English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ F ] / Frédérique

Frédérique traduction Turc

61 traduction parallèle
Frédérique.
Frédérique.
Ah, it's Frédérique!
Ah, Frédérique!
They were playing poker at Frédérique's.
Frédérique'te poker oynuyorlardı.
Frédérique lends me everything... whenever I want.
Frédérique istediğim anda... Bana her şeyini verir.
Frédérique's quite... mad over that dirty beast.
Frédérique şu ucube için deli oluyor.
Why are you angry, Frédérique?
Neden kızgınsın, Frédérique?
And now, Frédérique, I can tell you
Şimdi istediklerimi söyleyebilirim sana.
I was asking Frédérique.
Ben Frédérique'e sormuştum.
Since we got married, we've never been separated... not even for a single day.
Evlendiğimizden beri, Frédérique'le ben hiç ayrı kalmadık. Bir günlüğüne bile.
Frédérique, open the door.
Frédérique, kapıyı aç!
It was your idea that I marry her.
Frédérique'le evlenmem sizin fikrinizdi.
I love Frédérique.
Her halükarda, Frédérique'i seviyorum.
I'm Frédérique.
Ben Frédérique.
You two swindled us at bowling... so he treated Frédérique like a whore.
Bizi bowlingde dolandırmanız bahanesiyle... Frédérique'i bir hayat kadını gibi gördü.
You've been jealous of Frédérique from the very beginning.
Ta başından beri, Frédérique'i delicesine kıskanıyordun.
You never understood either of them!
Ne Frédérique'i, ne de Galuchat'yı anladın.
She's better than us.
Frédérique hepimizden daha iyi.
At last I've stopped loving you!
Frédérique artık seni sevmiyorum!
When Frédérique first showed up, I thought...
Frédérique geldiğinde, kendime...
I didn't mind being left for Frédérique.
Frédérique yüzünden terk edilmeyi kabullenmiştim.
Frédérique found you a good lawyer.
Frédérique size çok iyi bir avukat buldu.
Frédérique... sends her regards.
Frédérique size selam söyledi.
Frédérique, this is Mr. Carter... president of our US branch.
Frédérique, Amerika'daki firmamızın başkanı Bay Carter. - Tanıştığımıza memnun oldum. - O zevk bana ait.
Frederique... too.
Frédérique.
Marie-Frédérique Caron-McCarthy.
Marie-Frédérique Caron-McCarthy
Marie-Frédérique can sometimes behave with the others in a way that's... assertive.
Marie-Frédérique bazen kendinden fazla emin davranabiliyor.
Very moving, Miss Marie-Frédérique Caron-McCarthy!
Çok dokunaklı, Bayan Marie-Frédérique Caron-McCarthy!
I'm thrilled to meet you, Frédérique.
Seninle tanışacağım için heyecanlanıyorum, Frédérique.
At 22 years of age, Frederique,... Countess of Metzengerstein,... became heir to a vast family fortune. Seldom had a noble of her country possessed an estate of such magnificence.
Metzengerstein Kontesi Frederique 22 yaşındayken büyük bir aile servetinin varisi oldu.
He openly condemned her conduct.
Bu aile Frederique'in davranışlarını açıkça eleştiriyordu.
Although he was her close neighbour,... he had never spoken to his redoubtable cousin,... Frederique of Metzengerstein.
Komşu olmalarına rağmen kötü şöhretli kuzeni Frederique de Metzengerstein'la hiç konuşmamıştı.
For her part, Frederique, if by chance she caught sight of her cousin from afar,... would mock him and openly show her scorn.
Frederique'e gelince eğer şans eseri uzaktan o ince silüetini fark ederse genç adamı alaya alır, nefretini açıkça gösterirdi.
Chance alone brought Frederique and Wilhelm together.
Kader Wilhelm ile Frederique'i bir araya getirmişti.
Haunted by the memory of his mocking melancholic eyes,... Frederique longed to see Wilhelm again.
Hüzünlü ve alaycı o bakışlar peşini bırakmıyordu.
Frederique!
Frederique?
Rejected, scoffed at, when for once she had been sincere,... Frederique's fury overwhelmed the sentiments that had drawn her to her cousin.
Yaşamı boyunca ilk kez bu denli içten davrandığı bir anda hafife alınmıştı.
Hugues!
Frederique, onu kuzenine iten hisleri öfkesiyle bastırdı.
When she ordered the burning of the stables,... Frederique had never imagined that Wilhelm might perish in the fire.
Yangını Wilhem'in orada yanıp öleceğini düşünemeyen Frederique çıkarmıştı.
To him, Frederique was faithful.
Frederique ona çok bağlanmıştı.
In the glare of the noon,... in the dead of the night,... in sickness or in health,... in calm or in tempest,... Countess Frederique seemed riveted to the saddle of that colossal horse,
Öğlen güneşin altında, gecenin derin karanlığında hastalıkta ve sağlıkta, sessizlikte ve fırtınada... Kontes Frederique o koca atın eğerine yapışmış gibiydi. İkisinin hırçın karakterleri fazlasıyla benzeşiyordu.
Frederique had accepted and longed for this end.
Frederique sonunu kabullenmiş, bir an evvel ona erişmek istiyordu.
They had a daughter who married a local schoolteacher.
Frederique! Öğretmenle evlenen bir kızları vardı.
My name is Constance Fillon, I live here with my daughter Frederique.
Siz de katıIırsınız ki, ekonomik ve siyasi tecrübeden yoksun olup laf-ü güzafla iş yürütmeye çalışırsanız, işler en sonunda sarpa saracaktır. Kiralar konusu mesela.
The Paris police have asked the 1 1 th District Town Hall to collect information concerning certain citizens who are in contact with Versailles.
Niye barikatlara gidemiyoruz? Dua etmeyi bırak, Frederique! Tanrı varsa, bu savaşa niye izin veriyor?
These cooperatives should enable us... to radically modify working conditions, and to master the means of our production.
İsmim Constance Filon,... kızım Frederique'le burada yaşıyorum.
Stop praying, Frederique! If God exists, why a war like this? Stop it, it won't help.
Kendisi dışarıdan gelen saygın subaylar tarafından atandı,... bu subaylar içinde Garibaldi'nin büyük itibar gösterdiği Polonyalı gedikli askerlerden General Dombrovski de var.
Frederique!
Frederique!
This is Frederique, my sister.
BU Frederique, ablam.
Frederique, did you find the food? Was everything fine?
Frederique, yemeği nasıl buldun, hoşuna gitti mi?
I shouldn't have called Frederique but you're overreacting.
Frederique'i aramamalıydım ama sen aşırı tepki veriyorsun.
- This is Frederique.
- - Bu Frederique.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]