English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ G ] / Got a

Got a traduction Turc

212,873 traduction parallèle
I got a few things I got to do.
Yapmam gereken birkaç şey var.
♪ Got a couple in the club done caught my eye ♪ ♪ See you later ♪ ♪ On my own ♪
â ™ ª Got a couple in the club done caught my eye â ™ ª â ™ ª See you later â ™ ª â ™ ª On my own â ™ ª
Ah. You've got a garage inside your garage.
Garajının içinde garajın var.
He's got a big one...
Onunki de büyükmüş.
We got a problem.
Bir sorunumuz var.
I got a good job now ; it pays good money so people like Mary can look after your old bones.
Şu anda iyi bir işim var çok iyi kazanıyorum yani Marpy sana rahatça bakabilir.
Who's got a light?
- Kimde çakmak var?
I've got a light.
- Bende var.
And then, one day, I got a, you know, a permission slip for a special health class.
Ve sonra, bir gün özel bir sağlık sınıfı fırsatı elde ettim.
For my first surprise, and don't worry, honey, because I've got a few, let me introduce Nils Michelson.
İlk sürprizim için... Merak etme hayatım, devamı da var. Karşınızda, Nils Michelson!
I got a hit on the fingerprints
Simmons'ın kovanda bulduğu parmak izlerinden bir şey çıktı.
I got a match!
Biriyle eşleştim!
We've got a sword spell, so yay us.
Bizim bir kılıç büyümüz var. Yaşasın ki bizim.
- Yeah. Yeah. She knows Heather got a pregnancy test.
Heather'ın gebelik testi aldığını biliyor.
I got a warmer welcome from the Walmart greeter. No.
Vay, Walmart görevlisi bile beni daha sıcak karşıladı.
Okay, you got a pet.
Evcil hayvanın var.
You got a beer.
Biran var.
Oh, I got a collie named Dolly.
Dolly adlı bir collie köpeği aldım.
I got a text from Mary.
Mary mesaj attı.
Oh, by the way, Dad, I got a bunch of stuff I gotta do tomorrow, so I don't think I can go to that cattle auction with you.
Baba, bu arada yarın bir sürü işim çıktı, seninle sığır mezatına gelemeyeceğim.
You got a grandkid comin'.
Dede olacaksın.
Got a little morning sickness.
Sabah bulantılarım oluyor.
Look, they got a typo in the program.
SIĞIR MEZATI Baksana, yanlış yazmışlar.
Even when I'm not tryin', I got a better arm than you.
Kendimi zorlamadan bile senden daha iyi atıyorum.
You just got a check from Neumann's Hill yesterday.
Dün Neumann's Hill'den sana bir çek geldi.
You got a lot of nerve, tellin'Rooster he could live in the cabin without talkin'to me.
Benimle konuşmadan Horoz'a kulübede oturmasını söylemen büyük cüret.
She's got a gun and she's not afraid of prison.
Silahı var ve hapishaneden korkmuyor.
There's got to be a better way of doing this.
Bunu yapmanın daha iyi bir yolu olmalı.
Baby, I got you a smoothie.
Bebeğim, sana içecek aldım.
It took me a very long, long time to get back on my feet after I got fired from Oracle, and... tech firms wouldn't touch me, but I've managed to find a home here, a life.
Oracle'dan kovulduktan sonra düzenimi kurmak çok ama çok zamanımı aldı. ve teknoloji firmaları artık benimle çalışmıyor. ama burada kendime bir ev buldum, bir yaşam.
Uh, that's quite a booth you got there.
Baya büyük bir standınız var.
Besides, he was being a fucking asshole.
Ayrıca iyice göt gibi davranmaya başlamıştı.
Yeah, I... I got it from a woman.
Evet, bir kadının becerisi.
I had a grow in Arizona before I got busted.
Yakalanmadan önce benim Arizona'da bir tarlam vardı.
Got a sec?
Bir dakikan var mı?
Unfortunately, they'd got bitten by vampires during a mission.
Ne yazık ki ısırılmışlardı. Vampirler tarafından bir görev sırasında.
Do you think it transforms into a giant asshole?
Dev göt deliğine dönüşecek mi dersiniz?
- His name is Cole Dabb, and we got him on possession, intent to distribute, assault and battery of a federal agent.
Adı Cole Dabb, uyuşturucu bulundurma, satma ve federal ajana saldırıp yaralama suçundan yakaladık.
[Police radio chatter] You got a shoe print here.
Burada bir ayakkabı izi var.
He was a good kid until Damian got a hold of him.
Damian'a dek iyi bir çocukmuş.
I've got to find a way to turn the tables on her.
İşleri onun lehine döndürmenin bir yolunu bulmalıyım.
I totally wanted to fuck, but I figured I'd go back to my date'cause he got me a nice dinner.
Adamla sikişmek istiyordum ama buluştuğum kişi yemek ısmarlamıştı, ona dönmem gerektiğini düşündüm.
- Look, she's being a little... extreme, yeah, but she's got her reasons, okay? - She's psychotic.
- O bir psikopat
'Cause I got him a gift.
Ona hediye aldım da.
You know, you got weird moral lines for a woman who owns a bar, Mom.
Barı olan bir kadına göre ahlaki sınırların bir tuhaf anne.
Got into a fight with Mary over my dumb-ass brother...
Aptal kardeşim yüzünden Mary'yle kavga ettim.
You need a place to live and I got one.
Sana kalacak ev lazım, bende de var.
I got some old phone books if you need a car seat.
Bebek koltuğu gerekirse eski telefon rehberlerim var.
Um... you got a second?
Vaktin var mı?
She's got a bread pillow.
Ekmekten yastığı var.
She got you a job, and now she's lettin'you live in the cabin?
Önce sana iş buldu, şimdi de kulübede kalmana izin mi veriyor?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]