Hatchet traduction Turc
629 traduction parallèle
He was killed by young women! With the meat hatchet!
Kız, kasabı kendi baltasıyla öldürdü!
I bet hatchet-face heard you.
Zayıf yüzlü seni duymuştur.
Couldn't we bury the hatchet?
Savaş baltalarımızı gömemez miyiz?
Bury the hatchet.
Geçmişi unutup barış yapabiliriz.
Not if I'm as good doctor as you are with that hatchet.
Bu baltayla birisi saldırırsa o zaman iyi bir doktor değilim.
No more 50 ° % salvage, Mr. Cutler... but a room in a penitentiary where you and your hatchet men... can be cosy as fiddler crabs on a marsh bank.
- Artık % 50 kurtarma payı yok, Bay Cutler. Ama senin ve adamlarının gideceği yer bataklıktaki bir yengecin yuvasından daha rahat olabilir.
You three have something in common. It might be time to bury the hatchet.
Üçünüzün ortak bir yani var Savas baltalariniz gömün.
Where's the hatchet mark?
Şu balta işareti nerede?
Hey, you hatchet face!
Hey, Balta surat!
And to think you did it all with your own little hatchet.
Tüm bunları o küçük planınla yaptığını düşününce...
Willie Stark's hatchet man.
Willie Stark'ın baltacısı.
You have tender sensibilities for a hatchet man.
Bir baltacı için hassas duyguların var.
You want to bury the hatchet and make a loving cup?
Savaş baltalarını gömüp, sevgi kupalarını çıkaralım mı?
Any time I had a hatchet and Bull Harper was handy -
O baltayı her zaman Bull Harper için kullanırdım.
Oh, some hatchet-face my brother wants me to meet.
Ağabeyimin tanışmamı istediği yamuk suratlının teki.
Housewife Hacks Hubby with Hatchet?
Hayır. Ön sayfaya haber bile olmuştu.
Ay, this must be the hatchet man of the local tyrant Nan Batian
Zalim hükümdar Nan Batian'ın baltalı bir adamı olmalı.
I got a couple of hoods, a couple of hatchet men, stashed in that closet, - a reporter guzzled up in the penthouse... - You got three reporters in the penthouse.
Yaşlı bir kadının hayatıyla ilgileniyorum, dolaba kilitlediğim iki eli silahlı goril bozuntusu ve çatıda zorla tuttuğum bir muhabir var.
I call your monkey wrench and raise you a hatchet.
İngiliz anahtarını görüyor ve el baltasıyla artırıyorum.
I call your hatchet and raise you a sledgehammer.
El baltanı görüyor ve bir balyozla artırıyorum.
She give me the hatchet, and I broke it up.
Bana bir nacak verdi ve ben de kırdım.
Bury the hatchet.
Baltaları gömelim.
And you know who has the hatchet.
Ve baltanın kimde olduğunu biliyorsun.
Bury the hatchet
Savaş baltalarını göm.
Thas right, call your hatchet man.
Güzel, tetikçine haber ver.
He's gonna call his hatchet man and tell him to...
Tetikçisini arayacak ve...
Bury the hatchet. An appropriate choice of terms, captain.
- Savaş baltalarını gömelim.
We know you got the word from Besh and Little Hatchet here.
Besh'in ve Küçük Balta'nın sana haber verdiğini biliyoruz.
At least give me a chance to bury the hatchet with some style, huh?
En azından bana baltamı bir gösterişle gömme şansı ver, ha?
Hatchet Chang Chin-fa of the'Four Champions'- is waiting for you with seven men.
"4 şampiyonlar" geldi ve dostunu rehin alıp... sana pusu kurmak istiyorlar, kaçsan iyi olur!
" l, Hatchet Jack being of sound mind and broken legs do hereby leaveth my bear rifle to whatever finds it.
" Ben, Balta Jack... hazır aklım başımda ve ayaklarım kırıkken... av tüfeğimi... onu bulana bırakıyorum.
Yours truly, Hatchet Jack. "
Saygılarımla, Balta Jack. "
Ain't that Hatchet Jack's rifle?
Şu, Hatchet Jack'in tüfeği değil miydi?
That Hatchet Jack was a wild one.
Hatchet Jack vahşi biriydi.
- Hatchet.
- Baltayla.
Probably from a hatchet or a butcher's cleaver.
Muhtemelen bir keser ya da satır.
- No, hatchet killer.
- Hayır, baltalı katil.
If you weren't so eager to do a hatchet job, you wouldn't think twice about it.
Ağır ve haksız eleştiri yapmaya bu kadar istekli olmasaydın, iki kez düşünürdün zaten.
I mean you're president of the Systems Group and Hackett's nothing but a hatchet man for CCA.
Sen Sistem Grubu'nun başkanısın ve Hackett CCA'nın maşasından başka bir şey değil.
I'm about ready to use... that hatchet-face of yours as a punching bag.
Senin o... balta suratını kum torbası olarak kullanmama az kaldı.
A son-of-a-bitch hacked it off with a hatchet.
Orospu çocuğunun biri onu balta ile kesti.
I need a hatchet.
Baltaya ihtiyacım var.
Bob, get Doc a hatchet.
Bob, Doc'a balta ver.
Caught speed butchering a steer with a hatchet.
Bir pala ile kaçak et keserken yakalanmış.
I feel like somebody who's waiting for the hatchet guy to chop off his head, doctor.
Kafasının baltalı birisi tarafından uçurulmasını bekleyen birisi gibi hissediyorum.
Me, I got a little hatchet, and I keep it right under the seat.
Benimse küçük bir baltam var. Koltuğun altında saklıyorum.
Shit, why don't you bury the hatchet with Wilson?
Wilson'la dost olsan da yine güzel yazılarını okusak olmaz mı?
Somebody get me a hatchet.
Biri bana balta getirsin.
I was afraid old hatchet-face would see us.
Vay be, saat bir buçuk. Ben de zayıf yüzlü yaşlı bizi görecek diye korkuyordum.
They'll do a real hatchet job on that plane.
Benim vermemden daha iyi.
Do we bury the hatchet?
Hadi, barışalım.