English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ H ] / He's dead

He's dead traduction Turc

13,994 traduction parallèle
He was number one, he come first, but he's... he's dead.
İlk çocuktu. Önce o doğdu. Ama...
He's dead, sir.
Öldü efendim.
He's dead, but he's making it good.
O şimdi öldü ama anlaşma geçerli.
Zobrist is dead, but if his plague is real then this map, it's a trail he has left so someone can find it.
Zobrist öldü ama vebası gerçekse o halde bu harita, birinin bulması için bıraktığı bir iz.
An expert technician. And now he's a dead one. I read that.
uzman teknisyen ve şimdi de öldü onu okumuştum sarhoşken kendini atmış belki.
He's dead.
Adam öldü.
And he's dead because of you.
Ve senin yüzünden öldü.
He's dead.
O öldü.
If he had followed the damn rules, we'd all be dead.
Kuralları uygulamış olsaydı hepimiz ölmüştük.
- To make sure he's dead.
- Öldüğünden emin olmak için.
He's dead, Lynne.
- Ölmüş Lynn.
He's fucking dead!
Ölmüş!
- He's dead.
- Öldü o.
- He's not just dead, man, his entire face is fuckin'rotted out.
Lanet yüzünün tamamı çürümüştü.
- Wait, he's dead.
Öldü.
He lived there for a bit, then, uh then he went off the deep end and now he's dead.
Bir süre orada yaşadı. Sonra da daha derine batıp öldü.
But he's dead and Gabriel doesn't care.
Ama öldü ve Gabriel de umursamadı.
And now, he's dead.
Ve şimdi de o öldü.
You don't know this guy, you don't know what he's up to and you can't sell to people if they're dead.
Neyin peşinde olduğunu bilmiyorsun ve insanlar ölürse satamazsın.
He'll be waiting for you... in the reflection of your enemy's dead eyes.
O seni bekleyeceğim. ölü düşman gözünde.
- He's dead.
- O öldü.
He left quite a few dead bodies in his wake... including his wife and daughter.
Ardında pek çok ceset bırakmış... buna karısı ve kızı da dâhil.
He's dead. Yeah.
Geberecek.
He requested to say that he's dead.
Kendi için öldü dememizi istedi.
He's not quite dead yet but he's almost there.
Daha tam olarak ölmemiş ama, oldukça yakınında.
He ain't dead. He's just boogered up.
Ölü falan değil, o, sadece biraz kendinden geçti.
He's dead. And I blame you.
O öldü ve ben seni suçluyorum.
Somehow, while he was out on parole, my brother ended up at this cop's house, and the cop shot him dead.
Şartlı tahliye ederken, ağabeyim bu polisin evine gitti ve öldürüldü.
Don't give up. My son, he's dead and buried, but your daughter, she could still be out there.
Pes etme, benim oğlum öldü ve gömüldü, fakat kızın hala yaşıyor olabilir.
- I mean, he's for sure dead?
- Öldüğüne eminsiniz yani? - Evet.
- He's practically dead, Frank.
- Adam ölü sayılır Frank.
That guy? He's dead two years.
Adam iki yıl önce öldü.
He's dead.
Öldü.
Yeah, he's dead.
Evet, öldü.
Well, you better go down there and make sure he's dead.
Aşağıya inip öldüğünden emin ol.
And now he's dead.
Ve şimdi öldü.
He's dead!
Öldü!
He's, uh, dead.
Yani... Öldü.
He's lucky he's dead.
Öldüğü için şanslı.
This is Thomas Madison, my best friend, and he's dead now because he also stepped on one of your mines!
Bu, Thomas Madison, en iyi arkadaşımdı ve artık ölü, çünkü mayınlarından birine bastı!
Reynard gets shanked so he can't drive, he's dead.
Reynard öldürüldü. O yüzden aracı kullanamazdı.
Got home and reached for what he thought was a glass of water... What do you think happened? He's dead.
Eve dönmüş ve su içmek için kavanozu kafaya dikivermiş sonra da ölmüş tabi.
I like to think he's dead, makes things easier.
Ölmüş olduğunu düşünmek istiyorum hayatımı kolaylaştırıyor çünkü.
So he's dead?
O öldü yani.
Of course he's dead, he blew his own brains out, no-one survives that.
Elbette öldü ; kendi beynini dağıttı. Kimse bundan kurtulamaz.
He's dead. Anna, Charlotte and Josh...
O öldü.Anna, Charlotte ve Josh...
That he's dead!
Öldüğünü!
Whatever the fuck you wanna call him, but, uh... you know, I trained him right, and, uh... once he's dead set... there ain't no stopping him.
Onu ne istersen onu çağırmak Ama, uh... Biliyor musun, doğru eğittim ve...
I know, he's dead.
Öldüğünü biliyorum.
This, uh, other man, are you certain he's dead?
Şu diğer adamın öldüğüne emin misin?
He's dead!
- Öldü!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]