front page for the last four months, Dodi and Di, on holiday, and that was so in your face that you had to be thrown.
Ölümünden önceki son 4 ay, Dodi ve Di, tatilde, tatilde ve bu o kadar çok burnumuza sokuldu ki, sarsılmaktan başka çaremiz kalmamıştı.
Scully, Mulder, front page, no clothes.
Scully, Mulder, ön sayfada, çıplak bir halde.
Front page - "Congressional candidate caught with pants down."
Ön sayfa - "Kongre adayı donları aşağıda yakalandı."
Front page ofthe Times.
Times'ın ön sayfasından.
All downtown cares... is that you guys run nice, front-page stories about how we got the guys.
Merkezin tek istediği, adamları nasıl yakaladığımızla ilgili... güzel baş sayfalar hazırlamanız.
This is front-page material.
Bu ön kapak materyali.
Shock Corridor was full of front page material.
ENTEGRASYON VE DEMOKRASİ UYUŞMAZ DEFOL GİT ZENCİ "Shock Corridor" baş sayfa malzemeleriyle doluydu.
Have you ever seen that little one-page "Note to Reader" in the front of Look Homeward, Angel?
"Look Homeward, Angel" ın önündeki küçük, bir sayfalık.. .. "Okur notu" nu gördünüz mü hiç?
It's not yours, with all your $ 2,000 suits... and all your front-page "Dapper Don" shit?
2000 dolarlık takımınla ve ön sayfadaki düzgün giyimli beyefendi portrenle... Bunun seninle hiç alakası yok öyle mi?
IT'S NOT LIKE IT'S FRONT-PAGE STUFF.
Büyükten de öte, baş sayfa haberi.
Now that is one for the front page.
İşte birinci sayfa resmin hazır.
I got a front-page headline in Russian.
Baş sayfa manşetini Rusça aldım.
page 422
pages 182
page news 20
page six 44
page one 36
page dr 67
pages long 28
page three 20
pager beeps 26
front 182
pages 182
page news 20
page six 44
page one 36
page dr 67
pages long 28
page three 20
pager beeps 26
front 182