Hanson traduction Turc
925 traduction parallèle
Gee whiz, Mrs. Hanson.
Allah allah, Bayan Hanson.
Miss Hanson says so.
Miss Hanson öyle dedi.
- Miss Hanson.
- Miss Hanson.
Miss Hanson said two hours.
Miss Hanson iki saat dedi.
I'll have Miss Hanson remind me.
Miss Hanson'a hatırlatmasını söylerim.
Yes, Miss Hanson.
Evet, Miss Hanson.
Yes, Miss Hanson.
Olur, Miss Hanson.
I'm being married, Miss Hanson.
Evleniyorum, Miss Hanson.
I hope you won't take it into your head to follow my example, Miss Hanson.
İnşallah siz de benim gibi yapıp evlenmeyi kafanıza sokmazsınız.
Miss Hanson.
Miss Hanson.
Won't you sit down, Miss Hanson?
Oturmaz mısınız, Miss Hanson?
I'm glad you came, Miss Hanson.
İyi ki geldiniz, Miss Hanson.
You must keep my secret, Miss Hanson.
Bu sırrımı saklamalısınız, Miss Hanson.
You and I are in the same boat, Miss Hanson.
Siz ve ben ayni gemideyiz, Miss Hanson.
I'm proposing marriage, Miss Hanson.
Evlenme teklif ediyorum, Miss Hanson.
Miss Hanson...
Miss Hanson...
From left to right, Beverly Hanson, Babe Zaharias Helen Dettweiler, Betty Hicks, Mary Lorgan Harriet Salter and Mrs. Patricia Pemberton.
Soldan sağa, Beverly Hanson, Babe Zaharias Helen Dettweiler, Betty Hicks, Mary Lorgan Harriet Salter ve Bayan Patricia Pemberton.
I have already notified Captain Hanson.
Zaten Yüzbaşı Hanson'a bildirmiştim.
- Hello, Captain Hanson.
- Merhaba, Yüzbaşı Hanson.
His name is Captain Hanson.
Adı, Yüzbaşı Hanson.
Captain Hanson.
Yüzbaşı Hanson.
- Is Captain Hanson here?
- Yüzbaşı Hanson burada mı?
- I'm Captain Hanson.
- Ben, Yüzbaşı Hanson.
- Eddie? - Right after I left you in the red bus... I saw him with Inspector Kita and-and-and Captain Hanson of the M.P.C.I.
- Ben kırmızı otobüsten ayrıldıktan hemen sonra... onu Müfettiş Kita ve Yüzbaşı Hanson'la gördüm.
Joan Blake, this is Dallas Hanson.
Joan Blake, bu Dallas Hanson.
- Hansons had a baby, eight pounds.
- Hanson'ların bebeği oldu, 3.5 kilo.
Listen to this, "Lady Sheila, stage-struck adopted daughter of Lord Upward, and bride to be of juvenile lead Bill Hanson, said" - and I quote the quote -
Şunu dinleyin "Leydi Sheila, Lord Upward'un sahne aşığı kızı ve genç baş aktör Bill Hanson'ın eşi dedi ki" - alıntıyı aktarıyorum -
There's Harry Hanson.
İşte Harry Hanson.
You're a fraud, Harry Hanson!
- Sen bir sahtekarsın, Harry Hanson!
Starbase operations, Mr Hanson.
Yıldız-üssü operasyonlar, Bay Hanson.
Ship's computers will handle the helm, Mr Hanson.
Bay Hanson, dümeni geminin bilgisayarı kontrol edecek.
- Take no action, Mr Hanson.
- Bir harekette bulunma, Bay Hanson.
You have your orders, Mr Hanson.
Bay Hanson, emirleri biliyorsun.
Lieutenant Hanson is now in operational command.
Teğmen Hanson şimdi operasyonun komutasını üstlendi.
- Warp factor 1, Mr. Hansen. - Warp 1, sir.
Warp faktörü 1, Bay Hanson.
- Hold your course, Mr. Hansen.
- Bay Hanson rotanda kal.
Steady as she goes, Mr. Hansen.
- Bay Hanson, gemiyi düzgün götür.
Hanson speaking.
Ben Hanson.
Hanson?
Hanson?
Hanson!
Hanson!
Oh, my husband sold them to the men at Hanson's mill.
Kocam onlari Hanson'un milinde satti.
for three cents more than you paid me.
Bay Hanson yumurtalari üç sent daha fazlaya aldi.
I can remember Pa, and Mr. Hanson.
Babamı ve Bay Hanson'ı hâlâ hatırlıyorum.
Nothing to think about Mr. Hanson. my mind's made up.
Düşünecek birşey yok, Bay Hanson. Kararımı verdim.
Pa left Plum Creek at daybreak, and worked all day in Hanson's mill earning lumber he needed to build us a house.
Babam şafakta Plum Creek'ten gidip bütün gün Hanson'ın mil atölyesinde çalıştı. bize bir ev inşa etmek için gerekli ahşabı almak için.
Though we were sorry to see them go, Pa swapped them to Mr. Hanson for a span of oxen.
Onlardan ayrılmak üzücü olsa da, babam onları Bay Hanson'a bir çift öküz için sattı.
Missus this is the fella I told you about, I ran into over at Hanson's mill.
Karıcım bu sana bahsettiğim adam, Hanson'ın mil atölyesinde karşılaştığım hani.
I see you workin'at Hanson's everyday.
Hanson'ın orada çalışırken hergün görüyorum seni.
Work for you in the morning, work for Hanson in the afternoon.
Sabahları senin için çalışırım, Hanson için akşamüzeri.
So I work at O'Neil's for 6 hours. I work 6 hours at Hanson's.
Oneil's için 6 saat, Hanson için de 6 saat çalışıyorum.
We haven't met, but Hanson pointed you out to me.
Daha önce tanışmadık, ama Hanson bana seni önerdi.