Get lost traduction Turc
6,233 traduction parallèle
And then, get lost.
Sonra da kaybolun.
Get lost before I snap your neck.
Boynunu kırmadan kaybol.
And don't get lost.
Kaybolma.
Don't get lost lard-ass.
Kaybolma.
Oh, get lost!
- Bayan de Berk... - Defol!
Get lost.
Kaybolun.
A lot of kids get lost, Will.
Bir çok çocuk kendini kaybeder, Will.
A lot of people get lost.
Bir çok insan kendini kaybeder.
And normally, I would just tell him to get lost... but he's like real deal scary.
Normalde, yoluma çıkma derim ama bu seferki gerçekten psikopat birine benziyor.
Did you get lost?
Kayıp mı oldun?
This is a big forest. You will get lost.
Burası büyük bir orman, kaybolabilirsin.
Yo, Ewok, or whatever you are, time to get lost.
Lan, Ewok. Ya da her neysen, toz olma vakti.
Playtime's over, kid. Get lost.
Oyun vakti bitti, çocuk.
Yes, one can get lost for days.
Evet, insan günlerce kaybolabilir.
Come on, let's get lost.
Hadi! Biraz eğlenelim.
Yeah, here's one : We don't go in the forest, get lost and get sunstroke.
Evet var, mesela ; ormana gidip, kaybolup, sıcak çarpması geçirmemize gerek yok.
What if we get lost?
- İyi olacağım. - Peki ya kaybolursak?
She should be back by now. She wouldn't get lost.
- Şimdiye kadar dönmüş olmalıydı.
I can't believe you told that girl to get lost.
O kiza kopek cekmene hala inanamiyorum.
I'm sorry, did you get lost?
İyiyiz. Üzgünüm, kayıp mı oldun?
- It will get lost.
- O kaybedecek.
Get lost.
Defol!
- Get lost.
- Defolun şuradan! Defolun!
get lost!
kaybol şurdan it!
Only God would know.. Now get lost.
sadece tanrı bilir.. şimdi kaybol şurdan.
Stupid. Get lost.
aptal. kaybol şurdan.
You get lost on your way to your penthouse, did ya?
Yolunu mu kaybettin?
Get lost!
Kaybol!
Get lost.
Defol.
If you get lost in there, give us a yell.
- Kaybolursan bağır geliriz.
I mean, I don't mind waking up at the crack of dawn, but not to get lost in the mountains and miss The Snake.
Sabahın köründe kalkmış olmam umrumda değil ama kaybolup, "yılan" ı kaçırmak istemiyorum.
You better get lost.
Oh. Kaybolsan iyi olur.
Get lost somewhere else. Where?
Git başka yerde kaybol.
Get lost!
Defol git.
No, get lost
Hayir, kaybol.
I don't think I'd wanna get lost out here. 'Cause this is the sticks. We're fine...
Buralarda kaybolmak istemeyiz.
I find it strange that such an experienced man could get lost in the desert.
Böylesine deneyimli birinin çölde kaybolmuş olmasını çok tuhaf buldum.
I'd probably have told you to get lost.
Muhtemelen sana "kaybol" derdim.
Don't bother me. Get lost.
Beni rahatsız etme, kaybol.
No... Get lost!
Hayır kaybol.
Get lost.
Kaybol.
He'd rather turn down forty million dollars, than take a chance to get that one lost.
O mağlubiyetin riskini almaktansa 40 milyon doları reddeder.
- Get lost!
- Toz ol!
So we... we lost some momentum, but we'll get it back.
Şey... biraz ivme kaybettik, ama yeniden yoluna koyacağız.
You could be one of those foreign guys who always calls me up and makes me get undressed in front of the computer because he lost his passports and money.
Belki de parasını ve pasaportunu kaybettikleri için sürekli beni arayıp bilgisayar önünde soyunduran o yabancılardan birisindir.
I need a ticket to get in and I lost the ticket that they need to take, plus, I lost my pass.
İçeri girmem için bir bilet lazım ve almaları gereken bileti kaybettim. Pasaportumu da kaybettim.
You haven't lost anything and you get the quarterback messiah you've always wanted for $ 7 million less.
Hiçbir şey kaybetmemiş, olağanüstü oyun kurucunu almış ve bunların hepsini 7 milyon dolar daha ucuza yapmış olacaksın.
We lost touch and I was just hoping maybe I could get lucky and run into him.
Uzun süredir görüşmedik, buraya gelir de ona denk gelirim diye düşünmüştüm.
Dad, everything we've lost, we can get back.
Baba, kaybettiğimiz her şeyi geri alabiliriz!
Whatever, tonight, I have to get back what I lost.
Ne olursa olsun bu geceki kaybımı geri almalıyım.
AND I LOST A PART OF MYSELF THAT DAY, AND I'LL NEVER GET IT BACK.
O gün bir parçam koptu onu da geri getiremedim.