English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ H ] / He likes you

He likes you traduction Turc

1,545 traduction parallèle
I think he likes you.
Sanırım senden hoşlanıyor.
- l think he likes you.
- Senden hoşlandı galiba.
He likes your character, Pea, and he's prepared to write you regular cameos as a baddy... chemist if you'll go back to them days now.
1 yazar kaldı ve Royston Vasey'i devam ettirmeyi kabul etti. - Öyle mi? - Evet.
He likes you.
Seni beğendi.
Sim, I don't know how much he likes you.
Sim, o seni ne kadar çok seviyor bilmiyorum?
I think he likes you.
Bence senden hoşlanıyor.
- He likes you.
- Senden hoşlandı.
- He likes you and he's picky. - He's cute.
- Sizi sevdi ve çok seçicidir.
She's got a better deal. He likes you.
Hem teklifi de daha iyi.
Ah, he likes you.
Sizi sevdi.
Maybe he likes you.
Belki senden hoşlanmıştır.
He likes you already, a lot.
O sizi zaten çok seviyor.
See, I told you he likes you.
Gördün mü? Seni sevdiğini söylemiştim.
He likes you, and sooner or later, you're going to have to deal with it.
Senden hoşlanıyor ve er ya da geç bununla yüzleşmen gerekecek.
Because he likes you.
- Çünkü senden hoşlanıyor.
- Yeah, he likes you.
Çocuk senden hoşlanıyor.
I don't think he likes you anymore.
Sanırım artık seni sevmiyor.
It's because he likes you.
Çünkü senden hoşlandığı için.
Not so much that he's okay to sleep over, but, yeah, he likes you.
Rahat uyuyacak şekilde hoşlanmasa da evet senden hoşlanıyor.
He likes you.
Çok basit. Senden hoşlanıyor.
Oh look, he likes you.
Bakın hele, senden hoşlandı.
- He likes you.
- Senden hoşlanıyor.
And better yet, he likes you.
Dahası, sizden hoşIanıyor.
It may be that he likes you.
Kendin söyle. Belki de senden hoşlanmıştır.
- He likes if you... He likes if you pat his butt.
- Poposuna... hafiften vurursanız hoşuna gider.
- Do you think he really likes me?
- Sence gerçekten beğeniyor mu?
He likes what I wear, but I won't tell you.
Benim kokumu seviyor, ama onu sana söylemeyeceğim.
I think he likes you.
Sanırım seni seviyor.
It seems that the professor likes the ocean and yachts, and at the end of the thesis, he'll give you credit if you write "I like the ocean and yachts."
Profesörün yatları sevdiğini biliyordum.. Eğer bunu resmedebilirseniz, sınıfı geçmiş olacaksınız.
He really likes you.
Senden çok hoşlanıyor.
You were all screwed up, you had that freaky red hair, he likes a challenge...
Sen geldin, berbat haldeydin. Saçların kırmızı falandı. O, zor işleri sever.
You know where he likes to hang out?
Peki nerelerde takılır biliyor musunuz?
And he likes this special parmesan that you can only get at bianchi's.
Ve o sadece Bianchi'den alabileceğin özel parmesana bayılır.
You know Michel, he likes to dish it out... but he's extremely sensitive when you give it back.
İçini dökmeyi sever. Ama karşılık verince çok hassaslaşır. - Evet, öyle galiba.
You're lucky'cause Ceaser's birthday is next month and I know he likes pearls, so...
Şanslısın çünkü gelecek ay da Caesar'ın doğum günü ve onun inci sevdiğini biliyorum.
You're not overcooking it,'cause he likes it rare plus- - you know, not too rare, but not medium rare.
Fazla pişirmiyorsun, değil mi? Çünkü az pişmiş üstü sever. Çok az pişmiş değil ama orta az pişmiş.
Emily, let me show you how he likes his blanket arranged.
- Emily, sana köpeğin battaniyesini nasıl sevdiğini göstereyim.
You know, I think he really likes Typhoid Mary.
- Evet. Bence Yürüyen Hastalık'tan gerçekten hoşlanıyor.
YOU KNOW WHAT? JUST GO OVER THERE AND ASK HIM IF HE LIKES ME.
Oraya gidip benden hoşlanıyor mu, sor.
You know he really likes you.
Biliyorum. seni gerçekten seviyor.
And he obviously likes you.
Belli ki senden hoşlanmış.
Yeah, well, he likes you more.
- Seni daha çok seviyor.
Charlie... you know why he likes playing with you, don't you?
Charlie... babamın, neden seninle oynamayı sevdiğini biliyorsun değil mi?
Because he really likes you, So you have to take him back.
Senden gerçekten hoşlandığı için, tekrar biraraya gelmelisiniz.
- Yeah, I think he actually likes you.
- Evet, sanırım seni çok sevdi.
On the other hand... he likes the fact that you carry a gun.
Öte yandan senin silah taşıman hoşuna gidiyor.
Marmalade really likes you, Doug. He does?
- Marmalade seni çok sevdi, Doug.
- No, Hugh, he likes you, I'm sure.
- Hayır Hugh, seni beğeniyor, eminim.
And you two had better find something he likes to do
Ve siz ikiniz de, onun yapmayı seveceği şeyler bulsanız iyi olur!
~ tch ~ ~ laughs ~ You know Kessler, he likes his women single.
Bilirsin Kessler, karsının yalnız olması onun hoşuna gider.
And he likes to call you late at night... because he says you're the last voice he wants to hear.
Seni gece geç saatte arıyor çünkü en son senin sesini duymak istediğini söylüyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]