Fruitcake traduction Turc
393 traduction parallèle
About two more days of this... and this rat-bitten end of a piece of bread's gonna taste like a hunk of fruitcake.
İki gün daha sıçanın ısırdığı bu son ekmek parçasını meyveli kekmiş gibi yiyeceksin.
Just a moment, fruitcake.
Bir saniye tatlim.
Norval, wouldn't you like to take some fruitcake with you?
Norval, yanına biraz meyveli kek almaz mıydın?
Nothing gives so much indigestion, at the same time so much pleasure... like a plum pudding, except a fruitcake.
Erikli puding dışında hiçbir şey bu kadar hazımsızlık yaparken böylesine de bir mutluluk veremez, tabii meyveli keki saymazsak.
A fruitcake.
Bir çatlaktı.
Of course, there's always a chance that you could be an escaped fruitcake.
Tabii, tımarhaneden kaçmış bir deli olma ihtimalin de var.
What sort of a fruitcake are you anyway?
Sen ne tür bir çatlaksın?
Boy, what a fruitcake you are.
Sen çok tuhaf bir kızsın.
Sends me a fruitcake every Christmas.
Her Noel'de bana meyveli pasta gönderir.
Here's the fruitcake.
İşte meyveli pasta burada.
We'll have fruitcake for dessert.
Hem tatlı olarak meyveli pastamız da var.
I'm gonna send him a fruitcake every Christmas.
Ona her Noel'de bir meyveli pasta göndereceğim.
Rather like raisins in a fruitcake.
Kekteki kuru üzümler gibi.
I've never tasted better fruitcake.
Hayatımda yediğim en iyi meyveli pastaydı.
To the Mathmos with this winged fruitcake.
Bu kanatlı meyveli keki Mathmos'a götürün.
That's really funny coming from a fruitcake like you.
Bunu senin gibi bir çatlaktan duymak çok komik.
What a fruitcake.
Ne çatlak ama.
Fruitcake?
Çatlak mı?
- Fruitcake!
- Deli!
You're really a fruitcake, you know?
Sen gerçekten delisin, biliyor musun?
Cream buns and doughnuts And fruitcake with no nuts
Kremalı badem ve fındık ezmesi ve fıstıksız meyveli pasta
Crazy as a fruitcake. Potter. He ran into a light post.
Yüzbaşı Şahin Pierce, seninle ilgili bir mesaj geldi.
I'm in terrible pain after what he did to me, that fruitcake.
O gerizekalının yaptığından sonra korkunç bir acım var.
Fruitcake!
Gerizekalılar!
Yeah, maybe he's stashed away in some filing cabinet under "F" for fruitcake.
Evet, belki de bir dosya dolabına saklandı mesela gerizekalıya istinaden "G" harfinin olduğu dolaba.
He could be a fruitcake.
Çatlağın biri olabilir.
How are ya, you little fruitcake?
Nasılsın, seni küçük meyveli kek?
I'm giving this turkey $ 10,000 and another five to this fruitcake.
Şu beceriksize 10.000, şu çatlağa da 5.000 dolar ödüyorum.
I am a fruitcake. But what kind of irresponsible person are you to let me, a fruitcake, drive a car? I might get killed.
Umursuyorsan, şu arabaya bin ve beni marinaya götür böylece babamın kellesini ve annemin hayatını kurtarabilirim.
And behind those blue eyes is a fruitcake with a homicidal umbrella.
O mavi gözlerin arkasında cinayete meyilli bir şemsiyesi olan bir şuursuz var.
Fruitcake, you got it on backwards.
Salak, ters koyuyorsun.
This was a magazine my mother used to buy for its fruitcake recipes.
Eskiden annem de meyveli kek tarifleri için o dergiden alırdı.
- He's a raving fruitcake.
- Kafayı yemiş.
If you do, it'll have to be standing up, fruitcake.
Bayılırsan, bu ayakta olmak zorunda, çatlak şey.
Come on, you mean not tell'em that there's a homicidal fruitcake on the loose?
Nasıl yani? Cinayete meyilli bir delinin kaçtığını söylemeyeyim mi?
- Listen, you phony fruitcake!
- Dinle, sahtekar meyveli kek!
Sorry I called you a fruitcake.
Pardon size meyveli kek dedim.
- This guy's a total fruitcake.
- Bu herif tam bir çatlak.
Remember the day I said you are the nuttiest, stupidest, phoniest fruitcake I ever met.
Şu ana kadar tanıştığım en yaramaz, en salak, en sahte meyveli kek olduğunu söylediğim günü unutma.
While you're floating around, remember this : you are the nuttiest, the stupidest, the phoniest fruitcake I ever met.
Etrafta dolaşırken şunu da unutma : sen benim şu ana kadar tanıştığım en yaramaz, en salak en sahte meyveli keksin.
- Hey, what's eating you, fruitcake?
- Hey, ne yedin, meyveli kek mi? " Üzgünüm.
You were the ones who sent me the fruitcake for Christmas.
Noelde bana meyveli keki yollayanlar sizdiniz.
We thought you enjoyed fruitcake.
Biz de hoşuna gittiğini sanmıştık.
Before long, Grandma's fruitcake doesn't make it to little Bobby, Peggy and Sue.
Çok geçmeden büyükannenin meyveli keki, küçük Bobby, Peggy ve Sue'ya ulaşamaz olur.
What are those little green things in a fruitcake, Cliff?
Meyveli kekteki küçük yeşil şeyler neler, Cliff?
Get out! Get out the door, you fruitcake.
Kapıyı dışardan kapa, kek herif.
He is simply a fruitcake.
o sadece meyveli pasta.
You're really nuttier than fruitcake.
Meyveli pastam benim! Seni seviyorum!
Don't look at me like I'm some fucking fruitcake or something!
Bana lanet bir ibneymişim gibi bakma!
You're nutty as a fruitcake.
Sen bir delisin.
United Fruitcake Outlet.
ZIR DELİLER ŞİRKETİ