English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ G ] / Garden

Garden traduction Turc

8,588 traduction parallèle
You know, my wife's been on me for weeks now to finish this tree house in the garden for the kids, you know.
Bahçedeki ağaç evi çocuklar için bitireyim diye karım haftalardır ensemde.
One bloody tree and about 30 inches where I can get the ladder in before I run into my wife's garden.
Bir tane kahrolası ağaç ve karımın bahçesine ulaşmak için merdiveni geçirmem gereken 75cm'lik bir boşluk.
It is amazing. Yeah, it's like a secret garden.
- Evet, gizli bir bahçe gibi.
We can finally extend the vegetable garden.
Sebze bahçesini sonunda genişletebiliriz.
I stay here with the computer. You go in the garden and I'll dictate to you so that no-one discovers that your mind is empty.
Siz bahçedeyken ben bilgisayarın başında olacağım ve söyleyeceklerinizi okuyacağım böylece kafanızın boş olduğunu kimse anlamayacak.
it'll be easier than cutting a dahlia from your garden...
Bahçendeki bir yıldız çiçeğinden daha kolay koparabilirsin.
We need to fertilize the garden with your hooker.
Bahçeyi senin fahişenle gübrelememiz gerekiyor.
And she sat out in my back garden for four days.
Arka bahçemde 4 gün dışarıda oturdu.
Whose garden?
Kimin bahçesinden?
There's rubbish piled up in a mattress rotting in the garden.
Bahçede çürüyen bir döşekte yığılmış bir sürü çöp var.
Take me down. To the garden.
Bahçeye götür beni.
I need to see the garden.
Bahçeyi görmeliyim.
Took out a pair of garden shears and cut his fingers clean off, all of them.
Bir bahçıvan makası alıp parmaklarını kökünden kesti, hepsini.
He reads her the newspaper, he brushes her hair, he brings her azaleas from her garden?
Bu laflar için mi başında gazete okuyup, dişlerini fırçalayıp bahçeden çiçekler getirmiş?
I could have killed him.. In Arsenal Garden.
Arsenal Bahçesi'nde onu öldürebilirdim.
With a garden and -
Bahçesi de var.
I collect porcelain dolls... and I'm the vice president of the Ames Garden Club.
Porselen bebek koleksiyonu yapıyorum. Ames Bahçe Kulübünün başkan yardımcısıyım.
You got your garden looking real nice.
Bahçen çok güzel görünüyor.
If you don't, I most likely crash land in your back garden.
Yardım etmezseniz, büyük ihtimalle sizin arka bahçenize çakılırım.
Slithering in the garden
Bahçelerde sürünürdü.
I'm Marv Albert, and welcome to sold-out Madison Square Garden, where Knicks fans are holding their breath... to see if Amar'e Stoudemire's surgically repaired knee will bring new hope... as they tip off another season,
Madison Square Garden'a hoş geldiniz. Knicks taraftarı nefeslerini tutmuş... Amare Stoudemire'ın ameliyat olduğu... sezonun ardından deneme maçlarında olup olamayacağını merakla bekliyordu.
He put me in his garden shed.
Beni bahçe kulübesine koydu.
South on Elm, three stop signs past the junction with Beach... Look for a garden shed with a skylight.
Elm'in güneyinde, sahilin yanındaki kavşağa üç dur tabelası uzaklıkta tepe pencereli bir bahçe kulübesi arayın.
We are not built to put our seed in just one garden.
Tek bir çiçekten bal toplamak için yapılmamışız.
What does, uh, "Garden" refer to in this context?
"Bal" derken ne demek istedin?
What the fuck do you think "Garden" refers to, dude?
Sence ne demek olabilir?
Garden!
Bal!
Garden, vagina, garden, okay?
Bal, zevk suyu! Tamam mı?
And in... And in my garden is a pear tree..... that is a direct descendent of some pips that the King spat out when he sat in the garden.
Bahçemde de bir armut ağacı var Kral'ın bahçede otururken tükürdüğü meyve çekirdeğinin önceki hâlidir.
You're not getting it, not until you sort the front garden.
Neler kaçırdığını bilsen, böyle konuşmazsın.
I'm sorry, I just, I couldn't help but admire your garden.
Üzgünüm, Size yardım edemedim ama bahçenize hayran kaldım.
Everybody at your garden party needs medical attention.
Tıbbi müdaheleye ihtiyacımız var, Bayan Perch. Bahçede partide bulunan herkesin tıbbi bir yardıma ihtiyacı var.
Mutations, the fertilizer for the garden... came from God only knows where.
Mutasyon ; bahçe gübresi sebep oldu. Nereden geldiğini de sadece Tanrı bilir. - Ama annem...
My mom didn't like the stuff from the Garden Depot.
Benimle dalga mı geçiyorsun? Annem bahçe deposundaki eşyalar ile oynamamdan hoşlanmazdı.
See we're not exactly in the Garden of Eden here, you know, but you've gotta go where the oil is, and Kern County, uh, because of its, uh, you know, archaeological past, happens to have 70, uh, oil fields just within an area near the size of Massachusetts.
Gördüğünüz üzere buralar pek güzel yerler değil,... fakat petrol nereden çıkıyorsa oralara gitmek zorundasınız,... mesela Kern eyaleti,... arkeolojik geçmişinden dolayı 70li yıllarda Massachusetts büyüklüğünde petrol sahaları keşfedildi.
I started a fucking vegetable garden.
Lanetolası sebze bahçesine başladım.
But then, if you ask me, not much more so than a lot of the women in town at the garden club.
Ama daha huysuzunu istersen kadınların çoğu bahçıvan kulübündeler.
Yeah, a place with a garden.
Evet, bahçeli bir yer.
Can I go to my garden, just 1 more time.
Bir kerecik daha bahçeme gidebilir miyim?
There's a garden of roses in there too.
Burada bir gül bahçesi de var.
There... a rose garden too, right.
Kalbinde bir gül bahçesi var.
Angry, Hakan 32, attacked his wife, Zeynep, on the roof terrace, where they were arguing before decapitating her and throwing her head in the garden.
Öfkelenen 32 yaşındaki koca Hakan S. karısı Zeynep S.'yi çatı terasında tartışıp dövmeye başladı. Ardından eline bir bıçak alıp karısının kafasını keserek avluya attı.
Shehzad, we need to go to Miracle Garden first.
- Shehzad, önce Mucize Bahçesi'ne gitmemiz gerekiyor. - Peki hanımefendi.
My Japanese designers want me to plan the garden of my new hotel like this one.
Japon tasarımcılarım benden yeni otelimin bahçesini böyle planlamamı istediler.
According to me, Mr. Ruparel, a garden that doesn't have a few dried leaves, some withered flowers, doesn't seem real.
Bana göre Bay Ruparel, kuru yaprakların ve bazı solmuş çiçeklerin olduğu bir bahçe gerçek görünmez.
But... why is this garden so flawless?
Ama niye bu bahçe çok kusursuz?
His mom connected the garden hose from the tailpipe to the window.
Annesi bahçe hortumunu pencereye bağladı.
My mother's garden and her hands.
Annemin bahçesi ve elleri.
- He runs a-well, ran - a garden center near where I live.
Bizim mahallede çiçekçi dükkanı var, yani vardı.
In a garden.
- Bir bahçede.
[growls] Time to put you back in the garden!
Seni tekrar bahçeye salma zamanı geldi!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]